GAZLA ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "gazla" olan, toplam 11 adet kelime bulunmaktadır. gazla ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu gazla ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde gazla olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

13 harfli kelimeler

GAZLAYABİLMEK

12 harfli kelimeler

GAZLAŞTIRMAK, GAZLAYABİLME

11 harfli kelimeler

GAZLAŞTIRMA

9 harfli kelimeler

GAZLANMAK, GAZLAŞMAK

8 harfli kelimeler

GAZLAMAK, GAZLANMA, GAZLAŞMA

7 harfli kelimeler

GAZLAMA

5 harfli kelimeler

GAZLA

Bazı kelimelerin anlamları

GAZLA

"defol, git!" anlamında kullanılan bir söz.

GAZLAŞMAK

Gaz durumuna girmek.

GAZLANMA

Gazlanmak işi.

GAZLAMAK

Gaz yağı sürmek. Kaçmak. Motorlu taşıtlarda aracın hızlanmasını sağlamak için gaz pedalına kuvvetle basmak.

GAZLAYABİLME

Gazlayabilmek işi.

GAZLANMAK

Gaz yağı sürülmek. Sindirim yolunda gaz olmak.

GAZLAŞTIRMA

Gazlaştırmak işi.

GAZLAMA

Gazlamak işi.

GAZLAŞTIRMAK

Bir maddeyi gaz durumuna dönüştürmek.

GAZLAŞMA

Gazlaşmak işi.

GAZLAYABİLMEK

Gazlama imkânı veya olasılığı bulunmak.

  -   -   -  

Anlamında GAZLA bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde GAZLA geçen kelimeler listesi verilmiştir.

SUSTURUCU

Susmasını sağlayan, susmasına sebep olan. Patlamalı veya tepkili motorlarda, yanmış gazların dışarıya atılmasından doğan gürültüyü önlemeye, azaltmaya yarayan araç, egzoz. Ateşli bir silahın patlama gürültüsünü azaltan sistem.

JET

Tepkili motorlarla çalışan, özel cihazların çıkardığı gazla basınç sağlanan, hızı çok olan uçak, tepkili uçak.

AERODİNAMİK

Hareket hâlinde olan bir cisim üzerinde havanın yarattığı etkiyi inceleyen bilim. Gazların hareketini inceleyen bilim dalı. Bu bilim alanlarıyla ilgili olan.

ADSORPSİYON

Moleküllerin katı bir yüzeye yapışması, tek molekül tabakasından oluşan bir yüzey tabakasının oluşması. Atom, iyon veya moleküllerin katı bir yüzeye yapışarak tek moleküllü yeni bir yüzey tabakası oluşturması. Herhangi bir canlının başka bir maddenin belli bir yüzeyine tutunması. Virüs bağlanma proteinlerinin hücrenin zarında bulunan almaca bağlanması. Moleküllerin katı bir faza yapışması. Bir maddenin kendi yüzeyinde moleküller arasında çekiş kuvveti dolayısıyla, gazları, sıvıları veya bir sıvıda çözünmüş maddeleri tutması.

ODYOMETRE

Kimyasal tepkimelerde gazların hacim değişmelerini ölçmeye yarayan araç.

ATEŞYUVAR

Taşyuvarın altında olduğu düşünülen, ergimiş silis tuzlarıyle gazlardan bileşik ve yüksek basınçlar altında bulunduğu için çok ağdalı hamur kıvamında, magmadan yapılı ateş küresi.

GAZOJEN

Sıvı veya katı yakıtı hava, oksijen etkisiyle gazlaştırmaya yarayan araç.

FIRIN

İçinde genellikle odun yanan, her yanda aynı derecede ısı oluşturarak ekmek, pasta vb. pişirmeye yarayan, tavanı tonoz biçiminde, önünde tek açıklık bulunan ocak. Elektrik, tüp gaz ve doğal gazla çalışan, yiyecekleri pişirmeye veya ısıtmaya yarayan alet. Bu ocakta pişirilmiş. Ekmek, pasta vb.nin pişirildiği ve satıldığı dükkân. Bir maddenin fiziksel veya kimyasal değişime uğratılması amacıyla içinde ısıtıldığı araç.

