Kelimeler arşivi içinde; başında "basın" olan, toplam 12 adet kelime bulunmaktadır. basın ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu basın ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde basın olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
BASINÇLAMAK, BASINÇLANMA, BASINÇÖLÇER, BASINÇÖLÇÜM, BASINÇYAZAR
BASINÇLAMA, BASINDIRIK
BASINCAK, BASINÇLI, BASINMAK
BASINÇ
BASIN
BASIN
Gazete, dergi gibi belirli zamanlarda çıkan yazılı yayınların bütünü, matbuat. Bu tür iş yerlerinde görevli kimselerin tümü.
BASINÇÖLÇÜM
Açık hava basınç ölçülerini değerlendiren etkinlikler.
BASINÇLANMA
Dalgıcın dipten yukarı çıkarken vurgun yemesini önlemek amacıyla uymak ve beklemek zorunda olduğu çıkış zamanı, aksuna. Vurgun yiyen bir dalgıcı iyileştirmek için içine girdiği basınç odasında yapay olarak daldığı derinliğe indirme ve uymak zorunda olduğu çıkış zamanını aynen uygulama, aksuna.
BASINCAK
Merdiven, el merdiveni, merdiven basamağı, iskele. Paspas. Baskına uğramak. Esir etmek. Tesir etmek.
BASINÇ
Bir yüzey üzerine etkide bulunan gücün yüz ölçümü birimine düşen miktarı, tazyik.
BASINÇLAMAK
Hava taşıtlarında, insan organizması için yeterli basınç düzeyini sağlamak veya ayarlamak.
BASINÇLI
Basınç yüklenmiş olan.
BASINÇÖLÇER
Hava basıncını ölçerek yer yükseltilerini ve hava değişimlerini tespit etmek için kullanılan alet, barometre.
BASINMAK
Hakir görmek.
BASINÇLAMA
Basınçlamak işi.
BASINDIRIK
Enkaz veya eşya altında kalma: Dün yıkılan binada Hasanı basındırıktan ben kurtardım.
BASINÇYAZAR
Hava basıncını ölçen ve kaydeden alet, barograf.
Bu bölümde tanımı içerisinde BASIN geçen kelimeler listesi verilmiştir.
BABIALİ
Osmanlı Devleti'nde İstanbul'da sadaret (Başbakanlık), dâhiliye ve hariciye nezaretleri (İçişleri ve Dışişleri bakanlıkları) ile Şûrayıdevlet (Danıştay) dairelerinin bulunduğu yapı. Osmanlı hükûmeti. İstanbul'da bu çevredeki basın.
BAROGRAF
Bir hava taşıtının uçarken izlediği yolun yüksekliklerini çizgi hâlinde göstermeye veya işaretlemeye yarayan alet. Basınçyazar.
BEK
Sert, katı. Savunma oyuncusu. Sağlam. Hava gazı lambasının ucu.
BASILA
Basımcılıkta, provalar için "basınız, basılsın" anlamında kullanılan bir söz.
BÜTAN
Metal bidonlar içinde az bir basınç altında sıvılaşan, yakıt olarak yararlanılan HC formülündeki hidrokarbür gazı.
ANTİSİKLON
Yüksek basınçlı atmosfer kütlesi.
BASMAK
Vücudun ağırlığını verecek bir biçimde ayak tabanını bir yere veya bir şeyin üzerine koymak. Bir şeyi, üzerine kuvvet vererek itmek. Basınç yaparak sıvı ve gazları itmek. Sıkıştırarak yerleştirmek. Kümes hayvanları kuluçkaya yatmak. Bir kimse bir yaşa girmek. Örtmek, bürümek, kaplamak. Bir şey üzerinde kalıp, mühür vb.yle iz yapmak. Uygunsuz vaziyette yakalamak. Baskın yapmak. Bası işi yapmak, tabetmek. Küçük çocuklar ayakta durabilmek. Duman, sis vb. çevreyi kaplamak, çökmek. Bir şeyin etkisinde kalıp eziklik, üzüntü ve ağırlık duymak.
