Kelimeler arşivi içinde; sonunda "alma" olan, toplam 43 adet kelime bulunmaktadır. Sonu alma ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında alma olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde alma olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
BALDIZALMA, UYUYAKALMA, OTURAKALMA
YANIÇALMA, ARTAKALMA, GÖNÜLALMA, BAKAKALMA, DURAKALMA, ÇALIPALMA, KAYINALMA, ŞAŞAKALMA, DONAKALMA
HINCALMA, FEYZALMA, KARTALMA, DEVRALMA, YANÇALMA, UZUNALMA
ÇOĞALMA, FOKALMA, BOLALMA, BOŞALMA, BUNALMA, KAMALMA, KASALMA, DOMALMA, YOĞALMA, YAMALMA, ALÇALMA, DARALMA, SAĞALMA, KOCALMA, KISALMA
UFALMA, AKALMA, ACALMA, AZALMA
BALMA, SALMA, KALMA, DALMA, ÇALMA
ALMA
ALMA
Almak işi, ahiz, derç, ittihaz, kabız. Bir iş adamının veya profesyonel sporcunun para karşılığı başka bir işe veya kulübe geçmesi, transfer.
GÖNÜLALMA
ma'nevi tazminât (bk. tinsel zarar -giderim).
DONAKALMA
Donakalmak durumu.
FEYZALMA
Feyzalmak işi.
ARTAKALMA
Artakalmak işi.
KARTALMA
Kartalmak işi.
OTURAKALMA
Oturakalmak işi.
DURAKALMA
Durakalmak işi.
ŞAŞAKALMA
Şaşakalmak işi.
ÇALIPALMA
Avlunun bir köşesine yapılan, büyük bir delikten kolayca temizlenen kuyusuz hela.
BALDIZALMA
Bir erkeğin karısı sağken ya da öldükten sonra, karısının küçük kız kardeşlerinden biri ya da birkaçı ile evlenebilmesinin ya da evlenmesi gerektiğinin toplumsal olarak benimsendiği evlilik düzeni.
KAYINALMA
Bir erkeğin ölen büyük erkek kardeşinin ya da başka bir yakın hısımının dul kalan karısı (karıları) ile evlenebilmesini ya da evlenmesi gerektiğini benimseyen evlilik düzeni.
HINCALMA
Sinirlenme.
YANIÇALMA
Bir yaşla üç ay arasındaki katır.
BAKAKALMA
Bakakalmak işi.
UYUYAKALMA
Uyuyakalmak işi.
Bu bölümde tanımı içerisinde ALMA geçen kelimeler listesi verilmiştir.
AĞDALAŞMAK
Ağda durumuna gelmek, ağdalanmak. Sohbet tam tadına varılır durum almak, koyulaşmak.
AFALLAŞMAK
Şaşkınlık içinde kalmak, şaşırıp bir şey yapamaz olmak.
AHZETMEK
Almak, kabul etmek.
ACEMLEŞMEK
Kültür ve medeniyet bakımından İran halkını örnek almak veya etkisi altında kalmak.
AHİZ
Alma. Kabul etme.
AÇIKTAN
Bir yerin uzağından. Ayrıca, ek olarak. Sıra ve aşama gözetilmeden, dışarıdan atayarak. Önceden belirlenmiş bir bütçeye bağlı kalmaksızın.
ABDESTSİZ
Abdest almamış olan (kimse). Abdesti bozulmuş olan (kimse). Abdest almadan, abdest almaksızın. Kötü adam.
AKIŞKANLIK
Akışkan olma durumu. Para ve ticaretle ilgili işlemlerde kullanılabilecek durumda olan satın alma gücü, likidite. Kolaylıkla paraya çevrilebilme özelliği fazla olan varlıklar, likidite.
ALÇALIŞ
Alçalma işi.
ALAKALANMAK
İlgilenmek. Bir şeyden zevk almak. Bir şey çekici gelmek. Gönül bağlamak, yakınlık duymak.
