Kelimeler arşivinde; içinde "ambala" olan, toplam 23 tane kelime bulunuyor. İçerisinde ambala bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu ambala ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında ambala olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
AMBALAJLANMAK, MUŞAMBALAŞMAK, AMBALAJSIZLIK
AMBALAJCILIK, AMBALAJLAMAK, AMBALAJLANMA, MUŞAMBALAŞMA
AMBALAJLAMA, ABAZAMBALAK
LAMBALAMAK, AMBALAJSIZ, AKBAMBALAK, BEYTAMBALA
AMBALAJCI, LAMBALAMA, AMBALAJLI
CAMBALAK, CAMBALAZ, HAMBALAT, PAMBALAK, ZAMBALAK
AMBALAJ
AMBALA
AMBALA
Ambarlar.
AKBAMBALAK
Beyaz tenli ve etine dolgun kadın veya kız.
AMBALAJCI
Ambalaj yapan kimse.
LAMBALAMA
Lambalamak işi.
AMBALAJSIZLIK
Ambalajsız olma durumu.
AMBALAJCILIK
Ambalajcının yaptığı iş.
AMBALAJSIZ
Ambalajlanmamış. Ambalajlanmamış bir biçimde.
AMBALAJLANMA
Ambalajlanmak durumu.
AMBALAJLAMAK
Ambalaj yapmak.
AMBALAJLANMAK
Ambalajlı duruma gelmek.
LAMBALAMAK
Lamba ışığıyla incelemek. Kapı ve pencere kenarlarına girinti açmak.
ABAZAMBALAK
Ahmak, budala, sersem, aptal.
BEYTAMBALA
Hayırsız, uğursuz. Yok olmak, ölmek (İlenç).
MUŞAMBALAŞMA
Muşambalaşmak işi.
MUŞAMBALAŞMAK
Muşamba gibi olmak, muşamba durumunu almak, muşambaya dönmek.
AMBALAJLAMA
Ambalajlamak işi.
Bu bölümde tanımı içerisinde AMBALA geçen kelimeler listesi verilmiştir.
KIZAK
Kar veya buz üzerinde kayarak yol alan tekerleksiz taşıt. Ambalajın dibine uzunluğuna çakılan, hem dip levhası elemanlarının tutturulmasını hem de ambalajın yerde kolayca kaymasını sağlayan kereste parçası. Tersanelerde üzerinde gemi yapılan, onarılan veya gemiyi suya indirip sudan çıkarmaya yarayan ızgara. Ağaç tablaların kamburlaşmaması için liflere dikey konumda açılan kanala geçirilen uzun parça.
SANDIKLAMAK
Sandık içine koymak, yerleştirmek, ambalajlamak.
AMBALAJLI
Ambalajlanmış. Ambalajlanmış bir biçimde.
BÖLMEÇ
Ambalaj içinde bulunan malları birbirinden ayırmaya yarayan koruyucu parça.
KAĞIT
Hamur durumuna getirilmiş türlü bitkisel maddelerden yapılan, yazı yazmaya, baskı yapmaya, bir şey sarmaya yarayan kuru, ince yaprak. Bu yapraktan yapılmış. Yazılı kâğıt yaprağı, pusula, tezkere. Yazılı sınav kâğıdı. İskambil kâğıdı. Belge ve doküman. Menkul kıymetler borsasında işlem gören tahvil, hisse senedi gibi mali değeri olan senet. Menkul kıymetler. 9. hlk. Kâğıt para. Yazı yazmak, baskı yapmak, bir şey ambalajlamak gibi amaçlarda kullanılabilen, hamur durumuna getirilmiş bitkisel liflerden yapılan kuru ve ince yaprak.
TEKNE
Türlü işlerde kullanılmak için çoğu ağaçtan veya taştan yapılan, uzun ve geniş kap. Sızdırabilir veya sızdırmaz olarak yapılmış, levhaları bir parçadan oluşmuş, kulpları ve kulp delikleri bulunan, bir veya iki kişi tarafından taşınabilir üstü açık bir ambalaj türü. Geminin omurga, kaburga ve kaplamadan oluşan temel bölümü. Katmanlı kayaçların içeri doğru çukur, alçak bölümü, ineç, kemer karşıtı. Ut, tambur vb. çalgılarının sesi yükselten oyuk ve şişkin parçası. Bir tür küçük deniz taşıtı. Havza.
BOMBAJ
Gaz yapan mikroorganizmalar sonucu konserve kutularının altında veya üstünde oluşan şişkinlik. Konserve içeriğinin iç basıncı nedeniyle konserve kutularında, bakteriyel, kimyasal ve fiziksel yollarla meydana gelen şişme ve kabarmalar, ürünün ambalajının şişmesi. Kutu konserve ürünlerde fiziki hatalara, kimyasal reaksiyonlara ve mikroorganizmalara bağlı olarak iç basıncın artmasıyla oluşan şişme olayı.
HAMBALAT
Taşınması güç olan ağır eşya. Ağırlığı az, hacmi geniş olan yük: Kaba yük hambalat olur. Beceriksiz, miskin: Sen ne kadar hambalatsın.
