DEYİŞ ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "deyiş" olan, toplam 11 adet kelime bulunmaktadır. deyiş ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu deyiş ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde deyiş olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

10 harfli kelimeler

DEYİŞBİLİM, DEYİŞİKLİK

9 harfli kelimeler

DEYİŞETCİ, DEYİŞLEME

8 harfli kelimeler

DEYİŞEYH, DEYİŞMEK

7 harfli kelimeler

DEYİŞAT, DEYİŞET, DEYİŞİK, DEYİŞME

5 harfli kelimeler

DEYİŞ

Bazı kelimelerin anlamları

DEYİŞ

Deme, söyleme işi. Semahla birlikte yalnızca bağlama eşliğinde ağır tempoda söylenen bir beste türü. Halk şiiri, halk türküsü. Bir kimsenin bir konuyla ilgili anlattıkları, ifade. Söyleme biçimi, anlatım biçimi, üslup.

DEYİŞETCİ

Halk ozanı, âşık.

DEYİŞEYH

Yedek (iç çamaşırı, giyecek).

DEYİŞAT

Mâni, destan, ağıt, şiir, mısra, şarkı, türkü, gazel. Konuşma. Çekişme, ağız kavgası. Rivayet. Söz gelişi. Şiir, söz, lâf (dedikodu, havadis).

DEYİŞMEK

Saz şairleri karşılıklı türkü söylemek. Değişmek, karşılığı deişmek,denişmek.

DEYİŞLEME

Beste, makam. Kafiyeli atasözü. Bir sözün, masalın, türkünün anlamı. Mâni.

DEYİŞİK

Yedek (iç çamaşırı, giyecek). İki erkeğin, birbirine kız kardeşlerini vermesi. Halk inanışına göre cinlerin değiştirdiği sanılan çocuk.

DEYİŞME

Konuşma. Ağız kavgası, tartışma. Tabaklıkta üçüncü harç işlemi. Saz ozanlarının, yarışma niteliği taşımayan karşılıklı deyiş söylemeleri. Divan yazınının "müşaare" karşılığıdır.

DEYİŞBİLİM

Bir gözlem aracını oluşturacak sorunların dile getiriliş kurallarını gösteren bilgiler dizgesi.

DEYİŞET

Mâni, destan, ağıt, şiir, mısra, şarkı, türkü, gazel. Rivayet. Âdet. Atasözü. Tekerleme, fıkra. Şiir.

DEYİŞİKLİK

Değişiklik.

  -   -   -  

Anlamında DEYİŞ bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde DEYİŞ geçen kelimeler listesi verilmiştir.

TEKERLEME

Tekerlemek işi. Saz şairleri arasında yapılmış olan deyiş yarışı. Orta oyununda, özellikle Kavuklu'nun kullandığı sözler. Birbiriyle uyumlu hazır söz kalıbı. Çoğunlukla basmakalıp söz. Çoğunlukla, masalların genel olarak başında bulunan "Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde." gibi uyaklı giriş veya ara sözler.

AFORİZM

Özdeyiş.

SLOGAN

Bir düşünceyi kolay hatırlanıp tekrarlanabilir bir biçimde ifade eden kısa, çarpıcı söz, motto. Kimlik, topluluk, örgüt, kurum veya kuruluşun amaç ve araçlarını özlü bir biçimde tanımlayan deyiş veya söz.

ŞATHİYAT

Ciddi bir düşünceyi, konuyu, şaka ve alay yollu anlatmak için yazılmış deyişler.

PROLOG

Ön deyiş.

AĞDALI

Ağdalanmış. Karmaşık. Bilinmeyen kelimelerden, anlaşılması güç sözlerden oluşan (deyiş).

VECİZE

Özdeyiş.

HOYRAT

Kaba, kırıcı ve hırpalayıcı. Kaba, kırıcı ve hırpalayıcı bir biçimde. Güneydoğu Anadolu'da ve Irak'taki Türkler arasında tek başına söylenen bir tür ezgili deyiş.

