Kelimeler arşivinde; içinde "haval" olan, toplam 26 tane kelime bulunuyor. İçerisinde haval bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu haval ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında haval olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
HAVALANDIRABİLMEK
HAVALANDIRABİLME
HAVALANDIRILMAK
HAVALANDIRMALI, HAVALANDIRILMA, HAVALANABİLMEK, HAVALANDIRMACI
HAVALANABİLME, HAVALANDIRMAK, HAVALANDIRICI
HAVALANDIRMA
HAVALENAME, HAVALİMANI, HAVALANMAK
HAVALIKUM, HAVALAMAK, HAVALANMA
HAVALELİ, HAVALACI
HAVALIK, HAVALAK
HAVALA, HAVALI, HAVALE, HAVALİ
HAVAL
HAVAL
Yemenileri kalıba çekmek, düzeltmek için kullanılan bir çeşit ağaç araç.
HAVALANABİLMEK
Havalanma imkânı veya olasılığı bulunmak.
HAVALANABİLME
Havalanabilmek işi.
HAVALANDIRILMAK
Havalandırma işi yapılmak.
HAVALIKUM
Dökümcülükte kullanılan iri taneli kum. (Bursa).
HAVALANDIRILMA
Havalandırılmak işi.
HAVALANDIRMAK
Kapalı bir yerin pencere ve kapılarını açarak havalanmasını sağlamak. Havaya kaldırmak.
HAVALENAME
Havale.
HAVALANDIRABİLME
Havalandırabilmek işi.
HAVALANDIRICI
Kapalı bir yerin sürekli ve doğal olarak havalandırılmasını sağlayan alet veya düzen.
HAVALANDIRMALI
Havalandırması olan. Havalandırma cihazı bulunan.
HAVALİMANI
Uluslararası veya şehirler arası hava yolu ulaşımı için gerekli teknik ve ticari kuruluşların bütünü. Bu altyapının yerleştirilmesini, işletilmesini ve geliştirilmesini sağlayan kuruluş.
HAVALANMAK
Temiz hava alması sağlanmak, havası değiştirilmek. Beğenilmeyen davranışlarda bulunmak. Yerinde oturamaz duruma gelmek. Bir şey hava akımıyla yer değiştirmek. Kibirli, gururlu, çalımlı davranışlarda bulunmak. Yerden ayrılıp göğe yükselmek.
HAVALANDIRABİLMEK
Havalandırma imkânı veya olasılığı bulunmak.
HAVALANDIRMA
Kapalı bir yerin havasını değiştirmek amacıyla dışarıdan temiz hava girişini veya çeşitli araçlarla hava akımını sağlama işlemi. Herhangi bir şeyi açık havada bir süre bırakma.
HAVALANDIRMACI
Havalandırma işini yapan görevli kimse.
Bu bölümde tanımı içerisinde HAVAL geçen kelimeler listesi verilmiştir.
KALKMAK
Gitmek üzere yerinden ayrılmak. Güncelliğini yitirmek. Başka yere gitmek, taşınmak. Girişmek, başlamak, davranmak, yeltenmek. Ayakta beklemek. Geçerli olmamak, geçerliğini yitirmek, geçmez olmak. Yerinden ayrılıp yol almaya başlamak. Bir durumdan başka bir duruma geçmek. Hayvan iki art ayağı üzerinde dik durum almak. Oturma durumundan dik duruma gelmek, doğrulmak. Taşıtlar yola çıkmak. Yukarı doğru yükselmek. Yok olmak, artık bulunmamak. Derlenip götürülmek. Hasta iyileşerek gezecek duruma gelmek. Uygulanmaz olmak. Uçmak, havalanmak. Varlığı, hayatı son bulmak. Uyanarak yataktan ayrılmak. Kabarmak, ayrılmak.
KIRÇ
Kışın, sisli havalarda, ağaç dallarını, toprak çıkıntılarını vb. yerleri kaplayan buz tabakası.
MANDAPOST
Posta havalesi.