BAR
Anadolu'nun doğu ve kuzey bölgesinde, en çok Artvin ve Erzurum yörelerinde el ele tutuşularak oynanan, ağır ritimli bir halk oyunu. Halter sporunda ağırlığı oluşturan kiloları birbirine bağlayan metal çubuk. Danslı, içkili eğlence yeri. Ateşten, mide bozukluğundan, ağızda, dil ve dişlerde meydana gelen acılık, pas. Ayaküstü içki içilen eğlence yeri. Hava basıncı birimi. Amerikan bar.
BRİKET
Linyit ve kömür tozundan basınçla elde edilen yakacak. Linyit, kömür tozu ve katran tortusundan basınçla elde edilen, tuğla biçimli yapı malzemesi. Kum ve çimentonun birleştirilmesiyle elde edilen yapı malzemesi.
ARSENİK
Atom numarası 33, atom ağırlığı 74,91, yoğunluğu 5,7 olan, atmosfer basıncı altında 450 °C'de süblimleşen, maden filizlerinde çok yaygın bulunan, metal görünümünde basit element, sıçanotu, zırnık (simgesi As).
ATLATMAK
Atlama işini yaptırmak. Görüşmek, konuşmaktan kaçmak. Aldatmak. Kötü bir durumu geçiştirmek, savmak. Savsaklamak. Basında başka ilgililerden önce bir haberin yayımlanmasını sağlamak.
ATLAMAK
Bir engeli sıçrayarak veya fırlayarak aşmak. Yanılmak, aldanmak. Yüksek bir yerden alçak bir yere, ayaküstü gelecek bir biçimde kendini bırakmak. İnmek. Okuma, yazı yazma, sayı sayma vb. işlerde bazı bölümleri üstünkörü geçmek. Basında haberi zamanında verememek veya diğer gazetelerden öğrenmek. Bir işe sonucunu düşünmeden hemen girişmek. Binmek. Sınıfı okumadan geçmek.
ANTİKATOT
Basıncı azaltılmış bir elektrik boşalma tüpünde, katot ışınlarını durdurmak için tüp içerisinde katot karşısına yerleştirilen genel olarak metal yaprak.
ÇATLAK
Çatlamış olan. Yer altındaki taş kütlelerinin basınç ve gerilim dolayısıyla yer değiştirmeden çatlayıp yarılması, diyaklaz. Değişimin başlangıcı. Deli. Deri, mukoza, kemik veya herhangi bir organ üzerinde uzunluğuna olan açıklık, yarık, fissür. Ara, aralık. Herhangi bir yerde uzunluğuna olan açıklık.
BABACIL
Babasını çok seven, babasına çok düşkün olan.
BAROMETRE
Basınçölçer.
BASIÖLÇER
Buharın veya herhangi bir gazın bulunduğu kabın iç yüzeyine yaptığı basıncı belirleyen alet, manometre. Akışkanların basıncını ölçen araç.
ATMOSFER
Yeri veya herhangi bir gök cismini saran gaz tabakası, gaz yuvarı. Hava yuvarı. Basınç birimi olarak kullanılan, 15 °C'de deniz yüzeyinde, 76 santimetre uzunluğunda ve tabanı 1 santimetrekare olan cıva sütununun ağırlığı (1 kilogram 33 gram). İçinde yaşanılan ve etkisinde kalınan ortam, hava.
BALİSTİK
Ateşli silahlarda barut gazının basıncı ile fırlayıp hedefe varıncaya kadar merminin havadaki hareketini inceleyen bilim. Mermi çekirdeği üzerindeki fiziksel değişimleri inceleyerek merminin çıktığı silahın tanımlanmasını sağlayan işlem.
BOŞALTIM
Boşaltma işi. Sistemlerin çalışabilmesi için sürekli olarak gereken boşaltma işlemleri. Sindirimden sonra bağırsaklarda kalan posanın, idrar torbasındaki idrarın ve ter, tükürük, sümük vb. salgıların vücuttan dışarı atılması, ifrağ.