KIZGIN ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "kızgın" olan, toplam 8 adet kelime bulunmaktadır. kızgın ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu kızgın ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde kızgın olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

12 harfli kelimeler

KIZGINLAŞMAK

11 harfli kelimeler

KIZGINLAŞMA, KIZGINYİĞİT

9 harfli kelimeler

KIZGINBEY, KIZGINDAM, KIZGINLIK

8 harfli kelimeler

KIZGINOK

6 harfli kelimeler

KIZGIN

Bazı kelimelerin anlamları

KIZGIN

Çok ısınmış, ısıtılmış ya da kızdırılmış. Eş arayan (hayvan). Kızmış olan, öfkeli, mütehevvir. Kızışık, zorlu, sert, şiddetli.

KIZGINLAŞMA

Kızgınlaşmak işi.

KIZGINYİĞİT

Kızmış, öfkelenmiş yiğit kimse.

KIZGINOK

Kızmış, öfkelenmiş kimse.

KIZGINLIK

Kızgın, ısınmış olma durumu. Öfkeli olma durumu. Hayvanların çiftleşme isteği.

KIZGINDAM

Hamam : Yarın kızgındama gidelim.

KIZGINLAŞMAK

Kızgın duruma gelmek.

KIZGINBEY

Öfkeli, kızmış bey.

  -   -   -  

Anlamında KIZGIN bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde KIZGIN geçen kelimeler listesi verilmiştir.

HIRS

Sonu gelmeyen istek, aşırı tutku. Öfke, kızgınlık.

DAĞLAMAK

Kızgın bir demirle hayvan derisine damga vurmak. Acısı yüreğine işlemek. Çok sıcak, soğuk veya acı bir şey yakmak. Akan kanı dindirmek veya hasta bölümleri ortadan kaldırmak için vücudun bir yerini kızdırılmış bir metal araçla yakmak.

HAŞLAK

Kızgın, kaynar, çok sıcak.

AKITMA

Akıtmak işi, isale. Enli bilezik. Un, süt, yağ, yumurta, şeker veya pekmezle yoğrularak cıvık bir duruma getirilen hamurun kızgın sac üzerinde pişirilmesiyle yapılmış olan bir tatlı türü. Hayvanların, özellikle atların alınlarında bulunan ve burunlarına doğru uzanan beyaz leke.

HIRLAMAK

Hırıltıyla ses çıkarmak. Köpek, saldırmadan önce hırıltıyla ses çıkarmak. Kızgınlıkla ters konuşmak.

HAR

"Düşüncesizce ve hesapsızca harcamak, bol bol harcayıp tüketmek" anlamlarındaki har vurup harman savurmak deyiminde geçen bir söz. Sıcak, kızgın, yakıcı.

DAĞ

Yer kabuğunun çıkıntılı, yüksek, eğimli yamaçlarıyla çevresine hâkim ve oldukça geniş bir alana yayılan bölümü. Büyük üzüntü, acı. Kızgın bir demirle vurulan damga, nişan. İyileştirmek için vücudun hastalıklı bölümüne kızgın bir araçla yapılmış olan yanık.

GAYRİMEMNUN

Memnun olmayan, kızgın, hoşnutsuz, küskün, kırgın, sızlanan.

GAZAPLI

Öfkeli, kızgın, hiddetli.

HIRSLI

Açgözlü, muhteris. Öfkeli, kızgın.

DOLGUN

Dolarak biçimi yuvarlaklaşmış. Çok, bol, fazla, yüksek (ücret, para vb.). Şişkin. Balıketinde. Öfke, kızgınlık, kırgınlık vb. duygularla dolu.

BOZUK

Bozulmuş olan. Kızgın, sıkıntılı. Madenî para, bozuk para. Görevini yapamaz duruma gelmiş (organ). Türk halk müziğinde, bağlamadan biraz büyük ve meydan sazından küçük dokuz telli bir saz. Kötümser, gergin, huzursuz, karışık.

HEYECAN

Sevinç, korku, kızgınlık, üzüntü, kıskançlık, sevgi vb. sebeplerle ortaya çıkan güçlü ve geçici duygu durumu. Coşku.

HIŞIMLI

Öfkeli, kızgın, sinirli.

CELAL

Büyüklük, ululuk. Öfke, kızgınlık.

DÖKMEK

Sıvı veya tane durumunda olan şeyleri bulundukları kaptan başka bir yere boşaltmak. Bir şeyi yok etmek için atmak. Kullanmak, harcamak, sarf etmek. Maden, mum eriyiği veya çimento, alçı vb.ni kalıba akıtarak biçim vermek, döküm yapmak. Saçmak, serpmek. Çok söylemek. Teninde kızamık, kızıl, suçiçeği hastalıklarında olduğu gibi kırmızı lekeler çıkmak. Üstünde bulunan bir şeyi düşürmek. Bir yere çokça bir şey yığmak, taşımak. Açığa vurmak, söylemek, ortaya koymak. Belli bir yere boşaltmak. Bir işte veya bir konuyu ele alış biçiminde değişiklik yapmak. Sulu hamuru kızgın yağ veya tepsinin içine akıtarak pişirmek. Çok sayıda öğrenciyi sınavda veya bir üst sınıfa geçirmede başarısız saymak. Yakmak, tutuşturmak. Salmak, bırakmak. Bol bol vermek, ödemek, sarf etmek. Akıtmak, düşürmek.

GAZAP

Öfke, kızgınlık, hiddet.

HIŞIMLANMAK

Öfkelenmek, kızgın duruma gelmek.

CIZ

Çocuk dilinde ateş. Kızgın yağın içine bir şey atıldığında çıkan ses.

DÖVME

Dövmek işi. Dövülerek kabuğu çıkarılmış buğday, yarma. Dövülerek yapılan. Kızgın durumdayken dövülerek biçim verilmiş (metal eşya). Vücut derisi üzerine iğne vb. sivri bir araçla çizilmek ve içine renk veren maddeler konulmak yoluyla yapılmış olan yazı veya resim.