İçinde SİNEMA geçen kelimeler

Kelimeler arşivinde; içinde "sinema" olan, toplam 17 tane kelime bulunuyor. İçerisinde sinema bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ek olarak sonu sinema ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında sinema olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.

 
 

15 harfli kelimeler

SİNEMALAŞTIRMAK

14 harfli kelimeler

SİNEMALAŞTIRMA, SİNEMASEVERLİK, SİNEMATOGRAFİK

13 harfli kelimeler

SİNEMATOGRAFİ

12 harfli kelimeler

SİNEMATOGRAF

11 harfli kelimeler

SİNEMACILIK, SİNEMASEVER, MİKROSİNEMA, SİNEMABİLİM

10 harfli kelimeler

SİNEMADIŞI, SİNEMASKOP, TELESİNEMA

9 harfli kelimeler

SİNEMATEK, SİNEMATİK

8 harfli kelimeler

SİNEMACI

6 harfli kelimeler

SİNEMA

Bazı kelimelerin anlamları

SİNEMA

Herhangi bir hareketi düzenli aralıklarla parçalara bölerek bunların resimlerini belirleme ve sonra bunları gösterici yardımıyla karanlık bir yerde, bir ekran veya perde üzerinde yansıtarak hareketi yeniden oluşturma işi. Film göstermeye yarayan özel bir makineyle görüntülerin beyaz perdeye yansıtıldığı salon veya yapı. Güzel sanatların dalı olarak yansıtılmaya uygun olan filmleri gerçekleştirme ve yaratma sanatı, beyaz perde, yedinci sanat.

SİNEMATEK

Sinema filmlerinin sanat, eğitim ve genellikle kültür amaçları göz önünde tutularak toplandığı, korunduğu yer veya kurum.

SİNEMALAŞTIRMA

Sinemalaştırmak işi.

SİNEMACILIK

Sinema filmlerinin gerçekleştirilmesi için gerekli araç ve gereçleri yapmak, film çevirmek, bunların sürüm ve dağıtımını sağlamak amacıyla yapılmış olan çalışmaların tümü, filmcilik, sinematografi. Bu çalışmaları yapanların işi. Sinema çalışmalarıyla ilgili konular.

SİNEMASEVER

Sinemayı seven, sinema sanatı, kültürü ve çalışmalarıyla ilgilenen (kimse).

SİNEMASKOP

Geniş bir sahnenin 55 milimetrelik film üzerindeki görüntüye sığdırılmasından sonra göstericiye takılan, ikinci bir merceğe sıkıştırılmış görüntüyü, asıl büyüklüğüne çevirmesi temeline dayanan geniş perde ve üç boyutlu sinema tekniği.

SİNEMATOGRAF

Görüntüleri film üzerine kaydetmeye yarayan araç.

SİNEMALAŞTIRMAK

Sinema durumuna getirmek.

MİKROSİNEMA

Mikroskopla görülebilecek nesnelerin görüntülerini tespit etmekle uğraşan sinema kolu.

SİNEMADIŞI

Sinema sanatının gereklerine, niteliklerine, özelliklerine aykırı düşen; sinemaya uymayan.

SİNEMASEVERLİK

Sinemasever olma durumu.

SİNEMATOGRAFİK

Sinemaya ilişkin, sinemayla ilgili.

SİNEMATOGRAFİ

Sinemacılık.

TELESİNEMA

Bir sinema filmini televizyonda göstermeye yarayan cihaz. Televizyonda filmleri iletme ve yansıtma işi ile uğraşan bölüm.

SİNEMABİLİM

Sinema olgusunu tüm yönleriyle (sanat, estetik, işleyim, uygulayım, toplumsal olgu, vb.) ele alıp araştıran bilim dalı.

SİNEMATİK

Kinematik.

  -   -   -  

Anlamında SİNEMA bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde SİNEMA geçen kelimeler listesi verilmiştir.

BALKON

Bir yapının genellikle dışarıya doğru çıkmış, çevresi duvar ya da parmaklıkla çevrili bölümü. Vücudun göğüs veya göbek bölümü. Tiyatro, sinema vb. büyük salonlarda asma kat.

