Kelimeler arşivi içinde; sonunda "hane" olan, toplam 182 adet kelime bulunmaktadır. Sonu hane ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında hane olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde hane olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
AMELİYATHANE, FOTOĞRAFHANE, KONSOLOSHANE, MARANGOZHANE, MUVAKKİTHANE, MÜCELLİTHANE, MÜHENDİSHANE, MÜRETTİPHANE, PİSKOPOSHANE, SIRMAKEŞHANE, TAHAFFUZHANE, TENEFFÜSHANE
BİTİRİMHANE, BULAŞIKHANE, ÇAMAŞIRHANE, HUMBARAHANE, KALAVRAHANE, KİREMİTHANE, KULUÇKAHANE, KUMBARAHANE, MEVLEVİHANE, MİSAFİRHANE, MUAYENEHANE, NEKAHETHANE, NEZARETHANE, SEFARETHANE, TASFİYEHANE, TELGRAFHANE, TİCARETHANE
ABDESTHANE, CAMBAZHANE, DEFTERHANE, DOKUMAHANE, GÜDERİHANE, HALVETHANE, İBADETHANE, İMALATHANE, İMARETHANE, KIRAATHANE, MAHPUSHANE, MANTARHANE, MEHTERHANE, MİSKİNHANE, NAKKARHANE, PATRİKHANE, PEYNİRHANE, SAADETHANE, TEMBELHANE, TEPHİRHANE, TERKİPHANE, TEŞRİHHANE, TEVKİFHANE, VAFTİZHANE, YOĞURTHANE, DEVLETHANE, HAŞHAŞHANE, KAYNAKHANE, EVDESTHANE, İBABATHANE, Devamını Oku »»
BALIKHANE, BARUTHANE, BASMAHANE, BATAKHANE, BEKARHANE, BENDEHANE, BIÇKIHANE, BÖCEKHANE, ÇALGIHANE, ÇEKİÇHANE, ÇELİKHANE, ÇİFTEHANE, DİKİMHANE, DİVANHANE, DOĞUMHANE, DÖKÜMHANE, FAKİRHANE, FETVAHANE, FİŞEKHANE, GUSÜLHANE, GÜMÜŞHANE, HADDEHANE, HAHAMHANE, HAPİSHANE, HAYALHANE, HELVAHANE, ISLAHHANE, İDAREHANE, İPLİKHANE, KADEMHANE, Devamını Oku »»
BESİHANE, BİRAHANE, BOYAHANE, BOZAHANE, ÇİLEHANE, DARPHANE, DERSHANE, FATİHANE, İNEKHANE, İPEKHANE, SEFİHANE, SEMAHANE, ŞİFAHANE, UMUMHANE, YAZIHANE, HALIHANE, BORAHANE, CEBEHANE, GÜLİHANE, KEREHANE, USULHANE
BALHANE, BERHANE, BUZHANE, CEPHANE, ÇAYHANE, FERHANE, GAZHANE, KALHANE, KERHANE, KUŞHANE, MEYHANE, MUMHANE, SALHANE, SÜTHANE, ŞAPHANE, ŞİŞHANE, TAVHANE, TOPHANE, YAĞHANE, BOYHANE, BOZHANE, ŞEŞHANE, TAŞHANE, TOKHANE, TOYHANE
AŞHANE, BAHANE, ŞAHANE, MAHANE
AHANE
HANE
HANE
Ev, konut. Basamak. Klasik Türk müziğinde, peşrev vb. saz parçalarının bölümlerinden her biri. Birleşik kelimelerde "bina, yapı, yer, makam" anlamlarıyla ikinci kelime olarak yer alan bir söz. Bir bütünü oluşturan bölümlerden her biri, bölük, göz. Ev halkı.
FOTOĞRAFHANE
Fotoğrafçının çalıştığı, fotoğraf çekilen veya fotoğraf makinesi satılan yer, fotoğrafçı.
KONSOLOSHANE
Konsolosluk.
TENEFFÜSHANE
Genellikle okullarda, ders aralarında dinlenmek için öğrencilerin çıktığı salon veya bahçe.
MÜHENDİSHANE
Osmanlı Devleti'nde mühendis yetiştiren yüksekokul.
BİTİRİMHANE
Kumarhane.
MUVAKKİTHANE
Muvakkitin görev yaptığı yer.
MARANGOZHANE
Marangozun çalıştığı iş yeri.
AMELİYATHANE
Hastanelerde hastaların ameliyat edildiği özel bölüm.
MÜRETTİPHANE
Bir basımevinde dizgicilerin çalıştığı bölüm.
ÇAMAŞIRHANE
Çamaşırlık.
TAHAFFUZHANE
Sefer sırasında, yolcu ve çalışanların arasında bulaşıcı hastalık görülen gemilerin karantina sürelerini geçirmeleri, gerekli sağlık önlemlerinin alınması ve hastaların iyileştirilmeleri için büyük limanlara yakın kıyılara kurulmuş sağlık kuruluşu.
SIRMAKEŞHANE
Sırma yapılmış olan yer.
MÜCELLİTHANE
Ciltevi.
BULAŞIKHANE
Kışla, okul, otel vb. yerlerde bulaşık yıkamaya ayrılan özel bölüm.
PİSKOPOSHANE
Piskoposluk.
