BOL ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "bol" olan, toplam 59 adet kelime bulunmaktadır. bol ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu bol ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde bol olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

17 harfli kelimeler

BOLLAŞTIRILABİLME

16 harfli kelimeler

BOLLAŞTIRABİLMEK

15 harfli kelimeler

BOLLAŞTIRABİLME

14 harfli kelimeler

BOLLAŞTIRILMAK

13 harfli kelimeler

BOLLAŞTIRILMA, BOLLAŞIVERMEK, BOLLAŞABİLMEK

12 harfli kelimeler

BOLLAŞTIRMAK, BOLLAŞIVERME, BOLLAŞABİLME

11 harfli kelimeler

BOLŞEVİKLİK, BOLLAŞTIRMA

9 harfli kelimeler

BOLLANMAK, BOLLAŞMAK, BOLİVYALI, BOLLATMAK, BOLULULUK, BOLŞEVİZM, BOLOMETRE

8 harfli kelimeler

BOLSIMAK, BOLLATMA, BOLUMSUZ, BOLŞEVİK, BOLLAŞMA, BOLLANMA, BOLLAMAK, BOLUŞLUK, BOLUŞMAK, BOLVADİN, BOLARMAK, BOLYARAN, BOLALMAK

7 harfli kelimeler

BOLUŞÇU, BOLURAK, BOLZANO, BOLALMA, BOLONUK, BOLARMA, BOLLUCA, BOLPAÇA

6 harfli kelimeler

BOLMAK, BOLLUK, BOLLUĞ, BOLTUK, BOLULU, BOLERO, BOLLİK, BOLİÇE, BOLLIK

5 harfli kelimeler

BOLUM, BOLCA, BOLUT, BOLUS, BOLLU, BOLUK

4 harfli kelimeler

BOLÜ, BOLU, BOLT

3 harfli kelimeler

BOL

Bazı kelimelerin anlamları

BOL

İçine girecek şeyin boyutlarından daha büyük veya geniş olan, dar karşıtı. Nicelik bakımından olağandan veya alışılandan çok, kıt karşıtı. Özel bir cam içinde likör, şarap, meyve ve maden suyu karıştırılarak hazırlanan içki.

BOLLANMAK

Bol duruma gelmek, genişlemek.

BOLLAŞTIRMA

Bollaştırmak işi veya durumu.

BOLLAŞTIRILABİLME

Bollaştırılabilmek işi.

BOLLAŞTIRABİLMEK

Bollaştırma imkânı veya olasılığı bulunmak.

BOLLAŞTIRABİLME

Bollaştırabilmek işi.

BOLLAŞTIRILMAK

Bollaşması sağlanmak.

BOLİVYALI

Bolivya halkından veya bu halkın soyundan olan kimse.

BOLLAŞTIRMAK

Bol duruma getirmek.

BOLLAŞTIRILMA

Bollaştırılmak işi.

BOLLAŞABİLME

Bollaşabilmek işi.

BOLŞEVİKLİK

Rusya'da XX. yüzyıl başlarında doğan ve Lenin tarafından geliştirilen komünist hareket.

BOLLAŞIVERME

Bollaşıvermek işi.

BOLLAŞMAK

Bol duruma gelmek.

BOLLAŞIVERMEK

Çabucak veya ansızın bollaşmak.

BOLLAŞABİLMEK

Bollaşma imkânı veya olasılığı bulunmak.

  -   -   -  

Anlamında BOL bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde BOL geçen kelimeler listesi verilmiştir.

AYRIKLIK

Ayrıklı olma durumu, ayrı tutma, ayrı tutulma. Kaplamları birbirinden ayrı olmakla birlikte aynı yakın cinsin kaplamına giren kavramlar arasındaki bağlantı. Elips, daire, parabol, hiperbol vb. bir konik üzerinde hareket eden cismi, odağa veya merkeze birleştiren doğrunun büyük eksen ile yaptığı açı. Önermelerin birbirine bağlanması işleminde ya . ya . ve ya da ile gösterilen ilişki. Kural dışılık. Genel kuraldan ayrılma, derogasyon.

BET

Beniz kelimesi ile birlikte, "yüz rengi" anlamında ikileme oluşturan bir söz. Bereket kelimesi ile birlikte "bolluk" anlamında ikileme oluşturan bir söz.

AVLAMA

Avlamak işi. Voleybolda karşı oyuncuların boş bıraktığı ve yetişemeyeceği yere topu yavaşça indirip sayı kazanma.

