Kelimeler arşivi içinde; başında "pişi" olan, toplam 30 adet kelime bulunmaktadır. pişi ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu pişi ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde pişi olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
PİŞİKCIRNAĞI, PİŞİREBİLMEK
PİŞİKLENMEK, PİŞİRİCİLİK, PİŞİREBİLME
PİŞİRİMLİK, PİŞİRİLMEK
PİŞİRTMEK, PİŞİRİLME, PİŞİLEMEK, PİŞİRİLİŞ
PİŞİRGEÇ, PİŞİRKEÇ, PİŞİRİCİ, PİŞİRGİÇ, PİŞİRMEK, PİŞİKMEK, PİŞİRTME
PİŞİNTİ, PİŞİRİK, PİŞİKÇİ, PİŞİRİM, PİŞİKCİ, PİŞİRİŞ, PİŞİRME
PİŞİYH
PİŞİM, PİŞİK, PİŞİH
PİŞİ
Mayalı hamurdan yapılan, yağda kızartılarak pişirilen bir tür yiyecek. Mayalı hamuru kızgın yağa kaşıkla döküp kızartarak yapılan bir çeşit yiyecek. Mayalı hamurdan yapılan lokma. Yağda kızartılmış peynirli börek. Gözleme. Yağda kızartılmış ekmek. Unu pekmezle yoğurup, zeytinyağda kızartarak yapılan bir çeşit tatlı.
PİŞİRGİÇ
Üzerinde yufka ya da ekmek yapılan saç. (Alayunt Kütahya).
PİŞİKLENMEK
Mızıkçılık etmek.
PİŞİRİCİLİK
Pişirici olma durumu.
PİŞİRGEÇ
Ocakta börek pişirmeye yarayan alet.
PİŞİRİMLİK
Pişirilecek kadar olan.
PİŞİRİLMEK
Pişirme işine konu olmak.
PİŞİRİLİŞ
Pişirilme işi.
PİŞİLEMEK
Birine çok değer vermek, pohpohlamak.
PİŞİRİCİ
Pişirmeyi sağlayan şey. Fırınlarda ekmek veya herhangi bir şey pişirme işini yapan kimse.
PİŞİREBİLMEK
Pişirme imkânı veya olasılığı bulunmak. Pişirmeyi becerebilmek.
PİŞİKCIRNAĞI
Kedi ayağına benzeyen bir çeşit ot.
PİŞİRKEÇ
Sac üzerinde pişirilen ekmeği çevirmeye yarayan kürek biçiminde tahta araç.
PİŞİRİLME
Pişirilmek işi.
PİŞİRTMEK
Pişirme işini yaptırmak.
PİŞİREBİLME
Pişirebilmek işi.
Bu bölümde tanımı içerisinde PİŞİ geçen kelimeler listesi verilmiştir.
CİĞERCİ
Kesilen hayvanların ciğer, baş, ayak, işkembe vb. parçalarını satan kimse, sakatatçı. Ciğer pişirip satan kimse.
CIZBIZ
Izgarada pişirilmiş (et).
ATEŞ
Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla beliren ısı ve ışık, od, nâr. Isıtmak, pişirmek için kullanılan yer veya araç. Tutuşmuş olan cisim. Genellikle hastalık etkisiyle artan vücut sıcaklığı, kızdırma. Öfke, hırs, hınç. Tehlike, felaket. Coşkunluk. Büyük üzüntü, acı. Patlayıcı silahların atılması.
BAKLAVA
Çok ince yufkadan yapılarak arasına kaymak, fıstık, ceviz, badem vb. konulup pişirilen ve üzerine şeker şerbeti dökülen bir tatlı türü. Eşkenar dörtgen biçiminde olan nesne.
BUĞULAMAK
Buğudan geçirmek, buğuya tutmak. Bazı yemekleri buğu ile pişirmek.
BASTI
Kıyma ile pişirilmiş sebze.
AŞEVİ
Lokanta. Düğün, nişan vb. toplantılarda, verilecek yemekleri hazırlamak için geçici olarak mutfak gibi kullanılan yer. Yoksullara parasız yemek yedirilen veya dağıtılan yer, aşhane. Tekkelerde yemek pişirilen yer.
BİFTEK
Izgara veya tavada pişirilen, genellikle dana eti dilimi.
AŞÇIBAŞI
Birlikte çalışan birkaç aşçının başı. Bir lokanta veya evde yemek pişirmekle görevli kimse.
ÇIRPICI
Çırpma işini yapan kimse ya da şey. Yazma kumaş işlerini, boyaları tutsun diye deniz suyunda çırpan kimse. Pişirmeden önce malzemeyi çırpan, karıştıran elektrikli alet, mikser.
BÖRTMEK
Az pişirmek, haşlamak. Kabarmak, şişmek.
BÖREK
Açılmış hamurun veya yufkanın arasına, peynir, kıyma, ıspanak vb. konularak çeşitli biçimlerde pişirilen hamur işi.
AKITMA
Akıtmak işi, isale. Enli bilezik. Un, süt, yağ, yumurta, şeker veya pekmezle yoğrularak cıvık bir duruma getirilen hamurun kızgın sac üzerinde pişirilmesiyle yapılmış olan bir tatlı türü. Hayvanların, özellikle atların alınlarında bulunan ve burunlarına doğru uzanan beyaz leke.
BAZLAMA
Sacda pişirilmiş yuvarlak ekmek, bazlamaç. Tatlısı bol, kalın gözleme, bazlamaç.
AŞÇI
Yemek pişirmeyi meslek edinen kimse. Yemek yenilen dükkân, aşevi, lokanta. Yemek pişirip satan kimse.
ALÇI
Alçı taşının pişirilip toz durumuna getirilmesinden elde edilerek yapılarda, sanatta, mimarlıkta ve dişçilikte kullanılan madde.
CEZVE
Kahve pişirmeye yarayan, saplı, küçük kap.
ARTIMLI
Pişince şiştiği için miktarı artmış gibi görünen, artağan. Çoğalma özelliği olan.
BARBEKÜ
Izgara et pişirmekte kullanılan, genellikle balkonlarda duvar içerisine gömülmüş ocak. Açık alanda mangal kullanılarak et ve deniz ürünlerini pişirme.
ÇEVİRME
Çevirmek işi, tedvir. Çevrilmiş, tercüme edilmiş. Uzaktan dolaşıp düşmanın yan gerilerine düşerek onu istemediği bir durumda dövüşmek zorunda bırakma, sarma, muhasara. Kuzu, oğlak vb. hayvanların şişte, kor üzerinde çevrilerek pişirilmişi. Dikenlerden, ağaç dallarından yapılmış duvar. Bir müzik parçasındaki aralığın veya bir cümle parçasının tiz sesini pese, pes sesini tize dönüştürmek işi.