Kelimeler arşivi içinde; sonunda "biraz" olan, toplam 2 adet kelime bulunmaktadır. Sonu biraz ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında biraz olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde biraz olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
BİRAZ
Bir parça, azıcık. (bi'raz) Az miktarda. (bi'raz) Kısa bir süre için.
AZBİRAZ
Az, azıcık: Az biraz yorulmadım.
Bu bölümde tanımı içerisinde BİRAZ geçen kelimeler listesi verilmiştir.
BULANIKÇA
Biraz bulanık olan, çok duru olmayan.
ABAKÜS
Sayı boncuğu. Sütun başlığının üstüne yatay olarak konan ve kenarlarından biraz dışarı taşan taş blok.
BÜYÜKÇE
Biraz büyük. Oldukça önemli.
AÇIK
Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı. Örtüsüz, çıplak. Bir gereksinimin karşılanamaması durumu. Görevlisi olmayan, boş (iş, görev), münhal. Çalışır durumda olan. Gizliliği olmayan, olduğu gibi görünen. Sevişme sahnelerini bütün çıplaklığıyla anlatan (kitap, resim, film vb.). Boş. Belirgin bir biçimde. Rengi koyu olmayan, koyu karşıtı. Belli bir yerin biraz uzağı. Engelsiz, serbest. Aralığı çok. Kolay anlaşılır, vazıh. Denizin kıyıdan uzakça olan yeri. Her türlü düşünceyi hoşgörüyle karşılayabilen, etkisinde kalabilen.
ALLEGRETTO
Allegrodan biraz daha ağır bir biçimde (çalınarak).
AÇILMAK
Açma işine konu olmak. Kendine gelmek, biraz iyileşmek, ferahlamak. Kıyıdan uzaklaşmak. Yeni bir bakış açısı getirmek. Renk koyuluğunu yitirmek. Kapı, yol vb. geçit vermek. Gereken güce ulaşmak. Kuruluşlar ilk kez veya yeniden işe başlamak. Sıkılması, çekinmesi, tutukluğu kalmamak. Herhangi bir konuyla veya sorunla ilgili olarak düşünce ve uygulamalarda yeni koşulların gerektirdiği değişiklikleri veya yenilikleri yapmak. Ayrıntıya girmek. Sırrını, üzüntüsünü, sorunlarını birine söylemek. Genişlemek, bollaşmak. İşini gereğinden veya yapabileceğinden geniş tutmak. Delinmek, yırtılmak. Sis, karanlık, duman vb. dağılmak, yoğunluğunu yitirmek.
BURUŞUKÇA
Biraz buruşuk olan, pek düzgün olmayan.
BÜYÜCEK
Biraz büyük, büyüğe yakın.
BURUKÇA
Tadı biraz buruk olan.
BOZUK
Bozulmuş olan. Kızgın, sıkıntılı. Madenî para, bozuk para. Görevini yapamaz duruma gelmiş (organ). Türk halk müziğinde, bağlamadan biraz büyük ve meydan sazından küçük dokuz telli bir saz. Kötümser, gergin, huzursuz, karışık.
ARALANMAK
Biraz açılmak, aralık olmak. Araya zaman girmek. Gitmek, uzaklaşmak, yanından ayrılmak.
BOZUKÇA
Biraz bozuk, bozuk gibi.
APTALCA
Biraz aptal, alık salık. (apta'lca) Aptala yaraşır nitelikte, aptal gibi, aptalcasına.
AZICIK
Çok az, biraz. (azı'cık) Kısa bir süre.
BÖRTÜK
Haşlanarak veya ateşte biraz kızartılarak pişmiş olan.
BU
Yerde, zamanda veya söz zincirinde en yakın olanı gösteren bir söz. En yakında bulunan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan bir söz.
AHMAKÇA
Biraz ahmak. (ahma'kça) Ahmağa yakışır bir biçimde, aptalca, angutça.
ARALATMAK
Aralık duruma getirtmek, biraz açtırmak.
ANSİKLOPEDİK
Ansiklopedi ile ilgili. Her konuda biraz bilgi sahibi olan (kimse).
BERENARI
Şöyle böyle, az çok, biraz, oldukça.