Sonu TARA ile biten kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; sonunda "tara" olan, toplam 22 adet kelime bulunmaktadır. Sonu tara ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.

Bunun yanı sıra, başında tara olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde tara olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.

 
 

9 harfli kelimeler

FARFATARA

8 harfli kelimeler

MUHATARA, ŞAMATARA, FAFATARA, FEFETARA, SIMATARA

7 harfli kelimeler

TUATARA, DANTARA, SUYTARA, KANTARA, KASTARA, MASTARA, LAHTARA, SULTARA

6 harfli kelimeler

KOTARA, SUTARA, SITARA, ORTARA, HOTARA, ÇATARA, MATARA

4 harfli kelimeler

TARA

Bazı kelimelerin anlamları

TARA

1.Bağ budamaya ya da ağaç kesmeye yarayan, eğri bir çeşit bıçak. 2.Ağaç kökü çıkarmaya yarayan bir araç. Süpürge sapı. Odun keskisi, satır.

SULTARA

1.Koyun sürülerinin geçmesi için tarlalar arasında bırakılan yol. 2.Koyun ve sığır sürülerinin yürürken bıraktıkları iz.

DANTARA

Bir cins beyaz erik.

SUYTARA

Birkaç keçiyolunun birleşmesinden oluşan büyük yol.

ŞAMATARA

Hendek.

SIMATARA

Tarla ekerken iki ucundan iple bele bağlanan, içine tohum konan çuval.

FARFATARA

Kelebek.

FEFETARA

Kelebek.

FAFATARA

Kelebek.

MASTARA

İletki.

KANTARA

Taş kemer.

KASTARA

Saç ekmeği. Yufka pişirilen saç.

KOTARA

Koyunları sağmak için kullanılan üstü kapalı koyun ağılı. Hayvan kümesi, bölük. Küçük arı kovanı.

MUHATARA

Korku verici durum, tehlike. Zarar, ziyan.

TUATARA

Pullu sürüngenler (Squamata) takımından, suda ve karada yaşayabilen, göz bebekleri dikey, çiftleşme zamanı yüksek ses çıkaran, böcek, yumuşakça, kuş yumurtası ve küçük omurgalı hayvanlarla beslenen bir tür. Noktalı kamadiş.

LAHTARA

İlkel durumdaki keten ve kendirin kullanılacak duruma gelmesi için işlem gördüğü su çukuru.

  -   -   -  

Anlamında TARA bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde TARA geçen kelimeler listesi verilmiştir.

AKBALIK

Sazangillerden, eti kılçıklı, yumurtası ile tarama yapılmış olan bir balık (Leuciscus). Akya balığı.

AKSU

Katarakt. Antalya iline bağlı ilçelerden biri. Isparta iline bağlı ilçelerden biri.

ALFABE

Bir dilin seslerini gösteren, belirli bir sıraya göre dizilmiş belli sayıda harfin bütünü, abece, yazı. Bir işin başlangıcı. Bir dilin harflerini tanıtarak okuma öğrenmeyi sağlayan kitap.

AĞIZ

Yüzde, avurtlarla iki çene arasında bulunan, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye yarayan ve besinlerin sindirilmeye başlandığı organ. Bu boşluğun dudakları çevreleyen bölümü. Birkaç yolun birbirine kavuştuğu yer, kavşak. Koy, körfez, liman vb. yerlerin açık tarafı. Aynı dil içinde ses, şekil, söz dizimi ve anlamca farklılıklar gösterebilen, belli yerleşim bölgelerine veya sınıflara özgü olan konuşma dili. Uç, kenar. Kapların veya içi boş şeylerin açık tarafı. Bir bölge ezgilerinde görülen özelliklerin tümü. Çıkış yeri. Kesici aletlerin keskin tarafı. Bir akarsuyun denize veya göle döküldüğü yer, munsap. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü. Üslup, ifade biçimi.

APIŞ

Butların iç tarafı.

ANLAŞIK

Aralarında anlaşma bulunan taraflardan, kimselerden biri.

ALMAK

Bir şeyi elle ya da başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak. Zararlı, tehlikeli bir şeye uğramak. Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak. Motor çalışması için gerekli olan elektrik veya yakıttan yararlanır duruma gelmek. Satın almak. Erkek, kadınla evlenmek. Göreve, işe başlatmak. Örtmek, koymak. Yolmak, koparmak. Bürümek, sarmak, kaplamak. İçine sığmak. İçecek veya sigara içmek. Görevden, işten çekmek. Kazanç sağlamak. Gidermek, yok etmek. Kazanmak, elde etmek. Çalmak. Kısaltmak, eksiltmek. Vücuttaki hasta bir organı ameliyatla çıkarmak. İçeri sızmak, içine çekmek. Yol gitmek, mesafe katetmek. Kabul etmek. İçeri girmesini sağlamak. Birlikte götürmek. Soldurmak. Kendine ulaştırılmak, iletilmek. Temizlemek. Sürükleyip götürmek. Yer değiştirmek. Yutmak, kullanmak. Tat veya koku duymak. Başlamak. Ele geçirmek, fethetmek.

AĞCI

Ağ ile balık tutarak geçinen kimse.

ANLAŞMAZLIK

İki veya daha çok tarafın düşünce ve amaçları arasında ayrılık, uyuşmazlık, ihtilaf, ikilik, maraza, sürtüşme.

ADALET

Yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının sağlanması, türe. Herkese kendine uygun düşeni, kendi hakkı olanı verme, doğruluk. Bu işi uygulayan, yerine getiren devlet kuruluşları. Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme.

AKBASMA

Katarakt.

AFOROZ

Hristiyanlıkta kilise tarafından verilen cemaatten kovma cezası. Darılıp biriyle konuşmama, ilgiyi kesip kendinden uzaklaştırma, toplum dışılama.

ALGARİNA

Ağır bir şeyi denizden çıkarma veya denize indirme işinde kullanılan büyük vinçli deniz teknesi. Bazı gemilerin baş veya kıç tarafından eğik olarak uzatılmış bulunan makaralı, kısa ve kalın dikme.

AMBULANS

Cankurtaran.

ADAY

Bir görev, bir iş için kendini ileri süren veya başkaları tarafından ileri sürülen kimse. Bir iş için yetiştirilmekte, eğitilmekte olan kimse, namzet.

ADA

Deniz veya göl suları ile çevrilmiş küçük kara parçası, cezire. Tali yoldan ana yola güvenli çıkışı sağlamak için tali yolun sağ tarafına yapılan, çizgilerle ayrılmış bölüm. Çevresi yollarla belirlenmiş olan arsa ve böyle bir arsayı kaplayan yapılar topluluğu. Kavşaklarda trafiği düzenleyici, yönlendirici veya ayırıcı olmak üzere bordürle sınırlandırılmış veya yer çizgileriyle belirlenmiş alan.

ABARTILI

Olduğundan fazla gösterilen, abartmalı, mübalağalı. Abartarak, abartılı olarak, mübalağalı bir biçimde.

AMMA

Ama. Yanına getirildiği kelimenin anlamına aşırılık katarak şaşma veya hayranlık anlatan bir söz.

ALKARNA

İstiridye, midye, tarak vb. kabuklu hayvanları avlamak için deniz dibini taramakta kullanılan, ağız kısmı demirden bir ağ.

ANGIÇ

Harman zamanı fazla sap yüklemek için öküz ve at arabalarının iki tarafına takılan parmaklık, kanat.