İçinde KASA geçen kelimeler

Kelimeler arşivinde; içinde "kasa" olan, toplam 58 tane kelime bulunuyor. İçerisinde kasa bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ek olarak sonu kasa ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında kasa olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.

 
 

14 harfli kelimeler

YENİKASARCILAR

13 harfli kelimeler

KASABAÖRENCİK, KASAVETLENMEK

12 harfli kelimeler

KASAVETLENME

11 harfli kelimeler

KASARLANMAK

10 harfli kelimeler

KASARCILAR, KASARLAMAK, KASAPSİNEK, KASALANMAK, MAKASALANI, KASAVETSİZ

9 harfli kelimeler

KASAVANCI, KASABURUK, KASALTMAK, KASAVETLİ, KASAPBAŞI, KASAPHANE, KASABACIK, KASALAMAK, KASACILIK

8 harfli kelimeler

KASANDRO, KASABURA, KASAPLAR, KASALMAK, KASABALI, MÜNAKASA, YANKASAR, KASALAMA, KASAPLIK, KASATURA

7 harfli kelimeler

KASAVET, KASAVAN, KASADAR, KASAFAN, KASAPLI, KASALIK, KASARLI, KASANAN, KASALAK, KASAMBA, KASALTU, KASALTI, ALKASAN, KASALMA, DAŞKASA, KASALAN

6 harfli kelimeler

KASABA, KASAVA, KASARA, KASALI, KASACI

5 harfli kelimeler

KASAR, KASAN, KASAL, KASAK, KASAB, KASAP

4 harfli kelimeler

KASA

Bazı kelimelerin anlamları

KASA

Para veya değerli eşya saklamaya yarayan çelik dolap. Birbiri üzerine istif edilerek yüksekliği ayarlanabilen atlama aracı. Ticarethanelerde para alınıp verilen yer. Basımcılıkta dizgi harflerinin konulduğu gözlerden oluşan tabla. Bazı oyunlarda oyunu yönetme veya para karşılığında fiş verme işi. Kapı ve pencerelerin sabit olarak tutturulduğu asıl çerçeve. Varlıklı kişinin harcamalarını yapan kimse. Tahta veya sentetik maddelerden yapılmış, dört köşe, sağlam ambalaj parçası, sandık. Vagon, kamyon veya traktörün yük taşımak için şasiye bağlanmış üst bölümünü oluşturan parça.

KASARLANMAK

Gururlanmak, büyüklenmek, övünmek. Soğukkanlı olmak, dayanmak. Ağartılmak, beyazlatılmak.

KASAVETLENME

Kasavetlenmek işi.

MAKASALANI

Kütahya kenti, merkez ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yer.

YENİKASARCILAR

Rize şehrinde, merkez belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.

KASALTMAK

Birini övmek, abartmak.

KASALANMAK

Kasalara yerleştirilmek.

KASARLAMAK

Bezi beyazlatmak, ağartmak. Kilim, çul, çuvalı akarsuda sabunsuz, bolca yıkamak.

KASABURUK

Kunduracıların kullandıkları, kösele delici bir araç, biz. Ayakkabılara çivi çakmak için kullanılan ucu bizli bir çeşit araç.

KASAVETLİ

Üzüntülü, sıkıntılı, tasalı, kaygılı.

KASAVETLENMEK

Kasavet sahibi olmak.

KASAPSİNEK

Genellikle ölü hayvansal maddeleri, bu arada diri insan ve hayvan derilerini kurtlandıran, yine böyle genç evrede burun gibi doğal vücut boşluklarına da yerleşerek ağır sonuçlar doğuran korkunç etsineği. (Amerika kökenlidir.).

KASARCILAR

Rize şehri, merkez ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.

KASABAÖRENCİK

Kastamonu kenti, merkez ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir bölge.

KASAVANCI

Yalancı.

KASAVETSİZ

Üzüntüsüz, sıkıntısız, tasasız, kaygısız.

  -   -   -  

Anlamında KASA bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde KASA geçen kelimeler listesi verilmiştir.

İŞKEMBE

Geviş getirenlerin ilk ve en büyük mide bölümü. Kasaplık hayvanlarda mideyi oluşturan bölümlerin bütünü, göden. Mide.