BAŞ

İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız ve benzerleri organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser. Bir topluluğu yöneten kimse. Başlangıç. Temel, esas. Arazide en yüksek nokta. Bir şeyin genellikle toparlakça ucu. Bir şeyin uçlarından biri. Kasaplık hayvanlarda ve bazı yiyeceklerde adet. Para değiştirirken verilen veya alınan üstelik, sarrafiye. 1. Bir şeyin yakını veya çevresi. "Önem veya yönetim bakımından ileride olan, en önemli, en üstün" anlamlarında birleşik kelimeler yapan bir söz. Güreşte pehlivanların ayrıldıkları beş derecenin en yükseği. Çıban. Reis. Tane. Dilim: Bi baş pendir ver. İyi, güzel: Benim toklularım hep baştır. Pazartesi. Ölçüde, tartıda tahminin üstünde çıkan kısım. Çıban, yara. Derilere tatbik edilen bir işlem (tabaklıkta). Köselecilikte bir derinin baş tarafı. Bulgur, buğday ve benzerleri kalburlandığı zaman kalburun üstünde kalan in kısım. Baş, başlangıç. Baş, reis. Baş. Üzeri, kendi. Tepe, zirve. Uç. sınır. Nezt, baş ucu. Ön taraf, ön yol. Bağış, hediye. İnsan vücudunun ağız, duygu organları ve beyni içine alan en ön bölgesi. Herhangi bir hayvanın bu bölgeye karşılık olan yapısı. Sefal, kafa. 3.Bakteriyofajlarda ikozahedral şekilli, DNA içeren kısmı. 4.Miyozinin bir parçası. Fosfolipitlerin yağ asitleri içermeyen kısmı. Spermlerde haploit çekirdeğin bulunduğu kısmı. Beyni ve duyu organlarını taşıyan vücut parçası. Yağlı güreşte ve karakucakta en büyük boy. reis (bk. başkan.). Dövme ya da darçıkım işleminde, dövme ya da itme işini gören kolun ucu. İlkel topluluklarda görülen, çok az kurumlaşmış olan ve gücü kimi kez aşırı bir başına -buyruk- yönetimin gücü biçimini alan önder tipi. İnsan vücudunun üst, hayvan vücudunun ön ucu, sefalika. Deyiş'in konu ve uyağının ne olduğunu belirten, "doğuş" un halk edebiyatındaki adı. İnsan vücudunun ağız, duygu organları ve beyni içine alan üst bölgesi; herhangi bir hayvanın bu kesime karşıt oları bölgesi. Başkan, topluluğu yöneten, komutan. (İnsan ve hayvan sayımında) Tane. Başak. Yara.

İRADIMESEL

Bir düşünceyi atasözleri, özdeyiş vb. ile güçlendirme.

ASKI

Üzerine herhangi bir şey asmaya yarar nesne. Elbise, gömlek, tişört, ceket gibi elbiselerin kırışmadan düzgün bir biçimde elbise dolabına asılması için insan omzu biçiminde tasarlanmış, bazılarının altında pantolon asmak için düz bir çıta, bazılarının her iki kenarında etek asmak için çengel bulunan alet, elbise askısı. Saz şairleri arasında yapılmış olan deyiş yarışında üstün gelene verilmek için duvara asılan kumaş, tabanca vb. ödül. İpek böceğinin kozasını sarması için yanına konulan çalı çırpı. Düğünlerde geline yakınları tarafından takılan hediye. Artırma, eksiltme vb. resmî iş ilanlarının ilgili daire duvarında belli bir zaman süresince asılı durması. Kadınların kullandığı altın dizisi veya zincirli mücevherat. Hastanelerde kırık kol veya bacakların asılarak tutturulduğu araç. Gelinin odasına asılan süs. Yeni yapılmış olan yapıların çatısına, ev sahibi tarafından usta için veya düğün arabalarına düğün sahibi tarafından arabacı için armağan olarak asılan kumaş. Pantolon veya giysilerin düşmesini önlemek için omuzdan aşırılan bağ. Çay, kahve taşımaya yarar kahveci tepsisi, fener. Saklanmak için tavana asılmış dizi veya hevenk.

TABİR

Rüya yorma, yorumlama. Deyiş, anlatım, ifade. Yorum. Deyim.

ÜLGER

Şeftali vb.nin üzerinde bulunan ince tüy. Hav. Özdeyiş.

ÜSLUP

Anlatma, oluş, deyiş veya yapış biçimi, tarz. Bir sanatçıya, bir çağa veya bir ülkeye özgü teknik, renk, biçimlendirme ve söyleyiş özelliği, biçem, stil. Sanatçının görüş, duyuş, anlayış ve anlatıştaki özelliği veya bir türün, bir çağın kendine özgü anlatış biçimi, biçem, tarz, stil.

NAMIDİĞER

Diğer bir deyişle. Öteki adı ile.

İFADE

Anlatım. Dışa vurum. Tanık ve sanıkların olay hakkında yargı organlarına yaptıkları sözlü açıklama. Bir duyguyu yüz aracılığıyla anlatan belirtilerin, mimiklerin bütünü. Deyiş, söyleyiş.

HATİME

Son, sonuç. Son deyiş.

ATIŞMA

Atışmak işi. Saz şairleri, belli bir ayak üzerine karşılıklı deyiş söyleme.

AFORİZMA

Özdeyiş.

KELAMIKİBAR

Özdeyiş.