ARPACIK ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "arpacık" olan, toplam 2 adet kelime bulunmaktadır. arpacık ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu arpacık ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde arpacık olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

Bazı kelimelerin anlamları

ARPACIK

Göz kapağının kenarında çıkan küçük çıban, it dirseği. Tüfek, tabanca vb. ateşli silahlarda namlunun en ileri bölümünde bulunan ve nişan alırken gezle birlikte göz ile hedef arasında aynı çizgi üzerine getirilen küçük çıkıntı.

ARPACIKARAÇAY

Tokat kenti, Sulusaray ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.

  -   -   -  

Anlamında ARPACIK bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde ARPACIK geçen kelimeler listesi verilmiştir.

GABLAG

Arpacık soğanı.

GAPIRCAK

Tahıl kabuğu. İnce ince örülmüş saç örgülerine takılan gümüş zincirlerin ucundaki altın ya da gümüşten yapılmış arpacık.

ARPACUH

Arpacık denilen göz hastalığı.

GABLAK

Arpacık soğanı. Fes. Eskiyen baltanın ağzına vurulan demir ve çelik parçası.

ARPAD

Arpacık.

GALIK

Arpacık soğanı. Evlenmemiş kız. Kalıntı, geriye kalan şey.

GELİNCİK

Yazın kırlarda, özellikle ekin tarlalarında yetişen, kırmızı ve otsu bitki, gün gülü (Papaver rhoeas). Yılancık, arpacık, çıban vb. Mezgitgillerden, yılan balığına benzer, eti sevilen bir balık (Mustela tricirrata). Sansargillerden, ince uzun yapılı, sivri çeneli, küçük bir hayvan (Mustela nivalis).

GEZ

Okun, kirişe geçen ucundaki kertik. Yapı işlerinde kullanılan çekül. Yer ölçmeye yarar düğümlü ip. Tüfek, tabanca vb. ateşli silahlarda namlunun gerisinde bulunan ve nişan alırken arpacıkla birlikte göz ile hedef arasında aynı doğru üzerine getirilen kertik.

ETDİRSEĞİ

Gözde çıkan arpacık. Göz kapağında çıkan sivilce.

FİSGE

Tohumluk küçük soğan, arpacık soğanı. İdare lambası, kandil. Şamdan.

GABILAK

İki kulplu testi. Arpacık soğanı.

FİSİL

Küçük soğan, arpacık soğanı. Filiz, sürgün. Sıska, zayıf. Tüylenmemiş fare yavrusu. Yemeğin içindeki et parçaları. Tarla içinde çalılar. Küçük soğan. Soğan ve sarımsağın tohumluğu. Nükleer fisyona uğratılma özelliği olan çekirdekler için kullanılan genel sıfat.

FISKA

Tohumluk küçük soğan, arpacık soğanı. Olmamış incir. Ayakkabıların ucuna konulan sert kösele.

İTDİRSEĞİ

Arpacık.

KISKACI

Soğan tohumundan arpacık soğanı yetiştiren kimse.

FISGA

Tohumluk küçük soğan, arpacık soğanı.

ARPACUK

Arpacık denilen göz hastalığı.

GABALAK

Tepe: Dün gabalağın başına çıktım. Şiş: Gabalak gözlü herifin biri. İki kulplu testi. Fazla sıkıştırılmamış, fazla basılmamış, kaba anlamında kullanılır. Dağınık, darmadağınık: Ayşenin saçı gabalak. İri, büyük, seçme. İri soğan, arpacık denilen tohumluk soğanın büyüğü. Taze soğan, baş bağlamayan soğan. Su kenarlarında yetişen geniş yapraklı bir ot. Yaprağı haşhaş yaprağına benzeyen boz renkli, acı bir ot. Söğüt ve çam gibi ağaçların soyulan kabukları. Kurumuş haşhaş kabuğu. Çobanların başlarına örttükleri keçe. Yağmurdan korunmak için başa geçirilen çuval. Siperliksiz, yünden örülmüş bir çeşit şapka, kar başlığı. Asker şapkası - gabala deldi. İri, gelişmiş (Kızılca k.). Süs bitkisi.

KISKA

Arpacık soğanı.

GALİK

Arpacık soğanı. Sivri topuklu kadın ayakkabısı, ayakkabı. Tavşan yavrusu. Artık, bundan böyle. Artık.