Kelimeler arşivinde; içinde "dana" olan, toplam 156 tane kelime bulunuyor. İçerisinde dana bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu dana ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında dana olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
MIRILDANABİLMEK
MIRILDANABİLME
BADANALANMAK, BADANALATMAK, ALDANABİLMEK, BADANASIZLIK, DADANABİLMEK, DANABAĞIRDAN, DANABÖĞÜRTEN, DANAKALDIRAN
BADANACILIK, BADANALAMAK, BADANALANMA, BADANALATMA, ADANALIOĞLU, ALDANABİLME, CAYIRTDANAK, CIZIRTDANAK, DADANABİLME, DANAAHMETLİ, DANABAKLASI, DANACIOBASI, DANADAŞYAĞI, DANAMANDIRA, HARTTADANAK, PAYIRTDANAK
DIRAMUDANA, İSTİDANAME, ADANALILIK, AYDANALMAK, BADANALAMA, BOSDANACAN, CAYIRTDANA, CIZIRTDANA, DANABACAĞI, DANAÇAYIRI, DANAMEMESİ, DANATAŞAĞI, DIRANKDANA, GOZURTDANA, PATTADANAK, ŞAPPADANAK, ŞIPPIDANAK, TARPADANAK, YUKARIDANA, ZANGADANAK
BADANASIZ, DANAAYAĞI, DANABURNU, ŞAPADANAK, AŞAĞIDANA, CIRTDANAK, DANABURAN, DANABÜZEN, DANACILAR, DANADAŞAK, DANADÖĞEN, DANAGIRAN, DANAHİSAR, DANAKIRAN, DANAPINAR, DANAZIMAK, HIRPADANA, INGILDANA, KIFIDANAK, MERDANALİ
AYVADANA, BADANACI, BADANALI, DANADİLİ, AYDANARI, AYVIDANA, BAŞDANAK, BELDANAT, BEYDANAT, BİLDANAT, CIRTDANA, DALDANAK, DANAAĞZI, DANABAŞI, DANACILI, DANAÇALI, DANADİŞİ, DANAGÖZE, DANAGÖZÜ, DANAGRAN, DANAKÜÇÜ, DANAÖREN, DANAVELİ, FIRDANAH, HAPADANA, ILADANAZ, İLEDANAZ, KALADANA, KARADANA, NURDANAY, Devamını Oku »»
BANDANA, ADANALI, ALADANA, ALDANAT, BADANAK, BADANAZ, BEŞDANA, BIDANAK, BODANAK, BODANAT, DADANAK, DANABAŞ, DANACAG, DANADAN, DANADİŞ, DANAGÖZ, DANAKÖY, DANALIH, DANALIK, DANALYA, DANAMAK, DANAZOL, GERDANA, GIDANAK, HAYDANA, HOYDANA, MANDANA, PEYDANA, YAYDANA, YEĞDANA, Devamını Oku »»
BADANA, DANACI, MÜDANA, ADANAK, ADANAN, ADANAT, AHDANA, ANDANA, ASDANA, BİDANA, BODANA, DADANA, DANAAŞ, DANALI, DANAPA, FODANA, GADANA, HODANA, KADANA, KODANA, MODANA, SADANA, SÜDANA
ADANA, DANAK, DANAM, DANAŞ
DANA
DANA
İneğin, sütten kesildikten sonra bir yaşına kadar olan yavrusu.
DADANABİLMEK
Dadanma imkânı veya olasılığı bulunmak.
BADANALAMAK
Duvarları boyamak için sulandırılmış kireç veya plastik boya sürmek.
MIRILDANABİLMEK
Mırıldanma imkânı veya olasılığı bulunmak.
DANABAĞIRDAN
İri karıncaya benzeyen ve ısırınca çok acıtan bir çeşit böcek. İnsanın bir yerine çarpınca çok acıtan bir hayvan, deniz yıldızı. Çalıların büyük dikenleri.
ADANALIOĞLU
İçel şehri, Kazanlı bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
MIRILDANABİLME
Mırıldanabilmek işi.
BADANALATMAK
Badanalama işini yaptırmak.
ALDANABİLMEK
Aldanma eğilimi veya olasılığı bulunmak.
BADANASIZLIK
Badanasız olma durumu.
DANAKALDIRAN
Kuzgun. Akbaba.
BADANALANMA
Badanalanmak işi.
BADANACILIK
Badanacının yaptığı iş.
DANABÖĞÜRTEN
Büyük değnek.
BADANALANMAK
Badana yapılmak.
BADANALATMA
Badanalatmak işi.
Bu bölümde tanımı içerisinde DANA geçen kelimeler listesi verilmiştir.
BADANACI
Geçimini badana yapmakla kazanan kimse.
ASLANAĞZI
Sıracagillerden, türlü renkte, güzel, kokusuz çiçekleri olan bir bitki, danaburnu. Havuz kenarlarına konulan ve ağzından su akan aslan biçiminde süs taşı.
AKORTSUZLAŞTIRMAK
Ses düzensizliği veya ayarsızlığı meydana getirmek. Radyoda bir ayar frekansında sapma meydana getirmek.
BAYGINLIK
Baygın olma durumu. Duyumların durması, kan dolaşımının ve solunum görevlerinin duraklaması, vücudun kımıldanamaması vb. fizyolojik aksamalarla beliren kendinden geçme durumu.
ALACALIK
Alaca olma durumu. Renkli ve renksiz kılların bütün vücutta düzenli bir biçimde dağılmayarak büyük ve küçük parçalar hâlinde birleşmesiyle meydana gelen bir at donu.