FİLM

Fotoğrafçılıkta, radyografide ve sinemacılıkta resim çekmek için kullanılan, selülozdan, saydam, bükülebilir şerit. Camlara yapıştırılarak içerinin görünmesini engelleyen bir tür ince yaprak. Bir oyunun bütününü taşıyan şerit veya şeritlerin bütünü. Sinemalarda gösterilen eser.

IŞIKÇI

Sinema filmlerinin çekiminde veya tiyatro, opera, bale vb. gösteri sanatlarında sahnenin aydınlatılması için gerekli ışık ve elektrik işlemini düzenleyip yapan kimse.

ANİME

Japon çizgi romanı mangaların televizyon, sinema vb. için filmleştirilmiş biçimi.

FİGÜRAN

Genellikle tiyatro ve sinemada, konuşması olmayan veya konuşması çok az olan rollere çıkan kimse. Bir toplumda, bir toplulukta sönük, etkisiz olan kimse.

DEKOR

Tiyatro, sinema ve televizyonda sahneye konulan eserin yazıldığı yerin ve geçtiği çağın özelliklerini belirleyen perde, aksesuar vb. ögelerin bütünü. Görünüş, manzara. Bir yere süsleme amacıyla verilen düzen.

ÇEVİRİM

Çevirme işi. Sinema filmi elde etmek üzere alıcının çalıştırılması, duyar katın üzerinde gizli görüntülerin belirmesi.

GİŞE

İstasyon, sinema, banka, mağaza ve bazı giriş kapılarında bilet veya para alıp verilen, çoğu küçük pencere biçiminde olan yer, şalter.

BAŞYILDIZ

Çift yıldızlarda kütlesi büyük olan yıldız. Sinema, tiyatro veya müzikhol sanatçılarının en önde geleni.

FİLMCİLİK

Sinemacılık.

GÖSTERİM

Görüntülerin gösterici yardımıyla bir yüzeye yansıtılması işi, projeksiyon. Sinema, tiyatro, konser vb. sanat dallarında verilen gösterilerden her biri, seans. Sinema salonlarında filmin gösterilmeye başlaması, vizyon.

BELGECİ

Belgesel filmler yapan, yöneten sinemacı.

BÜVET

Gölet. İstasyon, tiyatro, sinema vb. yerlerde yiyecek ve içecek satılan küçük büfe.

BAŞROL

Tiyatro veya sinemada en önemli rol. Bir işte önemli, etkili olma durumu.

FİLMCİ

Sinemacı. Dalavereci, oyuncu.

FON

Belirli bir iş için gerektikçe harcanmak üzere ayrılıp işletilen para, kaynak. Bir kuruluşun mali kaynaklarının tümünün göstergesi. Sinemada, tiyatroda oyuncuların arkasındaki resim, fotoğraf veya çeşitli plastik ögelerden oluşan dekor, görüntü. Bir kumaşın alt dokusu. İç mimaride üstüne başka şeyler eklenen bölüm. Bir tabloda, üzerinde konunun işlendiği boya katı.

BİLET

Para ile alınan ve konser, sinema, tiyatro vb. eğlence yerlerine girme, ulaşım araçlarına binme veya bir talih oyununa katılma imkânını veren belge.

GÖRÜMSETME

Sinema filmlerinden kesilmiş bölüm.

FOTOJENİK

Işığın bazı cisimler üzerine yaptığı kimyasal etki ile ilgili veya bu etkileri yaratma özelliği taşıyan. Fotoğrafta veya sinema filminde güzel bir etki bırakan (yüz, duruş). Fotoğraf kâğıdını çok etkileyen.

GÖSTERİ

İlgi, dikkat çekmek için bir topluluk önünde gösterilen beceri veya oyun. Bir şeyi tanıtmak amacıyla yapılmış olan sunum, demonstrasyon, demo. Birinin, bir topluluğun kendi duygusunu gösteren sözü veya davranışı, tezahürat. Sinema veya tiyatroda film, oyun gösterme işi. Genellikle şarkı, dans vb. eğlence türlerin yer aldığı eğlence, şov. Bir istek veya karşı görüşün, halkın ilgisini çekecek biçimde topluca ve açıkça yapılması, nümayiş.