Kelimeler arşivi içinde; sonunda "akoz" olan, toplam 13 adet kelime bulunmaktadır. Sonu akoz ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında akoz olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde akoz olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
TARLAKOZ
DİYAKOZ, ISTAKOZ, İSTAKOZ, KABAKOZ, KOLAKOZ
LAKOZ, TAKOZ, BAKOZ, DAKOZ, HAKOZ, ŞAKOZ
AKOZ
AKOZ
Saban, pulluk veya traktörün toprakta açtığı iz, çizgi. Saban izi.
HAKOZ
Sabanın tarlada bıraktığı iz.
İSTAKOZ
Deniz istakozu.
ŞAKOZ
Ağzı büyük kimse (aşağılama).
ISTAKOZ
Istakozlardan, suda yaşayan, birinci ayak çifti güçlü iki kıskaç durumunda gelişmiş bulunan, beyaz eti için avlanan iri bir böcek (Homarus vulgaris).
TAKOZ
Bir eşyanın altına kıpırdamadan dik durması için yerleştirilen ağaç kama, kıskı. Lakerda yapılmak için kesilmiş torik balığı parçası. Kaba saba insan. Bir taşıtın kaymaması, kımıldamaması için tekerlekleri altına yerleştirilen tahta, plastik vb. engel. Kızaktaki geminin, üstünde oturduğu ağaçlardan her biri. Çivi çakmak için duvarın içine yerleştirilen ağaç parçası.
LAKOZ
Hanigiller familyasından yuvarlak kuyruğu bulunan bir tür balık (Epinephelus zeneus).
BAKOZ
Ağaç temellerin küçük parçaları: Misafir odasının bakozları hafif kaldı.
KABAKOZ
İstanbul şehrinde, Şile ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi. Manisa şehrinde, Gördes ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri.
DAKOZ
Takoz.
DİYAKOZ
Hristiyanlıkta papazın yardımcısı olan din adamı.
TARLAKOZ
Bir tür küçük manyat ağı.
KOLAKOZ
Patatese ve yerelmasma benzeyen etli yemeği yapılan bir çeşit sebze.
Bu bölümde tanımı içerisinde AKOZ geçen kelimeler listesi verilmiştir.
RAMPA
Bir arazinin, bir kara yolunun, bir demir yolu hattının yatay doğrultuya göre yokuş olan bölümü. Bir geminin bir başka gemiye, dubaya, iskeleye veya sala değecek biçimde yanaşması. Özellikle istasyonlarda, vagonlara eşya yüklemek veya boşaltmak için yapılan, ambarın önünde bulunan set. İki ağacı veya takozları birbirine kenetlemek için kullanılan, uçları eğriltilmiş ve sivriltilmiş demir çubuk. Bir vagonu raya sokmak veya raydan çıkarmak için kullanılan araç. Füzelerin havaya fırlatılmak için üstüne yerleştirildikleri eğik destek.
TELFİN
Lakerda yapılmak için kesilmiş torik balığı parçası, takoz.
TAKATUKA
Gürültü patırtı. Odanın ortasına yerleştirilen, uzun tütün çubuklarının külünün döküldüğü çanak. Basımevlerinde kurşun dökülmüş, satır olarak dizilmiş harfleri iyice yerleştirmek için üzerlerine vurmaya yarar takoz.
SIKTIRMA
Sıktırmak işi. Tahkimat birimlerinin oynamasını veya kaymasını önlemek amacıyla birim ile arazi arasında kalan boşluklara sıkıştırılan bir takoz türü.
TAKOZLAMA
Takozlamak işi.
KAMA
Silah olarak kullanılan, ucu sivri, iki ağzı da keskin uzun bıçak. Kütüğü yarmak için kullanılan ucu sivri, yassı, enli çivi, takoz, kıskı. Açılmış olan boşluklarda tavan ve yanlardan taş veya cevher parçalarının düşmesini önlemek amacıyla tahkimat elemanları üstüne veya arkasına yerleştirilen bir tahkimat parçası. Oyunda sayı. Topun gerisini kapayan kapak. Oyunda kazanılan her parti.
ASTAKSANTİN
Özellikle salmonidlerde ete pempemsi rengi veren, mikroalglerde ve krusteselerde bol miktarda bulunan bir karotenoit pigmenti. Yumurta sarısı ve tereyağı gibi hayvansal ürünlerin renginin portakal sarısı renkte olmasını sağlayan ve ıstakozda fazla miktarda bulunan renk maddesi.
ÇAKOZLAMA
Çakozlamak durumu.
BÖCEK
Eklem bacaklıların, altı bacaklı, çoğu kanatlı ve vücutları baş, göğüs, karın olarak eklemlerden oluşmuş hayvan sınıfı, haşere. Istakoza benzer, uzunluğu 30-40 santimetre kadar olan, sarı renkli, kısa kıskaçlı, yenilen bir deniz hayvanı. Kelebek, kurt ve tırtılın dışında kalan küçük hayvancıklar.
BESİ
Yaşatmak ve geliştirmek için gereken besinleri yedirip içirme işi. Bir şeyi istenilen durumda tutmak veya oturtmak için kullanılan takoz vb. şeyler.
GENEVİRT
Istakoz.
ISTAKOZLAR
On ayaklılar takımına giren, örnek hayvanı ıstakoz olan bir familya.
KEREVİT
Kabuklular sınıfından, çamurlu tatlı sularda yaşayan bir eklem bacaklı, tatlısu ıstakozu, karavide (Potamobius fluviatilis).
KAŞKAVAL
Tekerlek biçiminde, sarı renkte, kaşara benzeyen bir peynir türü. Aptal, sersem. Gabya ve babafingo çubuklarının topuk taraflarında açılan deliklerden geçirilerek uçları mavnalara dayanan, demir veya ağaç takoz.
DAYANBA
Destek. Evlerin kapısının açılmaması için, kapının arkasına konulan ağaç kol, takoz.
BAT
Kurşun boruların ağzını açmakta kullanılan, şimşirden yapılmış, ucu sivri bir takoz türü.
BARABAT
Hile, düzen, yalan. Usûl, tarz, âdap, erkân. Hamsi, sargan gibi küçük balıkları tutmakta kullanılan balık ağı: Barabatı alalım, hamsiyi saralım. Tarlakoz. Deniz kıyılarındaki kovuklarda saklanan hamsileri yakalamak için kullanılan ağ. (Zefre Espiye Giresun).
TAKOZLAMAK
Takoz koymak.
KISKI
Türlü maksatlarla iki şeyin arasına sokuşturulan, kıstırılan parça, kama, takoz.
LANGUST
Kabuklulardan, makasları olmaması, duyargalarının daha uzun ve güçlü olmasıyla ıstakozdan ayrılan, eti için avlanan bir deniz hayvanı (Palinurus vulgaris).