BADANALI
Badana edilmiş olan. Yüzüne çok pudra ve boya sürmüş olan (kadın).
ANSIZIN
Hatıra gelmeyen bir sırada, ani, anide, aniden, ansız, apansız, apansızın, birden, birdenbire, dangadak, defaten, durup dururken, fücceten, gürpedek, larp, larpadak, patadak, pattadak, rappadak, şakkadak, şapadanak, şappadak, şırakkadak, bedaheten, fücceten, nagehan, vehleten.
BIRAKMAK
Elde bulunan bir şeyi tutmaz olmak. Yanına almamak, yanında götürmemek. Koymak. Bıyık ya da sakal uzatmak. Bir işi başka bir zamana ertelemek. Ölen, ayrılan birinden iş, kişi, nesne vb. şeyler kalmak. Bakılmak, korunmak için vermek. Kötü bir durumda terk etmek. Ayrılmak, terk etmek. Yapışık olan bir şey yapışıklıktan kurtulmak. Özgürlük vermek, hürriyetine kavuşmasını sağlamak. Bulunduğu yeri veya durumu değiştirmemek. Saklamak, artırmak. Sarkıtmak. Bir işin sorumluluğunu, yükümlülüğünü başkasına vermek, görevlendirmek. Uğraşmaz olmak, artık uğraşmamak. Boşamak. Bulunduğu veya dokunduğu yerde bir şey oluşturmak, meydana getirmek. Sınıf geçirmemek, döndürmek. Bir alışkanlıktan veya bir işten vazgeçmek. Bir pazarlıkta, belli bir fiyata vermeyi kabul etmek. Engel olmamak. Unutmak. Sahiplik hakkını başkasına vermek.
AZONAL
Yeryüzünün herhangi bir noktasında enleme bağlı olmaksızın meydana gelen olay.
APAREY
Çeşitli parçalardan meydana gelen alet, cihaz.
ÇEKMEK
Bir şeyi tutup kendine ya da başka bir yöne doğru yürütmek. Atmak, vurmak. Taşıma gücü olmak. Bir kimseyi veya bir şeyi geri almak. Kaçan ilmeği örmek. Asmak. Herhangi bir engel kurmak. Şans denemek amacıyla hazırlanmış kâğıtlardan birini almak. Güç durumlara dayanmak, katlanmak. Görüntüyü bir aletle özel bir nesne üzerine kaydetmek. Üzerinde bulunan bir silahla saldırmak için davranmak. Dişi hayvanı çiftleşmek için erkeğin yanına götürmek. İmbik yardımı ile elde etmek. Hoşa gitmek, sarmak. Tartıda ağırlığı olmak. Masrafını karşılamak, ikramda bulunmak. Yollamak. İçine almak, emmek. Hamur vb. iyice pişmiş duruma gelmek. Daralıp kısalmak. Vericiden gelen dalgaları algılayarak televizyon, radyo, telefon vb. aygıtlarla bağlantı kurmak. Bir kimse ailesinden birine herhangi bir bakımdan benzemek. Germek. Tedavi amacıyla şişe, vantuz, sülük vb.ni uygulamak. Bir duyguyu içinde yaşatmak. Aynısını yazmak veya çizmek. Bir yerden bir şeyi yukarı doğru almak. Öğütmek. Çizgi durumunda uzatmak. Boya, badana vb. sürmek. Döşemek. Yürütmek, sürmek. Yol, ay sürmek. Bir yerden başka bir yere taşımak. Örtmek, giymek. Protesto, poliçe, çek vb. düzenleyip yürürlüğe koymak. Bir amaçla ortadan kaldırmak. Bir cisim, belli bir yakınlıktaki başka bir cismi kendisine yaklaşmaya zorlamak, itmek karşıtı. Herhangi bir anlama almak. Taşıtı bir yere bırakmak, koymak. Bir şeyin içyüzünü anlamak amacıyla bir kimseyi sıkıştırmak. İçki içmek. Bir şeyi emip dışarıya çıkarmak.
BAR
Anadolu'nun doğu ve kuzey bölgesinde, en çok Artvin ve Erzurum yörelerinde el ele tutuşularak oynanan, ağır ritimli bir halk oyunu. Halter sporunda ağırlığı oluşturan kiloları birbirine bağlayan metal çubuk. Danslı, içkili eğlence yeri. Ateşten, mide bozukluğundan, ağızda, dil ve dişlerde meydana gelen acılık, pas. Ayaküstü içki içilen eğlence yeri. Hava basıncı birimi. Amerikan bar.
ACILAŞMAK
Tadı bozulmak, acı olmak. Konuşma sert bir durum almak, kırıcılaşmak. Dokunaklı duruma gelmek. Yemlerde genellikle yağ asitlerinin oksidasyonu ve hidroliz sonucu uygun olmayan koku ve tat meydana gelmek.
ALADAĞ
Adana iline bağlı ilçelerden biri.
AGLÜTİNİN
Serumda meydana gelen ve pıhtılaşmaya sebep olan antikor.
CEYHAN
Adana iline bağlı ilçelerden biri.
ADAKLIK
Adak adanan yer. Adak olarak ayrılmış (hayvan).
BİFTEK
Izgara veya tavada pişirilen, genellikle dana eti dilimi.
ÇAPARİ
Beden, köstek ve iğne bölümlerinden meydana gelen, her bir iğneye hindi, horoz, kaz, martı, tavuk, ördek vb. kuşların kanat, kuyruk tüyleri takılan çok iğneli bir tür olta takımı.
BADANASIZ
Badana edilmemiş. Badanası bozulmuş.