BİTİRME ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "bitirme" olan, toplam 2 adet kelime bulunmaktadır. bitirme ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu bitirme ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde bitirme olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

Bazı kelimelerin anlamları

BİTİRME

Bitirmek işi.

BİTİRMEK

Bitmesini sağlamak, sona erdirmek, tüketmek, tamamlamak, sonuçlandırmak. Onulmaz duruma getirmek, mahvetmek. Güçsüz düşürmek, bitkin duruma getirmek, yormak.

  -   -   -  

Anlamında BİTİRME bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde BİTİRME geçen kelimeler listesi verilmiştir.

DEVİRMEK

Ayakta veya dik duran bir şeyi düşürmek, yatay duruma getirmek. Bir kitabı başından sonuna kadar okuyup bitirmek. Hepsini kısa sürede içip bitirmek. Bir yönetim organının veya başkanının yönetim gücünü zorla elinden almak. Bir yana eğmek. Belli bir yaş dönemini geride bırakmak.

DEVRETMEK

Dönmek, dolaşmak. Baştan sona değin okumak, bitirmek. Bir malın mülkiyetini, bir mal üzerindeki hakkı başkasına geçirmek. Aktarmak.

DOLDURMAK

Dolmasını sağlamak, dolu duruma getirmek. Ses, koku yayılıp kaplamak. Belirli bir süreyi kaplamak, almak. Bildirge, çizelge, fiş vb. basılı kâğıtların boş yerlerini tamamlamak. Araç deposunu akaryakıtla tamamen dolu duruma getirmek. Yaşını, yılını bitirmek. Ateşli silahların içine mermi sürmek. Birini, başkası için kötü düşünecek bir duruma getirmek. Canlılık kazandırmak.

İTMAM

Bitirme, tamamlama.

İKMAL

Eksik bir şeyi tamamlama, daha iyi duruma getirme, bütünleme. Bitirme. Cümlenin, dizenin anlamını sonra gelen cümle veya dize ile tamamlama. Geri hizmet.

BAŞARMAK

Bir işi istenilen bir biçimde bitirmek, muvaffak olmak.

GEÇMEK

Bir yerden başka bir yere gitmek. Tükenmek, bitmek, sona ermek. Kullanımda olmak, tedavülde olmak. Yazılmak, girmek. Zamanı aşmak, geride bırakmak. Olmak, vuku bulmak, cereyan etmek. Etki yapmak, işlemek. Bir müzik parçasını meşk ederek öğrenmek, çalmak ya da söylemek. Bir duruma uğramak, konu olmak. Geride bırakmak, aşmak. Sönmek. Harcamak. Bir yeri aşmak, öbür yana ulaşmak. Bir konu üzerinde veya bir yerde çalışmış olmak. Bırakmak, vazgeçmek. Haberi bir iletişim aracı ile bildirmek. Sürümü olmak, satılmak. Sıyrılmak, kurtulmak, işin içinden çıkmak. Bir yere gidip oturmak. Üstünlük sağlamak. Görev almak. Çok bekletilmekten çürümeye yüz tutmak. Çekiştirmek, yermek. Bazı kelimelerle birleşik fiil yapar. Okulda, sınavda başarı göstermek. Hastalık bulaşmak, sirayet etmek. Yaşamak. Kalmak, devrolmak. Konuşmada sözü geçmek veya basında yer almak. Söylemeden veya bitirmeden atlamak. Bulunduğu yeri veya konumu değiştirmek. Kabul edilemez olmak. Yerini bırakıp başka yer almak. Birinden meşk etmek. Herhangi bir durum, soya çekim yoluyla birinde görünmek. Bir şeyi bundan böyle yapma durumunda olmamak. Bir yandan girip diğer yandan çıkmak. Yol, araç veya akarsu bir yerin yakınından veya içinden gitmek.

KOTARMAK

Pişen yemeği başka kaba boşaltmak. Bir işi tamamlamak, bitirmek. Üstesinden gelmek. Hazırlamak.