HAVALE
Bir işi bir başkasının sorumluluğuna bırakma, ısmarlama, devretme. Genellikle çocuklarda görülen, ateşli veya ateşsiz olan çırpınma nöbetleri. Bir arsayı çevirmek, kapamak için çekilen perde veya duvar. Banka, postane vb. aracılığıyla gönderilen para. Postane, banka vb. aracılığıyla para gönderildiğinde gönderenle alacak olanın adları ve para miktarı yazılı kâğıt, havale kâğıdı, havalename. Yüksek ve büyük bir görünüşü olma.
FATURALAMAK
Bir malın faturasını düzenlemek. Bir suçu birinin üzerine yüklemek. Ödemeyi bir kuruluşa ve kişiye havale etmek. Bir görevi birine yerine getirmesi için vermek.
FAÇALI
Havalı, gösterişli.
HAVALELİ
Havalesi olan. Gereğinden çok yüksek, yıkılacak gibi olan.
MAYA
Bazı besinlerin yapımında mayalanmayı sağlamak için kullanılan madde, ferment. Arsız, utanmaz kimse. İçerdikleri enzimlerin katalizör niteliği etkisiyle şekerleri karbondioksit ve alkole dönüştüren bir hücreli bitki organizmaları. Yaradılış, öz nitelik. Damızlık dişi hayvan. Dişi deve. Uzun havalardan bir tür halk türküsü.
DUMAN
Bir maddenin yanması ile çıkan ve içinde katı zerrelerle buğu bulunan değişik renklerde gaz. Kötü, yaman. Havalanan tozların veya sisin oluşturduğu bulanıklık. Esrar.
GÜZLEK
Güz yağmuru. Havaların soğuması üzerine yaylalardan dönen hayvanların otlatılması ve bir süre barındırılması için ayrılmış, dağ eteklerinde bulunan mera. Güz mevsiminin geçirildiği yer.
HAVALANMA
Havalanmak işi.
ABRAMAK
Fırtınalı havalarda gemiyi ustalıkla yönetmek. Başarmak, bir işi becermek.
BORALI
Yağmurlu, sert rüzgârlı ve soğuk havalı.
LOKOMOTİF
Tren vagonlarını çeken, tekerlekli, buharlı, elektrikli, termik motorlu veya sıkıştırılmış havalı makine.
FIRILDAK
Rüzgârla dönen, çember biçiminde çocuk oyuncağı. Havalandırmak amacıyla oda veya mutfak pencerelerine takılan kanatlı araç. Ocak veya soba borusunun iyi çekmesini sağlamak için tepesine takılan ve rüzgârın gittiği yöne dönebilecek biçimde yapılmış olan şapka. Düşüncesini sürekli değiştiren, sözünden dönen (kimse). Dolap, düzen, hile.
IZGARA
Metal çubukların, ağaç dallarının aralıklı sıralanmasıyla yapılmış olan parmaklık veya kafes biçiminde araç. Bu araç üstünde pişmiş. Et, balık, köfte vb. yiyecekleri pişirmekte kullanılan araç, gril. Futbol ayakkabısının altında bulunan iri başlı kabara. Pisliklerin su yollarını tıkamasını önlemek veya havalandırmak amacıyla su yollarının havalandırma çıkışları üzerine konulan kafesli veya parmaklıklı demir.
KURYE
Genellikle elçilik postasını yerine ulaştırmakla görevli kimse. Posta, kargo, mektup vb. gönderileri alıcıya ulaştıran kimse. Düzenli olarak ticari bir hizmet gören taşıt. Uçakla gönderilen mektup, koli veya havale.
FAN
Havalandırma aracı, pervane, pervane kanadı, vantilatör. Sıcak veya soğuk havayı dengeli olarak savuran araç.
KIRAĞI
Su buğusunun soğuk havalarda, yerde, bitkiler, ağaçlar ve öteki nesneler üzerinde donmasıyla oluşan ince tabaka.
GÖÇERMEK
Bir kimseden diğer kimseye geçirmek, havale etmek, devretmek. Bitkileri yerinden, çıkarıp başka yere dikmek, değiştirmek, göçürmek.