BANKA

Faizle para alıp veren, kredi, iskonto, kambiyo işlemleri yapan, kasalarında para, değerli belge, eşya saklayan ve ticaret, sanayi, ekonomi alanlarında çeşitli etkinliklerde bulunan kuruluş. Bankacılık işleminin yapıldığı yapı.

KASADAR

Ticari kuruluşlarda kasada oturarak para alıp veren kimse.

ANAHTARCI

Anahtar yapan, satan veya onaran kimse, açkıcı. Kapı, kasa vb. yerlere anahtar uydurarak hırsızlık yapan kimse. Kilitli kapıları açan kimse, çilingir.

İSKELE

Deniz taşıtlarının yanaştığı, çoğu tahta ve betondan yapılmış, denize doğru uzanan yer. Kıyıya yanaşan deniz aracına doğru uzatılan eğreti küçük köprü veya gemiye çıkmayı sağlayan merdiven. Vapur uğrağı olan şehir veya kasaba. İçerilerde bulunan bir yerin kendine en yakın olan deniz taşıtı uğrağı veya demir yolu durağı. Işıkların yerleştirilmesi, ışıkçıların dolaşabilmesi için stüdyolarda tavana yakın yerde duvarı çepeçevre saran çıkıntı. Geminin sol yanı. Yapıların dışında sıvama, boyama veya onarım için keresteden kat kat kurulan, çalışma sırasında üstüne çıkılan çatkı.

HAN

Doğu ülkelerinde yerli beyler ve Kırım girayları için kullanılan unvan. Osmanlı padişahlarının adlarının sonuna getirilen unvan. Büyükşehirlerde serbest mesleklerde çalışanların oda veya daire tutup çalıştıkları birkaç katlı yapı. Eskişehir iline bağlı ilçelerden biri. Yol üzerinde veya kasabalarda yolcuların konaklamalarına yarayan yapı.

ET

İnsanlarda, hayvanlarda deri ile kemik arasındaki kas ve yağdan oluşan tabaka. Meyvelerde çekirdekle deri arasındaki bölüm. Ten. Kasaplık hayvanlardan sağlanan kaslardan oluşmuş besin maddesi.

ÇERVİŞ

Kasaplık hayvanlardan elde edilen çeşitli yağların eritilmişi. Yemeğin sulu kısmı.

BONFİLE

Kasaplık hayvanlarda bel kemiğinin iki yanında bulunan ve yumuşaklığı dolayısıyla beğenilen et bölümü. Bu bölümden hazırlanan et dilimi.

KASACI

Veznedar, vezneci. Kasa yapan veya satan kimse.

ETÇİ

Kasap.

KASABACIK

Küçük kasaba.

DORSE

Kara taşıma araçlarındaki kasa.

KASACILIK

Kasacının yaptığı iş.

BELEDİYE

İl, ilçe, kasaba, belde vb. yerleşim merkezlerinde temizlik, aydınlatma, su, toplu taşıma ve esnafın denetimi gibi kamu hizmetlerine bakan, başkanı ve üyeleri halk tarafından seçilen, tüzel kişiliği olan örgüt, şehremaneti. Bu örgütün bulunduğu bina.

KASABALI

Kasaba halkından olan. Kasabada yaşayan.

BÜYÜKBAŞ

Sığır, manda vb. kasaplık hayvanlara verilen genel ad.

DAMPER

Bir şasinin üzerine takılmış, inip kalkan kasası olan, kendinden hareketli, yükü boşaltan düzen.

HAYAT

Canlı, sağ olma durumu. Canlılığı gösteren hareket, kaynaşma. Yaşam. Avlu. Bir kimsenin tarihsel biyografisi, hayat öyküsü, hayat hikâyesi. Geçim şartlarının bütünü. Genellikle köy ve kasaba evlerinde, üstü kapalı, bir veya birkaç yanı açık sofa. Meslek. Sundurma. Hayat biçimi, içinde yaşanılan şartların bütünü, yaşantı. Balkon. Yazgı. Yaşamayı sağlayan şartların bütünü.

FİLETO

Kasaplık hayvanların sırtında, dikensi çıkıntı boyunca iki yandaki et.