Kelimeler arşivinde; içinde "kalma" olan, toplam 39 tane kelime bulunuyor. İçerisinde kalma bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu kalma ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında kalma olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
KURUYAKALMAK
OTURAKALMAK, UYUYAKALMAK
ARTAKALMAK, KONAKALMAZ, OTURAKALMA, KALAKALMAK, ŞAŞAKALMAK, EVLEKALMAK, DURAKALMAK, DOLAKALMAK, UYUYAKALMA, DONAKALMAK, BAKAKALMAK
ALIKALMAK, DURAKALMA, YUFKALMAK, GAYKALMAK, ARTAKALMA, ŞAŞAKALMA, SUSKALMAK, DONAKALMA, BAKAKALMA
YOKALMAK, TOKALMAK, SIKALMAK, YUKALMAK, KOKALMAK, KALMAKAL, KAKALMAK, GOKALMAK, DIKALMAK
KALMAST, FOKALMA, KALMALI
KALMAŞ, AKALMA, KALMAK
KALMA
KALMA
Kalmak işi. Herhangi bir kimseden veya bir dönemden kalmış olan.
KONAKALMAZ
Elâzığ ilinde, İçme bucağına bağlı bir bölge.
DURAKALMAK
Ne yapacağını bilemez bir biçimde durup kalmak.
ŞAŞAKALMAK
Çok şaşırmak, şaşkınlıktan ne yapacağını bilememek.
OTURAKALMAK
Oturup kalmak. Yerleşmek.
DONAKALMAK
Şaşırıp bir süre ne yapacağını, ne diyeceğini bilememek.
UYUYAKALMA
Uyuyakalmak işi.
KALAKALMAK
Bir şey veya durum karşısında şaşırmak. Güç durumda kalmak. Bir şeyin üzerine aşırı düşmek, üstünde durmak.
OTURAKALMA
Oturakalmak işi.
UYUYAKALMAK
Ansızın uyumak.
DOLAKALMAK
Bollaşmak, yığılmak, yığılıp durmak. Birdenbire dolmak, doluvermek.
EVLEKALMAK
Tarla içindeki suları dışarı aktarmak için sabanla arık açmak. (Merzifon Amasya).
ARTAKALMAK
Artmak, geriye kalmak, fazla bulunmak.
ALIKALMAK
Geri kalmak: Döğmediği kapı, alıkalmadığı iş yok.
KURUYAKALMAK
Donakalmak, şaşmak.
BAKAKALMAK
Şaşkınlığa uğrayıp ne yapacağını bilmez durumda kalmak.
Bu bölümde tanımı içerisinde KALMA geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ARTAKALMA
Artakalmak işi.
AYLAMAK
Beklemek. Ayı dolduran bir süre geçirmek, aylarca kalmak. Sürmek, devam etmek.
AVUNMAK
Bir şeyle uğraşarak acısını unutmak, sıkıntılardan uzaklaşmak, teselli bulmak, müteselli olmak. Oyalanmak. Hayvan gebe kalmak.
ACEMLEŞMEK
Kültür ve medeniyet bakımından İran halkını örnek almak veya etkisi altında kalmak.
BAKIM
Bakma işi. Bir şeyin iyi gelişmesi, iyi bir durumda kalması için verilen emek. Birinin beslenme, giyinme vb. gereksinimlerini üstlenme ve sağlama işi.
AÇIKÇA
Gizli bir yönü kalmaksızın, kolay anlaşılır bir biçimde, alenen, aşikâre.
AYIKLANMA
Ayıklanmak işi. Yaşayan varlıklarda ortamın şartlarına en iyi uyan türlerin veya bireylerin üreyip kalması, uyamayanların yok olması, ıstıfa, seleksiyon.
ATALET
Tembellik. İşsizlik, işsiz kalma. Süredurum. İşlemezlik.
BAKAKALMA
Bakakalmak işi.
AFALLAŞMAK
Şaşkınlık içinde kalmak, şaşırıp bir şey yapamaz olmak.
ATONAL
Yeni bir bestecilik çığırına göre, ton ve makam temeline bağlı kalmadan oluşturulan (beste).
BAĞIMSIZ
Davranışlarını, tutumunu, girişimlerini herhangi bir gücün etkisinde kalmadan düzenleyebilen, özgür, hür. Müstakil. Bağımsız milletvekili. Herhangi bir kuruluşa, partiye bağlı olmayan kimse.
APIŞTIRMAK
Hayvanı çok yorarak yürüyecek güç bırakmamak. Çifte demir atarak döndükçe geminin bir alan içinde kalmasını sağlamak.
AKSAMAK
Hafifçe topallamak. Bir iş gereği gibi yürümemek, geri kalmak.
ANKİLOZ
Oynar eklemlerde oynaklığın kalmamasıyla eklemin işlemez duruma gelmesi, eklem kaynaşması.
AÇILMAK
Açma işine konu olmak. Kendine gelmek, biraz iyileşmek, ferahlamak. Kıyıdan uzaklaşmak. Yeni bir bakış açısı getirmek. Renk koyuluğunu yitirmek. Kapı, yol vb. geçit vermek. Gereken güce ulaşmak. Kuruluşlar ilk kez veya yeniden işe başlamak. Sıkılması, çekinmesi, tutukluğu kalmamak. Herhangi bir konuyla veya sorunla ilgili olarak düşünce ve uygulamalarda yeni koşulların gerektirdiği değişiklikleri veya yenilikleri yapmak. Ayrıntıya girmek. Sırrını, üzüntüsünü, sorunlarını birine söylemek. Genişlemek, bollaşmak. İşini gereğinden veya yapabileceğinden geniş tutmak. Delinmek, yırtılmak. Sis, karanlık, duman vb. dağılmak, yoğunluğunu yitirmek.
AÇIKTAN
Bir yerin uzağından. Ayrıca, ek olarak. Sıra ve aşama gözetilmeden, dışarıdan atayarak. Önceden belirlenmiş bir bütçeye bağlı kalmaksızın.
ANTİKA
Tarihsel bir döneme ait olan. Mendil, örtü, yatak çarşafı vb. bezlerin kenarlarına paralel ipliklerden bir bölümü çekilip dikey olanların ikisi, üçü bir arada tire ile sarılarak yapılmış olan diş diş süs, sıçandişi. Genele, olağana, geleneğe aykırı, acayip, tuhaf, çarliston marka. Eski çağlardan kalma eser. Antik.
ANLAŞMAK
Düşünce, duygu, amaç bakımından birleşmek, antant kalmak. Sözleşmek, sözleşme imzalamak.
ARTMAK
Büyük heybe. Değeri yükselmek, fazlalaşmak. Çoğalmak. Harcandıktan sonra bir miktar geri kalmak.