Sonu DURDURMA ile biten kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; sonunda "durdurma" olan, toplam 1 adet kelime bulunmaktadır. Sonu durdurma ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.

Bunun yanı sıra, başında durdurma olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde durdurma olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.

 
 

Bazı kelimelerin anlamları

DURDURMA

Durdurmak işi.

  -   -   -  

Anlamında DURDURMA bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde DURDURMA geçen kelimeler listesi verilmiştir.

KASTANYOLA

Bir çarkın dişlerine takılıp geriye doğru dönmesini önleyen dil. Akan gemi zincirini sıkarak durdurmak için kullanılan, güverte locasının altına konmuş, hareketli demir kol.

FRENLEMEK

Bir taşıtın, mekanizmanın hareketini fren yardımıyla yavaşlatmak veya durdurmak. Bir gidişin, bir tutumun aşırılığını önlemek, gemlemek.

DURDURULMAK

Durdurma işi yapılmak.

BASTIRMAK

Basma işini yaptırmak. Gidermek. Zararlı bir olayı önlemek. Hemen söylemek. Baskı yapmak, üzerine iyice düşmek. Durdurmak. Üstünlüğünü göstermek. Bir kumaşın kenarını kıvırıp dikmek. Birdenbire gerçekleşmek ve pek çok etki göstermek. Kümes hayvanlarını kuluçkaya yatırmak. Ansızın birinin yanına gitmek.

DİKMEK

Bir cismi dik olarak durdurmak. Top vb.ni oyun alanında belirli bir yere koymak. Beklemek için birini bir şeyin başına getirmek. Bardak, kadeh, testi vb. kapların içindekini bir çırpıda, bir solukta içmek. Top, taş vb.ni dikine havaya atmak. Yapı kurmak, inşa etmek. Yetiştirmek için bir bitkiyi toprağa yerleştirmek. Biçilmiş veya yırtılmış kumaş, deri, yara vb.ni iğneye geçirilmiş iplikle tutturmak.

ÇEVİRMEK

Bir şeyin yönünü değiştirmek. İşlemek, yapmak. Geri göndermek. Çeviri yapmak. Yolundan alıkoymak, yoldan döndürmek. Kâğıt oyunu oynamak. Yönetmek, idare etmek. Bir giyeceği söküp iç yüzünü dışa getirmek. Öteki yüzünü görünür duruma getirmek. Döndürerek hareket ettirmek. Bir durumdan başka duruma geçmek. Bir durumdan başka duruma getirmek, dönüştürmek. Durdurmak. Çevrilemek, tevil etmek. Bir yerin çevresini bir şeyle sarmak, kuşatmak.

DİREMEK

Bir şeyi dikine koymak, dayamak, durdurmak. Direnmek, karşı koymak, inat etmek, ısrar etmek.

DURAKLAMA

Duraklamak işi. İlerlemekte olan bir birliğin, vakitsiz, yersiz ve düzensiz olarak yürüyüşünü durdurması.

BLOKAJ

Bloke etme işi. Bir şeyin hareketine engel olma, hareketini durdurma. Sivri taşların toprak zemine dikine çakılarak üzerine beton dökülmesiyle yapılmış olan dolgu. Bankacılıkta bir varlığın yetkili otoritelerin izni olmadan sahibi tarafından kullanılamaması durumu.

ÇATMAK

Odun, değnek, kılıç, tüfek vb. uzun şeylerden birkaç tanesini, tepelerinden birbirine çaprazlama dayayarak durdurmak. Bir şeyi yapmak için gerekli parçaları bir araya getirmek. Yazıyla ya da sözle sataşmak. Üzücü, kızdırıcı veya şaşırtıcı olaylarla karşılaşmak. Başa yemeni, çatkı, yazma vb.ni bağlamak. Kereste vb.ni birbirine tutturmak. Yükü hayvana iki yanlı yüklemek. Rastlamak, karşılaşmak. Gemiler birbirine çarpmak.

ATEŞKES

Savaşan iki kuvvetin karşılıklı olarak savaşı durdurması, bırakışma, mütareke.

KESMEK

Bıçak, makas vb. bir araçla bir şeyi ikiye ayırmak, parçalamak, doğramak. Karşı cinsten birisini sürekli olarak süzmek, dikkatli bir biçimde bakmak. Belirtmek, kararlaştırmak. Yazıyı, filmi kısaltmak. Rüzgâr, soğuk vb. çok etkili olmak. Birini yermek, kötülemek. Oyuncuyu takım kadrosuna almamak. Akımı durdurmak. Hasta organı ameliyatla almak. Bir şeyden yoksun bırakmak, vermemek. Vahşice öldürmek. Kesici bir araçla yaralamak. Azaltmak, güçleştirmek. Hayvanın başını gövdesinden ayırmak, boğazlamak. Ara vermek. Son vermek, gidermek. Geçişi önlemek. Para basmak. İskambil kâğıtlarında destenin üzerinden bir bölümünü kaldırıp öte yana koymak. Susmak. Verilecek şeyin bir bölümünü alıkoyup vermemek. Ucunu almak. Dibinden ayırmak. Bölmek, ayırmak. Düzgün parçalara ayırmak. Uydurmak, yalan söylemek.

ÇÜŞ

Yürüyen eşeği durdurmak için söylenen söz. Yakışıksız bir davranış karşısında söylenen kaba bir söz.

KARŞILAMAK

Dışarıdan gelen bir kimseye karşılayıcı olarak çıkmak, istikbal etmek. Söylenen, yapılan, bildirilen bir şeyi olumlu veya olumsuz bulmak. Önlemek, durdurmak. Boksta karşı oyuncunun yumruklarını savmak. Masrafı ödemek. Karşılık olmak, denk gelmek, tekabül etmek.

EĞLEMEK

Durdurmak. Avutmak. Oyalamak.

ANTİKATOT

Basıncı azaltılmış bir elektrik boşalma tüpünde, katot ışınlarını durdurmak için tüp içerisinde katot karşısına yerleştirilen genel olarak metal yaprak.

FREN

Bir makinenin, herhangi bir taşıtın hızını kesmeye veya onu durdurmaya yarayan mekanizma.

DURDURUŞ

Durdurma işi.

DONDURMAK

Donmasını sağlamak. Bir işin gerektirdiği sorumluluk ve yetkileri geçici bir süre için kullanmamak üzere durdurmak. Beklemeye almak. Hareketsiz hâle getirmek. Sabitlemek. Soğutmak.

İKAME

Yerine koyma, yerine kullanma. Ortaya koyma. Ayağa kaldırma, ayakta durdurma. Yerine konulan, yerine geçen.