AÇMAK
Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek. Yakışmak, güzel göstermek. Engeli kaldırmak. Savaşla almak, fethetmek. Bir kuruluşu, bir iş yerini işler duruma getirmek. Sarılmış, katlanmış, örtülmüş veya iliklenmiş olan şeyleri bu durumdan kurtarmak. Birbirinden uzaklaştırmak. Satranç, poker vb. oyunları başlatmak. Ayırmak, tahsis etmek. Yarmak. Bir şeyi, bir yeri oyarak veya kazarak çukur, delik oluşturmak. Düğümü veya dolaşmış bir şeyi bu durumdan kurtarmak. Yapmak, düzenlemek. Avunmak veya danışmak üzere söylemek, içini dökmek. Alışverişi başlatmak. Görünür duruma getirmek. Geçit sağlamak. Bir toplantıyı, etkinliği başlatmak. Bulutların dağılmasıyla gökyüzü aydınlanmak. Ferahlık vermek. Bir konu ile ilgili konuşmak. Tıkalı bir şeyi bu durumdan kurtarmak. Sıkılganlığını, utangaçlığını gidermek. Rengin koyuluğunu azaltmak. Beğenmek. Bir aygıtı, bir düzeneği çalıştırmak. Alanını genişletmek.
AKSAMAK
Hafifçe topallamak. Bir iş gereği gibi yürümemek, geri kalmak.
AKSIRIK
Herhangi bir sebeple burun zarının gıcıklanması sonucu solunum kaslarının birdenbire kasılmasıyla ağız ve burundan hızlı, gürültülü soluk boşalması olayı, aksırma, hapşırma, hapşırık.
AHİT
Kendi kendine söz vererek bir işi üzerine alma, ant. Devir, zaman. Antlaşma.
ACILAŞMAK
Tadı bozulmak, acı olmak. Konuşma sert bir durum almak, kırıcılaşmak. Dokunaklı duruma gelmek. Yemlerde genellikle yağ asitlerinin oksidasyonu ve hidroliz sonucu uygun olmayan koku ve tat meydana gelmek.
AĞIRLAŞMAK
Ağır duruma gelmek. Sıkıcı ve bunaltıcı bir durum almak. Güçleşmek, zorlaşmak. Gökyüzü bulutlu ve karanlık, iç karartıcı bir hâl almak. Ağırbaşlı olmak. Yavaşlamak. Yiyecek bozulmaya yüz tutmak. Gebe kadın doğurması yaklaşmak. Hasta tehlikeli duruma gelmek, fenalaşmak. Organ görevini yapamaz duruma gelmek.
ABONE
Süreli yayınları, parasını önceden ödeyerek alma işi. Bir şeyi sürekli olarak kullanmak için hizmeti verenle sözleşme yapan kimse, sürdürümcü. Bir yere gitmeyi alışkanlık hâline getiren (kimse).
AÇILMAK
Açma işine konu olmak. Kendine gelmek, biraz iyileşmek, ferahlamak. Kıyıdan uzaklaşmak. Yeni bir bakış açısı getirmek. Renk koyuluğunu yitirmek. Kapı, yol vb. geçit vermek. Gereken güce ulaşmak. Kuruluşlar ilk kez veya yeniden işe başlamak. Sıkılması, çekinmesi, tutukluğu kalmamak. Herhangi bir konuyla veya sorunla ilgili olarak düşünce ve uygulamalarda yeni koşulların gerektirdiği değişiklikleri veya yenilikleri yapmak. Ayrıntıya girmek. Sırrını, üzüntüsünü, sorunlarını birine söylemek. Genişlemek, bollaşmak. İşini gereğinden veya yapabileceğinden geniş tutmak. Delinmek, yırtılmak. Sis, karanlık, duman vb. dağılmak, yoğunluğunu yitirmek.
AÇIKÇA
Gizli bir yönü kalmaksızın, kolay anlaşılır bir biçimde, alenen, aşikâre.
ALÇALMA
Alçalmak işi, inme. Gelgitte denizin alçalması, cezir. Düşkünlük, zül, mezellet. Toprağın çöküp oturması.