KAPATMAK

Bir malı değerinden aşağı bir karşılıkla elde etmek. Bir kadınla nikâhsız yaşamak. Herhangi bir yerin bütün masraflarını üstlenip başkalarını içeri almadan isteği doğrultusunda eğlenmek. Bitirmek, unutturmak, söz edilmesini engellemek. Yayımını yasak etmek, yayımına son vermek. Kapamak.

HATMETMEK

Kur'an'ın tamamını okumak. Herhangi bir kitabı baştan sona kadar tekrar tekrar okumak. Sona erdirmek, bitirmek.

KAT

Bir yapıda iki döşeme arasında yer alan daire veya odaların bütünü. Bükülen veya kıvrılan bir şeyin her kıvrımı. Makam, mevki. Giyeceklerde takım. Katman. Ön, yan. Apartman dairesi. Sonuca bağlama, bitirme. Kesme. Kesme, kesilme. Bir yüzey üzerine az veya çok kalın bir biçimde, düzgün olarak yayılmış bulunan şey. Kez, defa, misil. İlgiyi kesme. Huzur. Üst üste konulmuş şeylerden her biri, tabaka. Tekrarlanan bir sayının toplamı.

ÇIKIŞ

Çıkma işi. Bir yerden çıkmak için kullanılan nokta. Güreşte cazgırın alana çıkardığı pehlivanların izleyicilere doğru yürüyerek çalım yapmaya başlaması. Yokuş. Verilen bir işaretle yarışa başlama, depar. Uçağın bir havaalanından başka bir havaalanına gitme süreci, sorti. Çıktı. Mezuniyet, okul bitirme. Beklenilmeyen bir sırada yapılmış olan sert konuşma. Kuşatılmış bir bölgedeki birliklerin yaptığı saldırı. Çıkış belgesi.

KURUTMAK

Suyunu ve ıslaklığını giderip kuru duruma getirmek. Bitki canlılığını yitirmek. Bazı sebze ve meyvelerin buharlaştırılmasıyla kuru bir durum almasını sağlamak. Uğursuzluk getirmek, yok etmek. Cılız duruma getirmek, zayıflatmak. Yiyecek ve içecekleri yiyip bitirmek.

BAĞLAMAK

Bir şeyi bir yere veya bir şeye tutturmak. Birinde bir şeye karşı ilgi, istek uyandırarak o şeye ilgi, yakınlık duymasını sağlamak. Düğümlemek. Uyulması zorunlu olmak. Eklemek, bir araya getirmek, birleştirmek. Başka bir işle uğraşamaz durumda olmak. Anlaşma yapmak. Sona erdirmek, bitirmek, tamamlamak. Gönlünü kazanmak. Geçişi engellemek. Büyü, muska vb.nin aracılığıyla birinin birtakım isteklerini veya yetkinliğini engellemek, yok etmek. Birini söz veya yazı ile bağlamak, taahhüt etmek, angaje etmek. Yaraya ilaç koyup bezle sarmak. Bütün ilgisini bir yerde yoğunlaştırmak. Denk yapmak, paket yapmak.

BİTİRİLMEK

Bitirme işine konu olmak.

KIZMABİRADER

Zarla oynanan, karelerde taş yürütüp çeşitli engellerle dolu karelerden oluşan yolu bir an önce bitirmeye dayanan bir oyun türü.

İNTAÇ

Bir işi sonuçlandırma, sona erdirme, bitirme.

HATİM

Kur'an'ın tamamını okuma. Sona erdirme, bitirme.

HAKLAMAK

Bozmak, perişan etmek, yenmek. Yiyip bitirmek. Kırmak, bozmak.

GÖÇÜRMEK

Göçmesine sebep olmak. Bitkileri yerinden çıkarıp başka yere dikmek, göçermek. Yiyip bitirmek. Çökertmek.