GALON
Anglosaksonların kullandığı yaklaşık dört buçuk litrelik bir tür ölçü birimi. Çoğunlukla akaryakıt vb. sıvı maddeleri taşımada kullanılan, silindir biçiminde, metalden büyük kap. Boya sanayisinde kullanılan beş litrelik ambalaj.
JELATİN
Genellikle hekimlik ve fotoğrafçılıkta kullanılan, hayvanların kemik, kıkırdak vb. dokularından veya bitkisel yosunlardan elde edilen saydam, renksiz, kokusuz bir madde. Ambalaj için kullanılan ince, parlak bir madde.
DURULTUCU
Boşalmalı lambalarla birlikte kullanılan ve boşalmayı başlatmaya ve düzenlemeye (durultmaya) yarayan araç. Bir işlergenin olağan işleyişinden, ayrılmalarını kendiliğinden düzeltmeye yarayan düzenek.
KASA
Para veya değerli eşya saklamaya yarayan çelik dolap. Birbiri üzerine istif edilerek yüksekliği ayarlanabilen atlama aracı. Ticarethanelerde para alınıp verilen yer. Basımcılıkta dizgi harflerinin konulduğu gözlerden oluşan tabla. Bazı oyunlarda oyunu yönetme veya para karşılığında fiş verme işi. Kapı ve pencerelerin sabit olarak tutturulduğu asıl çerçeve. Varlıklı kişinin harcamalarını yapan kimse. Tahta veya sentetik maddelerden yapılmış, dört köşe, sağlam ambalaj parçası, sandık. Vagon, kamyon veya traktörün yük taşımak için şasiye bağlanmış üst bölümünü oluşturan parça.
KARTON
Kâğıt hamuruyla yapılan, ayrıca içinde bir veya birkaç lif tabakası bulunan kalın ve sert kâğıt. Kamu kurum veya kuruluşlarında imzaya sunulan evrakın yerleştirildiği ciltli büyük defter. On paket sigarayı bir araya getiren ambalaj. Seri hâlinde canlandırılan, karakterleri hayvan olan çizgi film. Tombala oyununda çekilen numaraların işaretlendiği kart.
BEŞİK
Bebekleri yatırmaya ve sallayarak uyutmaya yarayan, tahta veya demirden yapılmış sallanır bir tür küçük karyola. Yüzüstü yatışta, geriye bükülü ayak bileklerini ellerle kavrayarak karın üzerinde baş ve ayak yönünde sallanma. Bir şeyin doğup geliştiği yer. Ambalajlanacak malın biçimine uygun olarak alta konulan parça veya parçaların tümü.
KORUNCAK
Ambalajlanan malı dış etkilere karşı korumak için ambalaj çatısına çakılan tahta, kontrplak vb. malzeme, mahfaza.
SERYUM
Atom numarası 58, atom ağırlığı 140,1, yoğunluğu 6,7 olan, 810 °C'de eriyen, birleşme değeri bazı birleşiklerde 3, bazılarında 4 olan, gümüş parlaklığında, akkor temeline dayanan lambaların yapımında kullanılan bir element (simgesi Ce).
LÖK
Yedi yaşından büyük erkek boz deve. Kireç, zeytinyağı, pamuk ve yumurta akının karıştırılması yoluyla, kırık çanak çömlekleri, künkleri birleştirmekte kullanılan macun, lökün. Erkek deve. İğdiş edilmiş deve. Kızgın, azgın deve. Tek hörgüçlü damızlık, tüysüz erkek deve. Çökmüş, oturmuş deve. Dişi deve. Doğurması yakın keçi. Gebe hayvan. Çaylak büyüklüğünde bir çeşit kuş. Hindi. Topaç. Çevresi toprakla yükseltilmiş tarla parçası, evlek. Kurşun lehimlemekte kullanılan pamuklu bez. Kireç, zeytinyağı, pamuk, yumurta akının karıştırılmasından elde edilen, kırık, çatlak çanak, çömlekleri, künkleri birleştirmekte kullanılan macun. Yumurta akı, sabun, zeytinyağı ile yapılan ve kırık çıkıkların iyileştirilmesinde kullanılan bir çeşit ilâç. Buğday unu ile yumurtadan yapılıp çocukların karnına konulan yakı. Sabun ve yumurta ile yapılıp ağrıyan yere yapıştırılan yakı. Karasakız. Gaz lambalarının makine kısmını cam kısmına tutturmaya yarayan şap. Büyük çamur parçası. Ekmeğin iyi pişmemiş durumu. Yalan. Boz devenin erkeği. Tek hörgüçlü deve.
GIGIŞ
Harmandan artan iri saman. Afyon ambalajında kullanılan ince, yumuşak ot.
SELOFAN
Selülozdan yapılmış, ince, saydam, ambalaj yapımında kullanılan tabaka.
IŞIKLIK
Eşik. Pencere. Üzerine lamba konan masa. Aydınlanmaya yarayan kuru çam parçası. Lamba. Lambaların ışığını dağıtmaya, süzmeye ya da değiştirmeye yarayan ve lambaların takılması, korunması ve elektrik bağlantılarının yapılması için gerekli bütün parçaları olan aygıt. Bir yapının yeterli ölçüde ışık alabilmesini sağlamak için, çatısına açılan ve camla kaplanmış olan baca türü çıkıntı.