Kelimeler arşivinde; içinde "kadın" olan, toplam 56 tane kelime bulunuyor. İçerisinde kadın bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu kadın ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında kadın olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
KADINLAŞTIRMAK
KADINSILAŞMAK, KADINLAŞTIRMA
KADINBARMAĞI, KADINTUZLUĞU, KADINDÜĞMESİ, KADINPARMAĞI, KADINSILAŞMA
KADINİĞNESİ, KADINBARMAK, KADINCASINA, KADINEFENDİ, KADINLAŞMAK, KADINGÖBEĞİ, KADINSIZLIK
KADINLAŞMA, KADINLILIK, KADINSILIK, KADINCAĞIZ, GELİNKADIN
DURUKADIN, HACIKADIN, ESKİKADIN, AYŞAKADIN, KADINERKİ, PAŞAKADIN, TAYAKADIN, YENİKADIN, KADINHANI, KADINIMSI, ANŞEKADIN, ANŞAKADIN, AYŞEKADIN, KADINNİNE, KADINBUDU
KADINCIK, KADINCIL, MALKADIN, KADINLIK, NURKADIN, KADINSAL, KADINSIZ, KADINEVİ, KADINANA, ANAKADIN, GÜLKADIN, AŞIKADIN, DURKADIN, BALKADIN
KADINGA, KADINCA, KADINLI, KADINGE, KADINSI, AKKADIN
KADIN
KADIN
Erişkin dişi insan, hatun, hatun kişi, zen. Analık veya ev yönetimi bakımından gereken erdemleri, becerileri olan. Bayan. Hizmetçi bayan.
KADINEFENDİ
Padişahın eşine verilen san.
KADINTUZLUĞU
Sarıçalı.
KADINLAŞTIRMA
Kadınlaştırmak işi.
KADINLAŞMAK
Kadına benzer bir durum almak. Erkek kadın gibi davranır duruma gelmek.
KADINCASINA
Kadınca.
KADINPARMAĞI
Beyaz ya da siyah, uzun, ince kabuklu bir çeşit üzüm. İnce, uzun, sulu, yumuşak bir cins armut. Üç kulaklı ekşimsi bir ot.
KADINSILAŞMAK
Kadın özelliği kazanmak, kadınlaşmak.
KADINSIZLIK
Kadınsız olma durumu.
KADINBARMAK
Beyaz ya da siyah, uzun, ince kabuklu bir çeşit üzüm.
KADINGÖBEĞİ
Kızartılarak yapılan, ortası çukurca, bir tür yumurtalı hamur tatlısı.
KADINDÜĞMESİ
Süs bitkisi olarak yetiştirilen, düğme biçiminde çiçek açan otsu bir bitki.
KADINİĞNESİ
Karaiğne denilen böcek.
KADINSILAŞMA
Kadınsılaşmak durumu.
KADINLAŞTIRMAK
Kadınlaşmasına yol açmak.
KADINBARMAĞI
Baklavaya benzer bir tatlı.
Bu bölümde tanımı içerisinde KADIN geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ANAERKİLLİK
Kadının üstünlüğüne dayalı toplumsal örgütlenme düzeni, maderşahilik. Ananın egemen olduğu aile hayatı.
AĞIRLAŞMAK
Ağır duruma gelmek. Sıkıcı ve bunaltıcı bir durum almak. Güçleşmek, zorlaşmak. Gökyüzü bulutlu ve karanlık, iç karartıcı bir hâl almak. Ağırbaşlı olmak. Yavaşlamak. Yiyecek bozulmaya yüz tutmak. Gebe kadın doğurması yaklaşmak. Hasta tehlikeli duruma gelmek, fenalaşmak. Organ görevini yapamaz duruma gelmek.
AFİFE
İffetli (kadın).
ACUZE
Huysuz, yaşlı kadın.
AĞIRCANLI
Çok yavaş iş yapan, çevik olmayan. Varlığı sıkıntı veren, sevimsiz. Tembel. Gebe (kadın).
ANA
Anne. Temel, asıl, esas. Alacağın veya borcun, faizin dışında olan bölümü. Yaşlı kadınlara saygılı bir seslenme sözü. Yavrusu olan dişi hayvan. Çizgilerden herhangi birini anlatan kelimeye sıfat olarak geldiğinde o çizginin, belirli bir kural altında hareket ederek bir yüzey oluşturmaya yaradığını anlatan bir söz. Velinimet. Dinî bakımdan aziz tanınan bazı kadınlara verilen saygı unvanı.
ABLA
Bir kimsenin kendisinden büyük olan kız kardeşi. Erkeklerin kız veya kadınlara seslenirken söyledikleri söz. Büyük kız kardeş gibi saygı ve sevgi gösterilen kız veya kadın. Genelev veya randevuevi işletmecisi kadın, çaça, mama (II).
ALÜFTE
İffetsiz, oynak, cilveli (kadın).
AFET
Çeşitli doğa olaylarının sebep olduğu yıkım. Çok kötü. Hastalıkların dokularda yaptığı bozukluk. Güzelliği ile insanı şaşkına çeviren, aklını başından alan kadın. Kıran.
AHU
Ceylan. Güzel, ince, zarif (kadın).
ALMAK
Bir şeyi elle ya da başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak. Zararlı, tehlikeli bir şeye uğramak. Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak. Motor çalışması için gerekli olan elektrik veya yakıttan yararlanır duruma gelmek. Satın almak. Erkek, kadınla evlenmek. Göreve, işe başlatmak. Örtmek, koymak. Yolmak, koparmak. Bürümek, sarmak, kaplamak. İçine sığmak. İçecek veya sigara içmek. Görevden, işten çekmek. Kazanç sağlamak. Gidermek, yok etmek. Kazanmak, elde etmek. Çalmak. Kısaltmak, eksiltmek. Vücuttaki hasta bir organı ameliyatla çıkarmak. İçeri sızmak, içine çekmek. Yol gitmek, mesafe katetmek. Kabul etmek. İçeri girmesini sağlamak. Birlikte götürmek. Soldurmak. Kendine ulaştırılmak, iletilmek. Temizlemek. Sürükleyip götürmek. Yer değiştirmek. Yutmak, kullanmak. Tat veya koku duymak. Başlamak. Ele geçirmek, fethetmek.
ALLIK
Al olma durumu. Kadınların süs için yanaklarına sürdükleri al boya.
AKTRİS
Kadın oyuncu.
ALAGARSON
Kısa kesilmiş saç. Oğlan saçı biçiminde kısa kesilmiş kadın saçı.
ALINLIK
Kadınların alınlarına taktıkları altın veya gümüşten süs eşyası. Yapılarda cephe süsü.
AHRETLİK
Ahret kardeşi olan kadınlardan her biri. Öbür dünyada karşılığı görüleceğine inanarak yapılmış olan (iş veya iyilik). Besleme kız, beslek.
AĞIRAYAK
Doğurması yakın (kadın).
AMAZON
Savaşa katılan kadınlara eski çağların Amazonlarına benzetilerek verilen san. Ata binen kadın.
ALTINOLUK
İşlemeli kadın şalvarı. Sarıkların üstüne sarılan sırma şerit. Altın sırma veya kılaptanla işlenmiş çizgili ipek kumaş. Bu cins kumaşların üstünde bulunan sırma işlemeli yollar.
AKLIK
Ak olma durumu. Kadınların makyaj için yüzlerine sürdükleri beyaz bir sıvı, düzgün.