Kelimeler arşivi içinde; sonunda "lime" olan, toplam 20 adet kelime bulunmaktadır. Sonu lime ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında lime olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde lime olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
MUALLİME
SÜBLİME, TEKLİME, ŞİPLİME, ÇELLİME, NİLLİME, MÜSLİME
HİLİME, VELİME, ŞELİME, SELİME, SALİME, KELİME, HALİME, GİLİME, ELLİME, BALİME
İLİME, ALİME
LİME
LİME
Parça.
MÜSLİME
İslam dininde olan, Müslüman.
KELİME
Anlamlı ses veya ses birliği, söz, sözcük.
HİLİME
Çorba, pişmiş süt, aşure ve benzerleri yemeklerin üzerinde tutan ince kaymak. Krema.
SELİME
Sağlam, kusursuz, doğru. Aksaray ili, Güzelyurt ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.
ŞELİME
Kuşak.
GİLİME
Ağaçlardan kesilerek bağlara dikilen çubuklar.
SALİME
Sağ, sağlam. Eksiksiz, kusursuz. Korkusuz, emin.
ŞİPLİME
Çatal.
MUALLİME
Bayan öğretmen.
HALİME
Yumuşak huylu, sert olmayan. Şanlıurfa şehri, Çamlıdere nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.
SÜBLİME
Süblimleştirme yoluyla elde edilen ürün. Ak sülümen.
TEKLİME
Kalın başörtüsü.
VELİME
Gelin getiren evin, ölülerinin canı için verdiği yemek. Ölümün kırkıncı günü verilen yemek.
ÇELLİME
Kısa çalı odunu.
NİLLİME
Kaydırak oyunu.
Bu bölümde tanımı içerisinde LİME geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ANA
Anne. Temel, asıl, esas. Alacağın veya borcun, faizin dışında olan bölümü. Yaşlı kadınlara saygılı bir seslenme sözü. Yavrusu olan dişi hayvan. Çizgilerden herhangi birini anlatan kelimeye sıfat olarak geldiğinde o çizginin, belirli bir kural altında hareket ederek bir yüzey oluşturmaya yaradığını anlatan bir söz. Velinimet. Dinî bakımdan aziz tanınan bazı kadınlara verilen saygı unvanı.
AKBUĞDAY
Kurak iklime dayanıklı, beyaz kabuklu, ekmeklik buğday.
ARALIKLI
Birbirine bitişik olmayan, aralarında açıklık bulunan, aralı, fasılalı. Dizgide kelimeler, harfler veya satırlar arasında açıklık olan, espaslı. Kesik kesik.
AŞK
Aşk hakkında çok fazla tanımlama yapılmıştır. Burada hepsinden bahsedersek, sayfalar dolusu metinler yazmamız gerekir. O yüzden, bu sayfada, diğer sayfalardaki tanımlamalardan farklı olarak, sadece aşk ve aşka benzer kelimelerin tanımını vererek, esas anlamını size bırakıyoruz.
ATATÜRKÇÜLÜK
Atatürk'ün düşünce ve uygulamalarından kaynaklanan, Türk Devleti'nin bağımsızlık ve bütünlüğünü, millî egemenliğini, kişi özgürlüğünü, çağdaş olmayı amaçlayan, akla, bilime ve gerçeğe dayanan, evrensel ağırlıklı, geleceğe yönelik, birbiri ile uyumlu amaçlar, uygulamalar ve ilkeler bütünü, Kemalistlik, Kemalizm. Bu ilkeye bağlılık.
BENZEŞMEZLİK
Bir kelimede bulunan aynı veya benzeri seslerden birinin değişikliğe uğraması, disimilasyon: Kınnap kırnap, attar aktar gibi.
BENZEŞME
Benzeşmek işi, analoji. Kelime içinde, yan yana düşen iki sesten birinci sesin ikincisinin etkisiyle değişmesi, dönüşme, asimilasyon: yurt-daş yurttaş, çarşanba çarşamba, o + bir öbür gibi.
BAŞKAFİYE
Dize başlarında aynı kelime olmamak kaydıyla aynı sesleri veren kelimelerden oluşan uyak.
BELİTLEME
Belitlemek işi. Tümden gelişimci bir bilime esas olacak belit sistemi.
ANAGRAM
Bir kelimedeki harflerin yerleri değiştirilerek elde edilen kelime.
ANLAM
Bir kelimeden, bir sözden, bir davranış veya olgudan anlaşılan şey, bunların hatırlattığı düşünce veya nesne, mana, meal, fehva, deme, mazmun, medlul, valör. Bir önermenin, bir tasarının, bir düşüncenin veya eserin anlatmak istediği şey.
AKIŞMA
Akışmak işi. Bir sıraya gelen ses, hece veya kelimelerin birbirleriyle uyuşarak kulağa hoş ve dile kolay gelen bir bütün oluşturması.
AMMA
Ama. Yanına getirildiği kelimenin anlamına aşırılık katarak şaşma veya hayranlık anlatan bir söz.
BENZEŞEN
Ünlü veya ünsüz benzeşmelerinde, etki altında kalan ünlü veya ünsüz: Sütçü (süt-çü), ekmekten (ekmek-ten), odalardan (oda-lar-dan) kelimelerinde bulunan -çü, -ten, -dan eklerindeki ünsüz veya ünlüler gibi.
BAĞLAÇ
Eş görevli kelimeleri veya önermeleri birbirine bağlayan kelime türü, rabıt, rabıt edatı: Ve, ya, veya, ya da birer bağlaçtır.
AYRINTI
Bir bütünün önemce ikinci derecede olan ögelerinden her biri, teferruat, tafsilat, detay. Edebiyat veya sanat eserlerinde bir bütünün ögelerinden her biri, teferruat, tafsilat. Bir tiyatro eserinde ana düşünceye yardımcı olan kelime, cümle veya eşya.
AÇIKLAYICI
Bir sorunu gerekli açıklığa kavuşturan. Kendinden önce gelen kelimeyi belirten, açıklayan (kelime veya kelimeler): "Atatürk, yeni Türkiye'nin kurucusu, daima saygı ile anılacaktır" cümlesindeki 'yeni Türkiye'nin kurucusu' sözü Atatürk adının açıklayıcısıdır.
AD
Bir kimseyi, bir şeyi anlatmaya, tanımlamaya, açıklamaya, bildirmeye yarayan söz, isim, nam. Canlı ve cansız varlıkları, duygu ve düşünceleri, çeşitli durumları bildiren kelime, isim. Sayma. Sayılma. Herkesçe tanınmış veya işitilmiş olma durumu.
AĞDALI
Ağdalanmış. Karmaşık. Bilinmeyen kelimelerden, anlaşılması güç sözlerden oluşan (deyiş).
ALINTI
Bir yazıya başka bir yazarın yazısından alınmış parça, aktarma, iktibas. Başka bir dilden alınmış kelime.