KATI

Sert, yumuşak karşıtı. Taşlık. Sıvıların ve gazların tersine, içinde bulunduğu kabın veya üstünde bulunduğu yerin biçimini almayan, sulp. Hoşgörüsüz, acımasız, merhametsiz, zalim. Düşünce ve davranışlarında belli ilkelere sıkı sıkıya bağlı olan. Çok, aşırı derecede.

HELYUM

Atom numarası 2, yoğunluğu 0,13 olan, havada az miktarda bulunan soy gazlardan biri (simgesi He).

BASMAK

Vücudun ağırlığını verecek bir biçimde ayak tabanını bir yere veya bir şeyin üzerine koymak. Bir şeyi, üzerine kuvvet vererek itmek. Basınç yaparak sıvı ve gazları itmek. Sıkıştırarak yerleştirmek. Kümes hayvanları kuluçkaya yatmak. Bir kimse bir yaşa girmek. Örtmek, bürümek, kaplamak. Bir şey üzerinde kalıp, mühür vb.yle iz yapmak. Uygunsuz vaziyette yakalamak. Baskın yapmak. Bası işi yapmak, tabetmek. Küçük çocuklar ayakta durabilmek. Duman, sis vb. çevreyi kaplamak, çökmek. Bir şeyin etkisinde kalıp eziklik, üzüntü ve ağırlık duymak.

AEROSOL

Gaz içerisinde dağılmış ve gazla sarılmış 10 mikrometreden daha küçük çaplı sıvı veya katı parçacıklarından oluşan çok fazlı sistem. Uygun bir çözücüde çözdürülmüş etken maddeyle itici gazdan oluşan ve aletle çevreye püskürtüldüğü zaman küçük tanecikler hâlinde yayılan ilaç.

MAGMA

Yerin içinde, sıvı veya hamur kıvamında uçucu gazlarla doymuş olarak bulunan eriyik.

AĞIŞ

Ağma işi. Su buharının ve başka gazların yerden havaya doğru çıkışı, yağış karşıtı.

ALEV

Yanan maddelerin veya gazların türlü biçimlerdeki ışıklı uzantısı, yalım, yalaz, alaz, şule. Kıvılcım. Aşk ateşi. Sıcaklık. Mızrak uçlarına takılan küçük bayrak, flama.

ŞİŞMEK

İçi hava veya gazlarla dolarak gerilmek. Yorularak koşuyu veya müsabakayı sürdüremez olmak. Vücudun bir yeri içine yabancı bir maddenin girmesiyle veya başka bir etkiyle gerilmek, kabarmak. Gururlanmak, büyüklenmek. Utanmak, mahcup olmak. Çok yemek yiyerek rahatsız olacak kadar doymak. Bir şey emerek hacmi büyümek, genişlemek.

BALON

Isıtılmış hava veya havadan daha hafif bir gazla doldurulan, atmosferde uçabilen, küre biçiminde araç. Aslı olmayan, palavra şey. Karikatürde içi sözle doldurulan yuvarlak. Karnı yuvarlak ve şişkin, boynu dar cam kap. Hava veya gazla doldurulmuş, kauçuktan yapılmış olan çocuk oyuncağı. Geriden gelen rüzgârdan yararlanmak amacıyla yatın ana direği üzerine çekilen üç köşeli, hafif yelken.

GAZOMETRE

Gazların toplanması, belirli basınç altında dağıtılması için kullanılan depo. Gazölçer.

NEON

Atom sayısı 10, atom ağırlığı 20,2, yoğunluğu 0,7 olan, sıvı durumuna getirilmiş havadan elde edilerek ışık araçlarında kullanılan, havada pek az olarak bulunan, asal gazlar sınıfından bir element (simgesi Ne). Neon lambası.

AEROTROPİZM

Bitkilerin köklerinin ve diğer kısımlarının oksijen basıncının değişmesinde oksijene ve genel olarak gazlara karşı tepkisi. Bitkilerin köklerinin ve diğer kısımlarının oksijen basıncının değişmesine karşı gösterdikleri tepki.