Kelimeler arşivi içinde; başında "giydiri" olan, toplam 6 adet kelime bulunmaktadır. giydiri ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu giydiri ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde giydiri olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
GİYDİRİCİLİK
GİYDİRİLMEK
GİYDİRİLME
GİYDİRİCİ
GİYDİRİŞ
GİYDİRİ
GİYDİRİ
Oyuncuları giydiren görevli.
GİYDİRİCİ
Stüdyolarda oyuncuların giyimine yardım eden kimse, gardıropçu. Oyuncuların giysilerini giydiren kimse, gardıropçu.
GİYDİRİŞ
Giydirme işi.
GİYDİRİLME
Giydirilmek işi.
GİYDİRİCİLİK
Giydiricinin yaptığı iş, gardıropçuluk.
GİYDİRİLMEK
Giydirme işi yapılmak.
Bu bölümde tanımı içerisinde GİYDİRİ geçen kelimeler listesi verilmiştir.
DOĞLAK
Küçük çocuklara giydirilen pazen entari.
TAVULBAZ
Ata giydirilen göğüs zırhı.
GARDIROPÇU
Giydirici.
TAKKA
Eski evlerde tavana yakın açılan küçük pencere. Tavuk ya da horozibiği. 1.Terlik. 2.Kadınların giydiği fes : Kadının yakışı takkayla gelir. 3.Gelinlerin başına giydirilen süslü bir çeşit başlık. Dakika : On takka var. Şapka. Takke.
BÜRÜG
Düğünde geline giydirilen bir elbise.
ABALAMAK
Çocuk emeklemek, emekliyerek yürümeğe başlamak. Yerde sürünmek, sürünerek yürümek, yere eğilip emekler gibi yürümek: Avcı abalıyarak ayının inine girdi. Çabalamak: Şapkam kayboldu abaladım abaladım bulamadım. Sendelemek. Korkmak. Yeni elbise ile giydirip kuşatmak: Bizim oğlanı abaladım. Baskı yaparak canından bezdirmek: Âbalamayın beni, ben size ne yaptım!.
GIVRATMA
Çok kıvrak pamuk ipliğinden dokunmuş ince bir çeşit bez: Eskiden güveğilere gıvratmadan don, göynek giydirirlerdi.
TAKKIÇ
İleri çıkık (alın için). Gelinlerin başına giydirilen süslü bir çeşit başlık.
GARDIROPÇULUK
Giydiricilik.
ZIBIN
Bebeklere iç çamaşırı olarak giydirilen, ince pamukludan kısa ve kollu giysi. Kolsuz kadın giysisi.
BÜRÜK
Çarşaf, baş örtüsü. Duvak. Ova ve dere kıyılarındaki çalı ve diken topluluğu. Baş örtüsü. Çarşaf, çar. Atkı. Örtü, peçe. Hamam havlusu. Orman. Gövdesini sarmaşık sarmış ağaç. Üstü açık, çevresi çalılarla çevrilmiş ağıl. Asma yaprağı. İbrik. Düğünde geline giydirilen elbise. Tülbent, baş örtüsü. Ağaçları bürüyen yabani diken.
ÇELÜK
Bir çocuk oyunu. Çocuk. Küçük çocuklara giydirilen ayakkabı. Kavaklık.
URULMAK
Vurulmak. Dikilmek, kurulmak, yapılmak, vazolunmak. Vurulmak, çarpılmak. Giydirilmek, takılmak, konulmak.
CIBA
Tüyü kırkılmış keçi ve koyun. Kel, saçsız. Kağnı ve boyundurukta kullanılan ağaç çivi. Zayıf, ince ve küçük. Bozkır, verimsiz toprak. Tepe, yüksek yer. Bol gübreli yumuşak toprak. Kalburdan geçirilerek temizlenmiş pirinç. Salyangoz. Domuz yavrusu. Yelken bezi. Süslü çocuk giyeceği. Yeni doğan çocuklara giydirilen gömlek. Dağınık. Yaramaz çocuk. Piç. Bebeklikten çıkmış çocuk. Çıplak. Tandır karıştırmaya yarayan ucu demirli değnek. Çocuk. Tüyü yeni kırkılmış keçi yavrusu. Erkek çocuk (Yemişli köyü), çocuk (Gediz). Kırkılmış keçi (Çayağzı). Domuz yavrusu, çocuk (kızgınlıkla).
ÇUKAL
Eskiden savaşta atlara giydirilen zırhlı örtü ki bir çeşidini savaşçılar da giyerlerdi.
BAŞBAĞI
Sığırların boynuzuna bağlanan kısa ip. Büyük baş hayvanların başlarına bağlanan ardıçtan eğilmiş ağaç. Çalıdan yapılan çitlerin üstünü sağlamlaştırmaya yarayan uzunca değnekler. Düğünlerde gelinlere elbise giydirilirken ve başları bağlanırken yenge hanımın çalgıcılara verdiği bahşiş. Düğünlerde gelinin yakınlarının 'başına örtü bağlanmıyor' diyerek oğlan tarafından aldıkları bahşiş. Düğünlerde oğlan tarafının verdiği ziyafet. Havlu, peşkir. İhtiyar kadınların başlarına sardıkları kalın çember. Koca, zevç.
KABANİÇE
Padişahların şahsına özgü olan, fakat kimi kez olağanüstü onurlamak için, padişah önüne çıkan sadrazamlara giydirilen, arasıra da Kırım Hanlarına gönderilen kürk.
HASODABAŞI
Has-oda görevlilerinin en eskisi olup törenlerde padişahın giysilerini giydirip çıkarmakla, padişah nereye giderse yanında bulunmakla görevli kişi.