Sonu EVİRME ile biten kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; sonunda "evirme" olan, toplam 7 adet kelime bulunmaktadır. Sonu evirme ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.

Bunun yanı sıra, başında evirme olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde evirme olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.

 
 

12 harfli kelimeler

GÜNEYÇEVİRME

11 harfli kelimeler

YARIÇEVİRME, YARIDEVİRME

10 harfli kelimeler

OVAÇEVİRME

7 harfli kelimeler

ÇEVİRME, DEVİRME

6 harfli kelimeler

EVİRME

Bazı kelimelerin anlamları

EVİRME

Evirtim. Bir önermenin konusunu yüklem, yüklemini de konu durumuna getirerek vargısı doğru olan yeni bir önerme çıkarma, akis: "Hiçbir insan ölümsüz değildir" önermesinden evirme yoluyla "hiçbir ölümsüz insan değildir" önermesi çıkarılabilir.

YARIDEVİRME

Öndevirme ile artdevirmenin ortak adı.

YARIÇEVİRME

Önçevirme ya artçevirmenin ortak adı.

OVAÇEVİRME

Erzurum kenti, Hınıs ilçesi, merkez bucağına bağlı bir bölge.

GÜNEYÇEVİRME

Gümüşhane kenti, Kelkit ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

ÇEVİRME

Çevirmek işi, tedvir. Çevrilmiş, tercüme edilmiş. Uzaktan dolaşıp düşmanın yan gerilerine düşerek onu istemediği bir durumda dövüşmek zorunda bırakma, sarma, muhasara. Kuzu, oğlak vb. hayvanların şişte, kor üzerinde çevrilerek pişirilmişi. Dikenlerden, ağaç dallarından yapılmış duvar. Bir müzik parçasındaki aralığın veya bir cümle parçasının tiz sesini pese, pes sesini tize dönüştürmek işi.

DEVİRME

Devirmek işi.

  -   -   -  

Anlamında EVİRME bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde EVİRME geçen kelimeler listesi verilmiştir.

ÇELMEK

Ayak uzatarak birisini düşürmek. Kendi yanına çekmek, beğenisini, sevgisini kazanmak. Bir şeyin kenarını verev veya çapraz kesmek, çalmak. Düşünce ve davranış birbirini tutmamak, birbirine ters düşmek. Örtü vb.ni örtünüp iki ucunu bağlamak. Topa gidiş yönünü değiştirecek biçimde vurmak. Yolundan çevirmek, engel olmak, engellemek.

ÇEVİRİ

Bir dilden başka bir dile aktarma, çevirme, tercüme. Bir dilden başka bir dile çevrilmiş yazı veya kitap, tercüme.

ASİT

Turnusolün mavi rengini kırmızıya çevirmek özelliğinde olan ve birleşimindeki hidrojenin yerine maden alarak tuz oluşturan hidrojenli birleşik, hamız.

ÇEVİRİŞ

Çevirme işi.

BÜKMEK

Sertçe çevirmek, kıvırmak. Birkaç tel ipliği burarak sarmak. Eğmek. Döndürmek. Katlamak.

ABLİ

Yatay serenlerin ucuna bağlı bulunan ve bunları sağa, sola veya ortaya çevirmek için yararlanılan halat veya palanga.

ÇALKALAMAK

Sulu bir şeyi sarsarak veya çırparak karıştırmak. İçinde bir şey bulunan bir nesneyi sarsarak sallamak. Bir şeyi içinden su çarparak geçirmek yolu ile temizlemek. Vücudun göbek, kalça vb. yerini sürekli oynatmak. Sağlığının bozulmasına yol açmak. Tahılı sarsarak kalburdan geçirmek, elemek. Kuluçka yumurtalarını çevirmek.

ÇEVİRİCİ

Çevirmen. Anahtar.

ARAPÇALAŞTIRMAK

Arapçaya çevirmek. Arap dili özelliği kazandırmak.

ATIF

Yöneltme, çevirme. Gönderme. İlişkili bulma.

BAKMAK

Bakışı bir şey üzerine çevirmek. Yoklamak, incelemek, denemek. Anlamak, farkına varmak. Gözetmek, korumak. İlgilenmek. Yapılabilmesi bir şeye bağlı bulunmak. Beslemek, geçindirmek. Bir şeyin gelişmesi veya iyi bir durumda kalması için emek vermek. Renklerde benzemek, andırmak. Bir iş birinden beklenmek. Hastayı muayene etmek. Bir şeyin yüzü bir yöne doğru olmak. Tedavi etmek için ilgilenmek. Bir işi yapmak, bir işi yapmakla görevli olmak. Aramak. Başka bir şeyle ilgilenmeyip elindeki veya önündeki işle uğraşır olmak. Uğraşmak, meşgul olmak.

AYAZLAMAK

Hava ayaza çevirmek. Boş yere beklemek, eline bir şey geçmemek. Ayazda kalıp üşümek.

ATFETMEK

Bir işi veya bir sözü bir kimseye mal etmek, yüklemek, isnat etmek. Yöneltmek, çevirmek.

ÇEVİRİCİLİK

Çevirmenlik.

BARİKATLAMAK

Barikat ile çevirmek, barikat yapmak.

AKSETMEK

Ses bir yere çarpıp geri dönmek, yankılanmak, yankı vermek. Evirmek, tersine çevirmek. Bir ışık veya bir şekil düz ve parlak bir yüzeye çarpıp orada aynen görünmek, yansımak. Ulaşmak, yayılmak, duyulmak.

BOVLİNG

Özel olarak üretilmiş topla, bir bant üzerinde arkalı önlü dizilmiş kukaları uzaktan devirme amacına dayalı bir oyun türü.

ÇEVİRİM

Çevirme işi. Sinema filmi elde etmek üzere alıcının çalıştırılması, duyar katın üzerinde gizli görüntülerin belirmesi.

BOZMAK

Bir şeyi kendisinden beklenilen işi yapamayacak duruma getirmek. Büyük parayı küçük birimlere ayırmak. Dokunmak, zarar vermek. Bir yerin, bir şeyin düzenini karıştırmak. Bağ veya bostanın son ürününü toplamak. Geçersiz bir duruma getirmek. Bırakmak, dağıtmak. Biçimini ve kullanılışını değiştirmek. Altını paraya çevirmek, bozdurmak. Bir kimseyi beklemediği bir davranış karşısında bırakarak veya sözünü yalana çıkararak küçük düşürmek. Yabancı ülke parasını Türk parasına çevirmek. Kızlığına zarar vermek. Kötü duruma getirmek. Aklını yitirecek derecede bir şeye düşkün olmak. Bozguna uğratmak, yenmek, mağlup etmek.

ALŞİMİ

Elementleri altına çevirmek isteyen bir iş alanı, simya.