Sonu GEMİ ile biten kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; sonunda "gemi" olan, toplam 4 adet kelime bulunmaktadır. Sonu gemi ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.

Bunun yanı sıra, başında gemi olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde gemi olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.

 
 

Bazı kelimelerin anlamları

GEMİ

Su üstünde yüzen, insan ve yük taşımaya yarayan büyük taşıt, sefine.

OLİGEMİ

Kan hacminin azalması veya yetersizliği. Akut kanamalarda olduğu gibi hemoglobin ve plazma miktarının azalması, oligohemi.

FUNGEMİ

Mantarların kan dolaşımına geçmesi, kanda mantar bulunuşu. Mantarların kan dolaşımına geçmesi.

EGEMİ

Herhangi bir iş ya da zanaatta acemilik devresini geçirmiş kişi.

  -   -   -  

Anlamında GEMİ bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde GEMİ geçen kelimeler listesi verilmiştir.

ABRAMAK

Fırtınalı havalarda gemiyi ustalıkla yönetmek. Başarmak, bir işi becermek.

ASTAR

Giyecek, perde, çanta, ayakkabı vb. şeylerde, kumaşın veya derinin iç tarafına geçirilen ince kat. Sıvanacak, boyanacak yerlere boyadan önce sürülen kat. Gemicilikte bir şeyi sağlamlaştırmak için kullanılan bez, halat, ağaç vb.

APIŞTIRMAK

Hayvanı çok yorarak yürüyecek güç bırakmamak. Çifte demir atarak döndükçe geminin bir alan içinde kalmasını sağlamak.

ARMATÖRLÜK

Armatör olma durumu. Gemi işletme işi, gemi işletmeciliği.

APAZLAMA

Apazlamak işi, avuçlama. Pupa ile orsa arasında geminin omurgasına 45 derece açı ile esen (rüzgâr). (a'pazlama) Böyle esen bir rüzgârla.

ALABORA

Geminin yan yatması. Bir serenin yatay durumdan düşey duruma getirilmesi. Selamlamak için filika küreklerinin yukarıya kaldırılması. Balığı toplamak için dalyan ağının yukarıya alınması.

ANELE

Gemilerde türlü işlerde kullanılan bir tür demir halka.

APAZLAMAK

Avuçlamak. Gemi apazlama rüzgârla gitmek. Yelken rüzgârla dolup şişmek.

APİKO

Geminin, zinciri toplayıp demirini kaldırmaya hazır olması. Derli toplu, süslü, şık. Hazır, tetik.

AMBAR

Genellikle tahıl saklanan yer. Kum, çakıl vb. yapı malzemesini ölçmekte kullanılan ve her yanı çoğunlukla 75 santimetre olan küp ölçek. Genellikle tahılın çok üretildiği yer, bölge. Geminin yük koymaya ayrılmış yeri. Yiyecek ve bazı eşyanın saklandığı yer. Eşya taşıma işleri yapan kurum veya ortaklık.

ALGARİNA

Ağır bir şeyi denizden çıkarma veya denize indirme işinde kullanılan büyük vinçli deniz teknesi. Bazı gemilerin baş veya kıç tarafından eğik olarak uzatılmış bulunan makaralı, kısa ve kalın dikme.

ARMUZ

Gemilerde güverte ve borda kaplama tahtalarının yan yana gelmeleri sonucu aralarında oluşturdukları çizgi.

ARMADOR

Geminin direk, seren, yelken, ip vb. donanımını düzenleyen usta.

ANGARYA

Bir kimseye veya bir topluluğa zorla, ücret vermeden yaptırılan iş, yüklenti. Kölelik düzeninde köylünün derebeyine yaptığı zorunlu ücretsiz hizmet. Usandırıcı, bıktırıcı, zorla yapılmış olan iş. Savaş durumundaki bir devletin, kendi sularındaki yabancı bir devletin ticaret gemilerine el koyarak bunlardan yararlanması. Olağanüstü durumlarda veya sıkıyönetimde devletin vatandaşlara ait taşıtlara el koyması. Bir kişiye görevi dışında yaptırılan iş.

ASTARYA

Bir gemiye yükleme veya boşaltma için tanınan süre.

AMBARGO

Bir malın serbest sürümünü engellemek için konulan yasak, engelleyim. Bir ülkenin dış dünyayla ilişkilerini engelleme, engelleyim. Bir kişinin başka kişilerle ilişkilerini engelleme, engelleyim. Bir devletin, gemilerin kendi limanlarından ayrılmasını yasaklama buyruğu, engelleyim.

ARMADURA

Gemide direklere takılı halatları bağlamak için küpeştenin iç tarafında bulunan delikli ve çubuklu levha.

ARMA

Bir devletin, bir hanedanın veya bir şehrin simgesi olarak kabul edilmiş resim, harf veya şekil, ongun (II). Geminin yürümesine hizmet eden direk, seren, ip, halat ve yelken takımı.

ARMATÖR

Ticaret gemisi sahibi.

ABAŞO

Gemiyi baştan veya kıçtan halatla karaya bağlama. Altta, aşağıda bulunan, alttaki.