BASKETÇİ

Basketbolcu. Basketbolcuya özgü.

AÇILMAK

Açma işine konu olmak. Kendine gelmek, biraz iyileşmek, ferahlamak. Kıyıdan uzaklaşmak. Yeni bir bakış açısı getirmek. Renk koyuluğunu yitirmek. Kapı, yol vb. geçit vermek. Gereken güce ulaşmak. Kuruluşlar ilk kez veya yeniden işe başlamak. Sıkılması, çekinmesi, tutukluğu kalmamak. Herhangi bir konuyla veya sorunla ilgili olarak düşünce ve uygulamalarda yeni koşulların gerektirdiği değişiklikleri veya yenilikleri yapmak. Ayrıntıya girmek. Sırrını, üzüntüsünü, sorunlarını birine söylemek. Genişlemek, bollaşmak. İşini gereğinden veya yapabileceğinden geniş tutmak. Delinmek, yırtılmak. Sis, karanlık, duman vb. dağılmak, yoğunluğunu yitirmek.

BAYRAK

Bir milletin, belli bir topluluğun veya bir kuruluşun simgesi olarak kullanılan, renk ve biçimle özelleştirilmiş, genellikle dikdörtgen biçiminde kumaş, sancak. Atletizmdeki bayrak yarışında dört sporcunun elden ele geçirdiği kısa, yuvarlak sopa. Simge, sembol. Öncü. Baklagilllerde diğerlerinden daha üstte bulunan, daha büyük olan ve çoğunlukla başka bir renkte ve yuvarlakça olan taç yaprağı. Gerektiğinde indirilip kaldırılan, açılıp kapatılan kol.

BEREKETLİ

Bol, verimli.

BASKET

Basketbolda kazanılan sayı. Basketbol.

BASKETBOLCU

Basketbol oyuncusu, basketçi.

ANAHTARLIK

Anahtarların kaybolmasını önlemek ve kolayca kullanılmasını sağlamak için takıldığı maden, deri vb.nden yapılmış olan halka veya kılıf.

ASA

Bazı ülkelerde, hükümdarların, mareşallerin, din adamlarının güç sembolü olarak törenlerde taşıdıkları bir tür ağaç veya metalden değnek. İhtiyarların baston yerine kullandıkları uzun sopa.

ANIT

Önemli bir olayın veya büyük bir kişinin gelecek kuşaklarca tarih boyunca anılması için yapılan, göze çarpacak büyüklükte, sembol niteliğinde yapı, abide. Önemi ve değeri çok olan eser veya kişi.

AĞAÇLIK

Ağacı bol olan yer.

BARAJ

Suyu toplama, sulama ve elektrik üretme amacıyla akarsu üzerine yapılmış olan bent. Herhangi bir alanda başarıyı tespit etmek için gerekli olan şart. Futbol veya hentbolda serbest atışı yapacak oyuncunun önünde karşı takım oyuncularının yan yana dizilip oluşturdukları set.

AĞAÇLIKLI

Ağacı bol olan (yer).

AKMAK

Sıvı maddeler veya çok ince taneli katı maddeler bir yerden başka bir yere doğru gitmek. Kumaş yıpranıp iplikleri erimeye başlamak. Çabucak savuşmak, ortadan kaybolmak. Bir kap veya bir yer, içindeki veya üstündeki sıvıyı sızdırmak. Boya birbirine karışmak. Art arda ve toplu olarak gitmek. Karışmak, katılmak. Sıvı bir madde bir yerden çıkmak. Sıvı maddeler aşağıya yönelmek. Zaman çabuk geçmek. Sürüp gitmek.

ABANMAK

Eğilerek bir şeyin, bir kimsenin üzerine kapanmak. Bir yere veya bir kimseye yaslanmak, dayanmak. Bir şeyin veya bir kimsenin üzerine çöküp çullanmak. Birine yük olarak onun sırtından geçinmeye çalışmak. Boksta karşılaşma sırasında rakibine yaslanmak. Futbolda topa olanca gücüyle vurmak.

BEREKET

Bolluk, gürlük, ongunluk, feyiz, feyezan. İyi ki, neyse ki, iyi bir rastlantı sonucunda. Yağmur.

BELİRTKE

Soyut bir şeyin, bir kavramın sembolü olan varlık veya eşya, amblem. Gösterge. Bir konu hakkındaki açıklayıcı bilgilerin tümü.

BAZLAMA

Sacda pişirilmiş yuvarlak ekmek, bazlamaç. Tatlısı bol, kalın gözleme, bazlamaç.