DALMA ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "dalma" olan, toplam 6 adet kelime bulunmaktadır. dalma ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu dalma ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde dalma olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

Bazı kelimelerin anlamları

DALMA

Dalmak işi. Güreşçinin ayaktayken birden eğilerek rakibinin bacaklarını kapması.

DALMAH

Girmek.

DALMAK

Suyun içine bütün vücuduyla ve hızla girmek. Bir yerin içine girmek. Başka bir şeyle uğraşamayacak veya başka bir şeyi düşünemeyecek biçimde kendini bir şeye kaptırmak. Kendini bilmez duruma gelmek, kendinden geçmek. Uyumak. Güreşte rakibinin belden aşağı bir yerini aniden tutmak.

DALMACI

Oyun bilmeyen, sadece kuvvet ye çeviklikle rakibinin bacaklarına dalarak onu yenmeye çalışan pehlivan.

DALMAN

Pelerin.

DALMAÇYALI

Eski Yugoslavya'dan köken aldığı düşünülen, rengi siyah beyaz, benekli ve neşeli, orta büyüklükte, dayanıklı, kısa ve sert tüyleri rastgele dağılan, siyah veya kahverengi birbiriyle birleşmeyen beneklerle süslü, beneklerin belirginliği ve dağılımı arttıkça daha değerli kabul edilen, yavruları tamamen beyaz doğan ve benekleri sonra ortaya çıkan, oyuncu, neşeli fakat kindar, zeki ve inatçı bir karakterde, aşırı derecede duyarlı ve sadık, orta çağlarda av köpeği, 1800'lerde popüler bir at arabası köpeği, askeri bekçi, sirklerde gösteri, kemirgen avcısı, av, çoban ve koruma gibi pek çok alanda kullanılan, çok yönlü, günümüzde ise ev köpeği olarak yetiştirilen köpek ırkı.

  -   -   -  

Anlamında DALMA bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde DALMA geçen kelimeler listesi verilmiştir.

FERNEZ

Sünger toplamak için kullanılan makineli dalma aracı.

DALDURMAK

Dalmak. Bir dalı kökünden koparmadan orta kısmını toprağa gömerek köklendirmek.

DALINÇ

Kendinden geçercesine sessiz bir coşkuya dalma, istiğrak, meditasyon. Günlük hayatın sıkıntılarından sıyrılmak amacıyla bağdaş kurarak sessiz ve hareketsiz bir biçimde düşüncelerden uzaklaşma, kendini dinleme, istiğrak, meditasyon.

DALABİLMEK

Dalma imkânı veya olasılığı bulunmak.

DALDALANMAK

Gölgeli yere saklanmak. Gölgeli yere ya da bir adamın himayesine sığınmak. Sinmek. Bir şeyle fazla meşgul olmak, dalmak: Oyuna daldalanıp vakti unutmuş. Sığınmak, barınmak. Duldalanmak.

GİRMEK

Dışarıdan içeriye geçmek. İncelemek, ayrıntılara inmek. İyice anlamak, iyice bilmek. Erişmek, ulaşmak. Yemek yemek. Sulu bir şeyin veya su dolu bir yerin içine batmak veya dalmak. Sığmak. Tecavüz etmek, geçmek. Ağrı, sancı başlamak, saplanmak. Zaman anlamlı kavramlar için gelmek. Girişmek, başlamak. Kavgaya tutuşmak. Yeni bir duruma geçmek, dönüşmek. Yüklenmek. Bir şeyin yapımında, birleşiminde yer almak. Bulaşmak. Almak, fethetmek. Yazılmak, başlamak. Katılmak.

DALIŞ

Dalma işi. Topu yakalamak amacıyla savunmadaki bir oyuncunun yatay olarak sıçraması, plonjon.

UÇMAK

Kuş, kanatlı böcek vb. hareketli kanatları yardımıyla havada düşmeden durmak, havada yol almak. Sıvı, gaz ya da buhar durumuna geçmek. Gerçek hayattan uzaklaşıp düşlere dalmak. Hava yolu ile gitmek. Patlayıcı madde ile parçalanmak. Çok sevinmek. Rüzgâr veya başka bir itici güçle yerinden ayrılıp uzağa gitmek. Çok hızlı gitmek. Cennet. Dinî inanışa göre ruh ölümden sonra göğe yükselmek. Aşırılmak. Uçar gibi dalgalanmak. Yok olmak, ortadan kaybolmak. Yüksek yerden düşmek veya yuvarlanmak. Keyif verici veya uyuşturucu madde aldıktan sonra kendinden geçmek. Rengi solmak. Uçak vb. araçlar özel mekanizma ile yerden yükselmek, havada yol almak. Belirmek.

CUVUTMAK

Kendinden geçmek, dalmak.

PİKE

Kabartmalı pamuklu kumaş. Bu kumaştan yapılmış olan yatak örtüsü. Uçağın yüksekten hedefin üzerine dik olarak saldırması. Uçağın yüksekten, hedef üzerine büyük bir açı ile inmesi. Bu kumaştan yapılan. Yüksek bir yerden suya dik olarak dalma. İyi ayrılamama sebebiyle un veya irmik içerisinde kalmış olan, gözle görülebilen, iri ve koyu renkli kepek vb. parçacık.

BAYINMAK

Bayılmak: Akşam bizim çocuk bayındı. Uyumak. Kendini bir şeye vermek, dalmak. Hasta kendinden geçmek. Tahammül etmek: Burası çok sıcak hiç bayınamıyorum. Vermek, ödemek (argo): Bu tabancaya 250 lira bayındım. Büyümek, boylanmak. Bayılmak.

CUTMAK

Yutmak. Dalmak, düşünmek.

UYUKLAMAK

Oturduğu yerde hafif uykuya dalmak, ımızganmak.

DALDIRMAK

Dalma işini yaptırmak, dalmasına sebep olmak. Dalmak.

UYUMAK

Uyku durumunda olmak. İşlem görmemek, durgun kalmak, el sürülmemek. İlaç etkisiyle ağrı duymayacak kadar derin uykuya dalmak. Çevresindeki olayları fark etmemek, görmemek.

COZLAMAK

Suya gömülmek, dalmak. Yanan kömür suda söndürülürken ses çıkarmak.

CUMMAK

Yıkanmak. Eski türkçe çummak: suya dalmak.

DAALMAK

Dağılmak, karşılığı dalmak.

DALICI

Dalma özelliği olan.

BALIKLAMA

Suya dalmada, atlamada balık gibi gergin, düz ve baş aşağı bir biçimde. Bir işe, bir duruma, bir harekete sonucunun ne olacağını düşünmeden (girişmek).