İçinde VURUŞ geçen kelimeler

Kelimeler arşivinde; içinde "vuruş" olan, toplam 12 tane kelime bulunuyor. İçerisinde vuruş bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ek olarak sonu vuruş ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında vuruş olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.

 
 

12 harfli kelimeler

VURUŞABİLMEK

11 harfli kelimeler

VURUŞKANLIK, VURUŞABİLME, VURUŞTURMAK

10 harfli kelimeler

VURUŞTURMA

9 harfli kelimeler

VURUŞMACI

8 harfli kelimeler

VURUŞKAN, VURUŞMAK

7 harfli kelimeler

KAVURUŞ, VURUŞMA, VURUŞGU

5 harfli kelimeler

VURUŞ

Bazı kelimelerin anlamları

VURUŞ

Vurma işi. Bir kuvvetin etkileme süresi ile şiddetinin çarpımından çıkarılan nicelik. Bir ölçüyü oluşturan eşit sürelerden her biri, darp. Tempo.

KAVURUŞ

Kavurma işi.

VURUŞTURMAK

Vuruşma işini yaptırmak. Oyunda berabere kalındığında, son bir oyunla yeneni seçmek. Karşılaştırıp, ölçüştürmek: Vuruşturalım bakalım, hangimizin saati daha güzel. Ölçüştürmek, karşılaştırmak.

VURUŞKAN

Dövüşken.

VURUŞMA

Vuruşmak işi.

VURUŞTURMA

Vuruşturmak işi.

VURUŞMACI

Vuruşma yapan kılıçoyuncusu.

VURUŞMAK

Birbirini vurmak, dövüşmek. Savaşmak, çarpışmak.

VURUŞABİLMEK

Vuruşma imkânı veya olasılığı bulunmak.

VURUŞGU

Düşmanla çarpışma.

VURUŞABİLME

Vuruşabilmek işi.

VURUŞKANLIK

Dövüşkenlik.

  -   -   -  

Anlamında VURUŞ bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde VURUŞ geçen kelimeler listesi verilmiştir.

ÇİFTE

İkisi bir arada bulunan veya ikili. İki namlulu av tüfeği. Çift kürekli (sandal, kayık). At, eşek ve katırın arka ayaklarıyla vuruşu, tekme.

ATIŞ

Atma işi. Kalp ya da nabzın vuruşu, çarpışı.

FRİKİK

Serbest vuruş. Giysinin kazara açılmasıyla göğüs veya bacağın görünmesi.

ÇARPIŞMAK

Birbirine çarpmak, tokuşmak. Birbirine üstün gelmeye çalışmak. Vuruşmak, savaşmak.

DÜELLO

İki kişi arasında, tanıklar önünde yapılmış olan silahlı vuruşma. İki siyasi, ekonomik güç arasındaki çatışma. İki kişi arasında tanıklar önünde yapılmış olan sözlü atışma.

DARP

Vurma, dövme. Vuruş. Çarpma.

DÖVÜŞMEK

Karşılıklı birbirini dövmek, vuruşmak. İki silahlı kuvvet çatışmak. Boks yapmak.

DARABAN

Kalp vuruşu, kalp atışı.

FİSKE

Parmak uçlarıyla yapılmış olan hafif vuruş. İnsan derisinde herhangi bir sebeple ortaya çıkan ufak ve içi su dolu kabartı. İki parmak ucu ile tutulabilen miktarda olan.

DUVAR

Bir yapının yanlarını dışa karşı koruyan, iç bölümlerini birbirinden ayıran, taş, tuğla vb. gereçlerden yapılmış olan veya örülen dikey düzlem. Sonuç alınamayan yer. Bir toprak parçasını sınırlayan taş, tuğla, kerpiçten yapılmış olan engel. Voleybolda ağ üzerinde karşı takım oyuncusunun vuruşuna karşı koyma. Engel.

DARBE

Vuruş, çarpış. Birini kötü duruma düşüren, sarsan olay. Bir ülkede baskı kurarak, zor kullanarak veya demokratik yollardan yararlanarak hükûmeti istifa ettirme veya rejimi değiştirecek biçimde yönetimi devirme işi.

DEGAJ

Futbolda kalecinin topu sert bir ayak vuruşuyla uzağa atması, degajman.

DARBECİK

Hafifçe vuruş.

ÇATIŞMA

Çatışmak işi. Savaş maksadıyla düşmana karşı ilerleyen bir birliğin karşı tarafın keşif ve güvenlik kollarıyla arasındaki ilk silahlı vuruşma. Türlü yönlerden uzanan kıvrımlı dağ sıralarının, bir yerde dar bir açı ile birbirine yaklaşıp kaynaşması veya düğümlenmesi. Silahlı büyük kavga, arbede.

ÇİVİLEME

Çivilemek işi. Dimdik ve ayaküstü bir durumda (denize atlama). Topu karşı alana dikine indirmeye yarayan sert vuruş.

DIŞ

Herhangi bir cisim veya alanın sınırları içinde bulunmayan yer, hariç, iç karşıtı. Görülen, içte bulunmayan yüzey. Bazı top oyunlarında karşı takım oyuncularının vuruşuyla topun kalenin bulunduğu taraftan dışarı çıkması, aut. Yabancı ülkelerle ilgili. Bireyin ötesinde bir varlığı olan. Açık havada geçen sahneleri içine alan çekim. Bir kimsenin görünüşü, durum ve davranışları. Somut kavramlarda iki veya ikiden çok şeyde merkeze daha uzak olan. Bir konunun kapsamına girmeyen şey.

DÖMİVOLE

Futbolda topun yere vurup sektiği anda, ayakla yapılmış olan vuruş.

ÇATIŞMAK

Birbirine çatmak ya da çatılmak. Kavga etmek. Karşılıklı vuruşmak. Deve ve köpek çiftleşmek. Söz, iddia veya davranış birbirini tutmamak, birbirini çelmek, mütenakız olmak.

BUDAMAK

Daha çok ürün almak veya düzgün bir biçim vermek amacıyla ağaç, asma vb.nin dallarını kesmek, kısaltmak. Bir şeyi eksiltmek, azaltmak. Güreşte rakibinin ayaklarını bir ayak oyunu veya vuruşu ile yerden kesmek. Yeni filiz sürmesi için bir bitkinin dallarını kesmek.

FAHTE

Klasik Türk müziğinde genellikle ilahi, beste ve özellikle peşrev formlarında kullanılan, yirmi zamanlı ve on iki vuruşlu bir büyük usul.