Kelimeler arşivi içinde; başında "yatak" olan, toplam 12 adet kelime bulunmaktadır. yatak ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu yatak ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde yatak olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
YATAKLAMAK, YATAKLANMA
YATAKHANE
YATAKANI, YATAKCIL, YATAKÇIL, YATAKLIK
YATAKCI, YATAKÇI, YATAKLI, YATAKLU
YATAK
YATAK
Uyuma, dinlenme vb. amaçlarla üzerine veya içine yatılan eşya, döşek. Yün, pamuk, kuş tüyü vb. maddelere kılıf geçirerek yapılmış olan şilte. Çanak biçimindeki bir havzada veya buna benzer bir oluşumda toplanmış petrol birikintisi. Maden veya fosil ocaklarında birbirini izleyen iki maden, taş veya kömür tabakası arasında uzanan damar. Irmak, çay, dere vb.nin, içinde aktıkları yer, akak, mecra. Üzerine şilte konulan karyola, somya, kerevet vb. Katmanlaşmış herhangi bir madde yığını. Fideleri gömmek için toprakta açılan çukur. Katmanlı bir kaya bütününde maden filizi veya taş döküntüsünden oluşan çok ince tabaka. Makinelerde hareketli bölümleri içine alan hareketli veya sabit parça. Bir şeyin çok bulunduğu yer. Gizli barınak veya bir suçluyu gizlice barındıran yer. Turunçgilleri ve yumurta vb. ürünleri korumak üzere saman vb.nden yararlanılarak yapılmış olan yer.
YATAKCIL
Düşkün, sürekli yatmaya gereksinme duyan.
YATAKÇIL
Cinsel ilişkiye düşkün.
YATAKÇI
Sancak beyleri ve beylerbeyi tarafından geceleyin çarşıları beklemekle görevlendirilen halktan kimse.
YATAKANI
Yatarken.
YATAKHANE
Okul, fabrika vb. yerlerde yatakların konulduğu yer. Yatılı okullarda, yurtlarda ve kışlada yatılan yer.
YATAKLU
Yatan, yatağında olan.
YATAKLANMA
Gömülme.
YATAKCI
Gece bekçisi.
YATAKLAMAK
Yatırmak.
YATAKLIK
Yatak yapmaya uygun. Üzerine yatak serilen tahta veya maden kerevet, karyola. Suçluları barındırma, gizlice yardım etme.
YATAKLI
Herhangi bir sayıda yatağı olan, yatak alabilen. İçinde aktığı yer derin olan. Yataklı vagon.
Bu bölümde tanımı içerisinde YATAK geçen kelimeler listesi verilmiştir.
BELEK
Kundak, çocuk bezi. Beşiğe konulan yatak.
GECELİK
Yatakta giyilen giysi, gömlek. Bir gece için ödenen ücret. Geceye özgü olan, gece kullanılan.
KARYOLA
Üzerine yatak konulup yatılan tahta veya metal ev eşyası.
İÇİRİK
Yatak doldurmaya yarayan yün, pamuk, kıtık vb. şeyler.
ANTİKA
Tarihsel bir döneme ait olan. Mendil, örtü, yatak çarşafı vb. bezlerin kenarlarına paralel ipliklerden bir bölümü çekilip dikey olanların ikisi, üçü bir arada tire ile sarılarak yapılmış olan diş diş süs, sıçandişi. Genele, olağana, geleneğe aykırı, acayip, tuhaf, çarliston marka. Eski çağlardan kalma eser. Antik.
DENK
Yük hayvanlarının sağ ve soluna konulan iki yük parçasından her biri. Uygun, nitelik yönünden eşit. Destekleri paralel, yönleri aynı, şiddetleri eşit bulunan güçler. Yatak, yorgan, kumaş vb. eşyanın sarılıp bağlanmış biçimi, balya. Ağırlık bakımından eşit olan. 0,80175 gram olan ağırlık ölçü birimi.
DÖŞEK
Yatak. Dövülmek üzere harman yerine serilen ekin sapları. Gemi gövdesinde, su basıncı, çarpma, karaya oturma vb. durumlarda darbeleri karşılayabilecek, yük ve makinelerin ağırlığına dayanabilecek dirençteki yapı gereci.
DOKUMA
Dokumak işi, tekstil. Tezgâhta dokunarak elde edilen (kumaş). Kumaş olabilen, kumaş yapılabilen. Yapı, oluşum. Minder örtüsü, yatak kılıfı vb. için kullanılan ve boyalı pamuk ipliğinden dokunan bez.
LİZÖZ
Yatakta kadınların giydiği bir tür yün hırka.
KUŞET
Gemi veya trende yatak.
ÇEKYAT
Gerektiğinde açılıp yatak durumuna getirilebilen koltuk, kanepe.
ÇÖZME
Çözmek işi. El tezgâhlarında dokunan, genellikle yatak, yorgan çarşafı yapmakta kullanılan ince bez.
MECRA
Yatak. Bir işin gidişi, bir olayın doğrultusu.
HAMAK
İki ağaç veya direk arasına asılarak kurulan, içine yatılarak sallanılabilen, ağ, bez vb.nden yapılmış yatak, ağ yatak.
KALKMAK
Gitmek üzere yerinden ayrılmak. Güncelliğini yitirmek. Başka yere gitmek, taşınmak. Girişmek, başlamak, davranmak, yeltenmek. Ayakta beklemek. Geçerli olmamak, geçerliğini yitirmek, geçmez olmak. Yerinden ayrılıp yol almaya başlamak. Bir durumdan başka bir duruma geçmek. Hayvan iki art ayağı üzerinde dik durum almak. Oturma durumundan dik duruma gelmek, doğrulmak. Taşıtlar yola çıkmak. Yukarı doğru yükselmek. Yok olmak, artık bulunmamak. Derlenip götürülmek. Hasta iyileşerek gezecek duruma gelmek. Uygulanmaz olmak. Uçmak, havalanmak. Varlığı, hayatı son bulmak. Uyanarak yataktan ayrılmak. Kabarmak, ayrılmak.
BRANDA
Ambar kapaklarının veya filikaların üzerine örtülen, muşamba benzeri, su geçirmez, kalın bez, branda bezi. Gemilerde tayfa ve erlerin yattığı dikdörtgen biçiminde, astarlanmış bezden yapılan, halatlarla bir yere tutturulan asılı yatak.
BİLYE
Çocukların oynamak için kullandığı taş, maden, toprak, cam vb.nden yapılmış küçük yuvarlak nesne, misket, cıncık, zıpzıp. Motorlu taşıtlarda dönme veya sürtünme etkilerini azaltmak, aşınmayı ve enerji yitimini önlemek için göbeklerdeki yataklara yerleştirilen, çoğunlukla çelikten, küçük yuvarlak.
AKAK
Yatak. Eğimi, inişi fazla olan yer. Suyun ivinti yeri. Irmak, dere, çay, küçük akarsu.
AKAR
Kiraya verilerek gelir getiren ev, dükkân, tarla, bağ vb. mülk, akaret. Halı, koltuk, yatak vb. yerlerde ve nemli ortamlarda yaşayan, astıma yol açabilen, insan vücudundan dökülen deri tozlarıyla ve parçacıklarıyla beslenen bir tür canlı. Sıvı, mai, likit.
AKARSU
Yeryüzünde, yer altında belirli bir yatak içinde, eğim boyunca sürekli veya zaman zaman akan su. Tek sıra elmastan gerdanlık.