Bu bölümde tanımı içerisinde HANE geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ALDATMAK
Beklenmedik bir davranışla yanıltmak. Oyalamak, avutmak. Ayartmak, kötü yola sürüklemek, baştan çıkarmak, iğfal etmek. Karşısındakinin dikkatsizliğinden, ilgisizliğinden yararlanarak onun üzerinden kazanç sağlamak. Karı ve kocadan biri eşine sadakatsizlik etmek, ihanet etmek. Yalan söylemek. Bir şeyin görünürdeki durumu, o şeyin niteliği bakımından yanlış bir kanı vermek. Birine verilen sözü tutmamak.
BİLANÇO
Bir kuruluşun, bir ticarethanenin belirli bir dönem sonundaki veya belirli bir gündeki taşınır ve taşınmaz varlıkları ile bunları sağlamak için kullanılan öz ve yabancı kaynakları dengeli olarak gösteren çizelge, dengelem. Girişilen herhangi bir işte, belirli bir süre sonunda elde edilen iyi ve kötü sonuçların karşılıklı durumu.
ARMA
Bir devletin, bir hanedanın veya bir şehrin simgesi olarak kabul edilmiş resim, harf veya şekil, ongun (II). Geminin yürümesine hizmet eden direk, seren, ip, halat ve yelken takımı.
ALÇAKÇA
Oldukça alçak. (alça'kça) Alçak, aşağılık kimselere yaraşırcasına, sefihane.
ACENTE
Bir kuruluşun yaptığı işi onun adına kazanç karşılığında yürüten daha küçük kuruluş. Bu kuruluşun veya şubelerinin başında bulunan kimse. Bir kuruluşa bağlı olmaksızın sözleşmeye dayanarak belirli bir yer ve bölge içinde sürekli olarak ticarethane veya işletmeyi ilgilendiren işlerde aracılık eden, bunları o işletme adına yapan kimse. Banka şubesi. Vapur ortaklığı.
BASAMAK
Bir yere çıkarken veya bir yerden inerken basılan ve art arda gelen, birbirine belirli aralıkları olan düz yüzeylerden her biri. Bir amaca ulaşmak için yararlanılan kişi, durum veya yer. Derece, aşama, kerte, evre. Ondalık sayı sisteminde bir sayının sağdan sola doğru rakamlarının derecelerine göre her birinin bulunduğu yer, hane. Bir tam denklemde bulunan bilinmeyenin en yüksek kuvveti.
BAHANESİZ
Bahanesi olmayan. Bahanesi olmadan.
AKTİF
Etkin, canlı, hareketli, çalışkan, faal. Bir ticarethanenin, ortaklığın para ile değerlendirilebilen mal ve haklarının tümü. Etkili. Çalışan, çalışmasını sürdüren. Etken.
ARŞİDÜŞES
Arşidükün karısı veya kızı. Avusturya hanedanında prenses.
AŞEVİ
Lokanta. Düğün, nişan vb. toplantılarda, verilecek yemekleri hazırlamak için geçici olarak mutfak gibi kullanılan yer. Yoksullara parasız yemek yedirilen veya dağıtılan yer, aşhane. Tekkelerde yemek pişirilen yer.
BÜRO
Çalışma odası, yazıhane. Danışma ve yazı işlerinin yürütüldüğü iş yeri. Bölüm, şube. Yazı masası.
BARBA
İhtiyar Rum meyhanecisi.
BİRAHANECİ
Birahane işleten kimse.
ARITIMEVİ
Şeker, petrol vb. maddelerin arıtıldığı yer, tasfiyehane, rafineri.
AT
Atgillerden, binme, yük çekme, taşıma vb. hizmetlerde kullanılan, tek tırnaklı hayvan, beygir, düldül. Satrançta, her yönde siyahtan beyaza ve beyazdan siyaha bir hane atlayarak L biçiminde hareket eden taş. Astatin elementinin simgesi.
AĞIRLIK
Ağır olma durumu. Ağırbaşlılık. Terazilerde tartma işi yapılırken bir kefeye konulan nesne. Değerlendirmelerde herhangi bir konu veya evreye, olağanın üzerinde ve belli oranda tanınan değer. Yer çekiminin, bir cismin molekülleri üzerindeki etkisinin oluşturduğu bileşke, gravite. Uykudayken gelen ve insana boğulur gibi bir duygu veren durum. Uyuşukluk ve gevşeklik durumu. Sıkıcı, bunaltıcı, iç karartıcı durum. Orduda bir birliğin cephane, yiyecek ve eşya yükleri. Sorumluluk. Sıkıntı. Takı. Değerli olma durumu. Yük, külfet. Dikkati ve önemi bir şey üzerinde yoğunlaştırmak. Güreş, boks, halter, judo vb. spor dallarında, sporcuların kilolarına göre girdikleri kategori. Etki, baskı, güçlük. Çeyizini düzmek için damadın geline verdiği para, kalın.
BAĞCI
Bağ yetiştirip ürününü satan kimse. Bağlayan veya soğuk haddehaneden çıkan metal şerit bobinlere bant yapıştıran kimse.
BÖCEKLİK
İpek böceği yetiştirilen yer, böcekhane.
BİBLİYOTEKÇİ
Kütüphaneci.
BAHANELİ
Bahanesi olan.