İSKEMLE ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "iskemle" olan, toplam 2 adet kelime bulunmaktadır. iskemle ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu iskemle ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde iskemle olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

Bazı kelimelerin anlamları

İSKEMLE

Arkalıksız sandalye. Üstüne sigara tablası, çiçek vazosu vb. konulan küçük masa.

İSKEMLECİBAŞI

Hasahırdaki biniş iskemlesini saklamakla yükümlü görevli.

  -   -   -  

Anlamında İSKEMLE bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde İSKEMLE geçen kelimeler listesi verilmiştir.

GÖTLÜK

At, eşek gibi hayvanların arkasına örtülen kilim ya da çul parçasından yapılan örtü. Süvari pantalonlarının arkasına geçirilen parça. Eteklik, etek. Arkasız iskemle. Çocukların yaptığı düdüklerin delikli kısmı. (Beyceli Fatsa Ordu).

KÜSKÜ

Taşa veya duvara delik açmak için kullanılan uzun, ağır ve bir ucu sivri demir. Taş kaldırmakta kullanılan uzun demir çubuk veya basit, ağaçtan kaldıraç. Taş kaldırmakta kullanılan uzun demir çubuk ya da ağaç, basit kaldıraç. Fırını temizlemekte ya da ateşi karıştırmakta kullanılan sırık. Duvar delmekte kullanılan sivri uçlu uzun demir. Bir çeşit balta. Kunduracıların kullandıkları bir araç, örs. Teknede kalan hamurları sıyırmaya yarayan küçük kürek. Doğum durumunda oturulan yer, doğum iskemlesi. Ağaç ya da demir sopa (havuç, çiğdem ve benzerleri çıkarmakta kullanılır). Kaldıraç. Taş sökmekte kullanılan kalın, uzun demir. Fırındaki ateşi karıştırmakta, odun itmekte kullanılan balta sapından kalın ağaç. Yapıda kullanılacak olan taşları bulundukları yerden kaldırmak amacıyla bir kaldıraç gibi kullanılan kalın ağaç sopa. (Dereyazıcı Alaca Çorum). Uzunluğu 2 m. kadar olan demir kaldıraç.

KÜMRE

Küçük iskemle.

İSGEMBE

İskemle. İskemle, arkalıksız sandalye.

İSKEMLİ

Tabure. İskemle, kürsü.

KORMİ

Küçük, arkalıksız tahta iskemle.

ORTAOYUNU

Geleneksel Türk doğaçlama halk tiyatrosu. Ortada oynanır. Baş kişileri, aynı zamanda oyunun düzenleyicisi olan Pişekâr ile oyunun baş güldürücü tipi Kavuklu'dur. Dekor olarak bir paravana, bir de önünde alçak bir hasır iskemlesi bulunan peyke vardır. bk. dükkân, yeni dünya.

AYAKCAK

Aptesane, hela, ayak yolu. Arkalıksız kısa iskemle. Tırpanla ekin biçenlerin ayaklarına bağladıkları demet. Direğe çıkmaya yarıyan aygıt. Taban ve koncu tek parça ağaçtan yapılmış, burnuna meşin çakılı ayakkabı. Merdiven, merdiven basamağı. El leğeni. Tahta, arkalıksız sandalye. Merdiven. Tırpanla biçildikten sonra, dağınık olarak yere yığılan ekinleri, ayağın yardımıyla düzenli kümeler durumuna getiren (H) harfi biçiminde ot araç. (Amasya).

TÜNEMEK

Kuşlar, kanatlı evcil hayvanlar, uyumak için bir dala veya sırığa konmak. Tabure, yüksekçe iskemle vb. üzerine oturmak.

TABURE

Sırt ve kol dayayacak yeri olmayan iskemle.

GÖTÜRGE

Bir ucunun bağlı bulunduğu bir nokta etrafında dönen kol, kaldıraç, manivela. Değirmen taşını kaldırmak ve indirmek için kullanılan ağaçtan yapılmış bir çeşit ayar aracı. Öğütülecek buğdayı değirmen teknesinden taşın altına yavaş yavaş döken araç. Döveni ata bağlayan ipe takılı ağaç. Tahta sandalye, iskemle. Kasık bağı. Yük. İş.

KOLÇAK

Yalnız başparmağı ayrı, diğer dört parmağı bir örülmüş yün eldiven. Kola geçirilen işaretli bağ, pazubent. Kadınların dirseklerine kadar taktıkları basmadan yapılmış olan süs eşyası. Koltuk veya iskemlenin kol konacak parçası. Ceket veya gömlek kollarının kirlenmesine engel olmak için bilekten dirseğe kadar geçirilen eğreti kolluk. Zırhın kola geçirilen parçası.

CEKCEKUŞ

Gıcırtı: iskemleyi cekcekuş ettirme.

KUTMEK

Ağaç kökü, kütük. Alçak, küçük iskemle. İki ayaklı tahta oturak (Çayağzı).

DÜKKAN

Esnafın perakende satış yaptığı, küçük zanaat sahiplerinin çalıştıkları yer, işyeri. Esnafın perakende satış yaptığı, küçük zanaat sahiplerinin çalıştıkları yer. Görevli olarak çalışılan yer, iş yeri. Kumarhane. (Doğaçlama ve Ortaoyunu). Doğaçlamaya dayanan Türk tiyatrosu argosunda tiyatro yapısı. Ortaoyunu'nda iş yerini belirten, yalnızca iki alçak kanadı bulunan 1 arşınlık (yaklaşık 68-70 cm.) bir peyke. Önünde arkalıksız bir alçak iskemle durur. Orta Oyunu'nda iş yerini belirten, yalnızca iki alçak duvarı bulunan basık kulübe. Bu, kimi kez bir tek alçak iskemle ile de belirtilebilirdi. Tiyatro yapısı.

OTURAK

Oturulacak yer ya da şey. Bacaklarında veya başka bir yerinde, gezmesine engel olacak bir özrü olduğundan hep evde oturan (kimse), kötürüm. Bir şeyin yere gelen tarafı, taban. İçkili, çalgılı ve kadınlı eğlenti. Kürekli teknelerde kürekçilerin oturduğu enli tahta. Alçak iskemle. Boru mengenesinin tezgâha oturduğu ve vidalandığı bölüm. Ördek.

KÖŞGÜ

Sandalye, iskemle, tahta kanape.

KONDİLİK

Küçük iskemle.

İSKEMİ

Sandalye. İskemle, sandalye. Belli bir bölgede kan akımının azalması, ilgili bölgeyi besleyen damarların tıkanması veya daralması nedeniyle gelişen yerel anemi, bölgesel doku anemisi, işemi. Kan damarlarının daralmasına veya tıkanmasına bağlı olarak bir organ veya dokuya yetersiz kan gelmesi veya yerel kansızlık, kansızlanma.

GERGİCEK

Kağnı arabalarında kolların arasındaki açıklığı korumak için takılan ağaç. Eğik olarak vurulan destek, payanda. Tandır ya da mangal üzerine konan tahta iskemlenin karşılıklı iki tarafına çakılan ufak tahta.