Kelimeler arşivinde; içinde "elbet" olan, toplam 12 tane kelime bulunuyor. İçerisinde elbet bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu elbet ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında elbet olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
CELBETMEK, SELBETMEK
CELBETME, ELBETİĞİ, ELBETSİN, KELBETİN, SELBETME
ELBETTE, HELBETE
BELBET, HELBET
ELBET
ELBET
Elbette.
SELBETME
Selbetmek işi.
ELBETİĞİ
Herhangi bir donanım ya da yazılım dizgesinin kullanımı sırasında kullanıcının duraksamalarını gidermek üzere başvurabileceği biçimde düzenlenmiş belgeleme öğesi.
ELBETSİN
Elbette.
CELBETMEK
Kendine çekmek. Getirtmek.
CELBETME
Celbetmek işi.
KELBETİN
Kerpeten.
SELBETMEK
Zorla almak, kapmak. Kaldırma, kaçırma, yok etme.
HELBETE
Elbet.
ELBETTE
Her hâlde, şüphesiz, kuşkusuz, elbet.
HELBET
Elbet, her halde, şüphesiz. Elbette. Elbet. Arapça kökenli elbet: Elbette, şüphesiz.
BELBET
Tahta veya demirden yapılmış pencere parmaklığı.
Bu bölümde tanımı içerisinde ELBET geçen kelimeler listesi verilmiştir.
HAYHAY
"İsteyerek, seve seve, elbette" anlamlarında onama bildiren bir söz.
NASIL
Bir işin ne biçimde, hangi yolla olduğunu belirtmek için kullanılan bir söz. "Ben sana dememiş miydim, gördün mü?" anlamlarında kullanılan bir söz. "Ne dediniz?" veya "iyi mi, beğendiniz mi?" anlamlarında kullanılan bir söz. İşin zorunlu olduğunu belirten bir söz. Ne gibi, ne türlü. Ne kadar çok. Bir hareketin yapılış biçimine duyulan şaşkınlığı belirten bir söz. Elbette, kesinlikle.
PEKALA
Benzerlerinden aşağı olmayan. Elbette. Çok iyi. Kesinlikle. "Dediğin gibi olsun, öyle kabul edelim" anlamlarında bir söz, peki.
ÖNSEN
Olur, elbette. Kahramanmaraş ilinde, merkez ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri.
ÖĞSEYİN
Olur, elbette.
KUŞKUSUZ
Kuşkusu olmayan, işkilsiz, şüphesiz. (ku'şkusuz) Elbette, şüphesiz.
BİTTABİ
Doğal olarak, tabiatıyla, tabii, elbette.
ZAHİR
Açık, belli. Dış yüz, görünüş. Kuşkusuz, elbette, şüphesiz.
TABİİ
Doğada olan, doğada bulunan. Katıksız, saf, doğal. (ta'bi:) Elbette, doğallıkla, doğal olarak, işin gereği olarak. Sağduyuya, mantığa, olağan düzene uygun olan. Olağan, alışılmış, her zamanki gibi olan, beklenildiği gibi. Yapmacık olmayan, doğal.
EVELALLAH
Kesinlikle, elbette. Allah'a güvenerek.
ENGÜCÜ
Elbette, şüphesiz, her halde, her ne olursa olsun, nasıl olsa, ister istemez. Sonunda, sonuç olarak. Eninde sonunda.
HELVET
Elbet, her halde, şüphesiz. Halvet. Arapça kökenli halvet: halvet.
DERDEMEZ
Elbette. Derken, hemen sonra.
LACEREM
Elbette.
KELPETEN
Kerpeten. Arapça kökenli kelbetân, keltpeteyn: kerpeten.
HERBET
Elbet.
ÖĞSEN
Olur, elbette.
ENGÜÇ
Elbette, şüphesiz, her halde, her ne olursa olsun, nasıl olsa, ister istemez. Kırmızı toprak. Doğal olarak: Oğlum okula gidince engüç pekiyle geçecek.
EGELMEK
Getirmek, celbetmek.
EVELDE
Elbette, hele belli anlamında.