DÖŞEM ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "döşem" olan, toplam 14 adet kelime bulunmaktadır. döşem ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu döşem ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde döşem olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

11 harfli kelimeler

DÖŞEMECİLİK, DÖŞEMTASARI

10 harfli kelimeler

DÖŞEMCİLİK, DÖŞEMEALTI

9 harfli kelimeler

DÖŞEMELİK, DÖŞEMESİZ

8 harfli kelimeler

DÖŞEMECİ, DÖŞEMELİ, DÖŞEMSİZ

7 harfli kelimeler

DÖŞEMCİ, DÖŞEMEK, DÖŞEMLİ

6 harfli kelimeler

DÖŞEME

5 harfli kelimeler

DÖŞEM

Bazı kelimelerin anlamları

DÖŞEM

Tesisat.

DÖŞEMELİK

Yapılarda tabana döşemek için kullanılan (gereç). Kanepe, koltuk vb.nin kaplanmasına elverişli (kumaş).

DÖŞEMECİ

Döşeme yapan kimse. Perde, koltuk, kanepe vb. satan veya onaran kimse.

DÖŞEME

Döşemek işi. Bir yapının döşenmesine yarayan her türlü eşya, mefruşat. Halk edebiyatında ve türkülerden önce söylenen, bazen tekerleme biçiminde olan uyaklı giriş bölümü. Taşıtların koltuk, taban, tavan vb. yerleri. Yapılarda taban üzerine döşenen tahta vb. kaplama. Koltuk, kanepe, divan vb.nin kumaş, yay, pamuk vb. bölümleri.

DÖŞEMCİLİK

Tesisatçılık.

DÖŞEMELİ

Döşemesi olan.

DÖŞEMLİ

Döşemi olan.

DÖŞEMSİZ

Döşemi olmayan.

DÖŞEMECİLİK

Döşemecinin yaptığı iş.

DÖŞEMEK

Bir tabanı, tahta, karo, mermer vb. yapı gereçleriyle kaplamak. Boru, kablo vb. yerleştirmek, çekmek. Bir ev veya dairenin oturulabilir duruma gelmesi için gerekli eşyayı oraya yerleştirmek. Kumaş, halı vb.ni bir yeri iyice örtecek biçimde sermek.

DÖŞEMCİ

Tesisatçı.

DÖŞEMTASARI

Bir yapıda oturanların ya da yapıyı kullananların yararlanacakları su, elektrik, havagazı ve benzeri kolaylıkların, nasıl bir uygulayımsal düzen içinde yapıda yer alacağını gösteren çizimtasar.

DÖŞEMEALTI

Antalya ilinde, Döşemealtı nahiyesine bağlı bir yer.

DÖŞEMESİZ

Döşemesi olmayan.

  -   -   -  

Anlamında DÖŞEM bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde DÖŞEM geçen kelimeler listesi verilmiştir.

KİLİM

Döşeme, divan gibi yerlere serilen, genellikle desenli, havsız, kalın, kıl veya yün dokuma.

KOLON

Sütun. Katlardaki döşemeleri birbirlerine bağlayan düşey boru. Kalın bağırsağın gödenden önceki bölümü.

DONAM

Bir evin kapı, pencere, tavan, döşeme vb. bölümleri. Gemi ve sandalların donanımları.

DÖŞETMEK

Döşeme işini yaptırmak.

KIZAKLIK

Döşeme tahtalarının altına çaprazlama olarak konulan uzun ve yassı direklerden her biri.

DÖŞEYİŞ

Döşeme işi.

KANALİZASYON

Pis ve atık suların özel kanallar aracılığıyla belli merkezlerde toplanıp atılmasını sağlayan sistem, lağım döşemi, şebeke.

KAPİTONE

İçi pamuk veya yün vatka ile doldurularak dikilmiş, döşemelik veya giyim eşyası yapımında kullanılan kumaş. Bu kumaştan yapılmış veya bu biçimde dikilmiş.

KALDIRIM

Yaya kaldırımı. Yollarda taşlarla yapılmış olan döşeme.

KAT

Bir yapıda iki döşeme arasında yer alan daire veya odaların bütünü. Bükülen veya kıvrılan bir şeyin her kıvrımı. Makam, mevki. Giyeceklerde takım. Katman. Ön, yan. Apartman dairesi. Sonuca bağlama, bitirme. Kesme. Kesme, kesilme. Bir yüzey üzerine az veya çok kalın bir biçimde, düzgün olarak yayılmış bulunan şey. Kez, defa, misil. İlgiyi kesme. Huzur. Üst üste konulmuş şeylerden her biri, tabaka. Tekrarlanan bir sayının toplamı.

KARO

Oyun kâğıtlarının küçük, kırmızı, baklava biçimli benekli olanı, orya. Betondan yapılmış dört köşe döşeme taşı.

KİRİŞLEME

Kirişlemek işi. Çapraz olarak, kılıçlama. Ahşap döşemelerde yaklaşık 50 santimetre ara ile kirişler koyma.

ÇEKMEK

Bir şeyi tutup kendine ya da başka bir yöne doğru yürütmek. Atmak, vurmak. Taşıma gücü olmak. Bir kimseyi veya bir şeyi geri almak. Kaçan ilmeği örmek. Asmak. Herhangi bir engel kurmak. Şans denemek amacıyla hazırlanmış kâğıtlardan birini almak. Güç durumlara dayanmak, katlanmak. Görüntüyü bir aletle özel bir nesne üzerine kaydetmek. Üzerinde bulunan bir silahla saldırmak için davranmak. Dişi hayvanı çiftleşmek için erkeğin yanına götürmek. İmbik yardımı ile elde etmek. Hoşa gitmek, sarmak. Tartıda ağırlığı olmak. Masrafını karşılamak, ikramda bulunmak. Yollamak. İçine almak, emmek. Hamur vb. iyice pişmiş duruma gelmek. Daralıp kısalmak. Vericiden gelen dalgaları algılayarak televizyon, radyo, telefon vb. aygıtlarla bağlantı kurmak. Bir kimse ailesinden birine herhangi bir bakımdan benzemek. Germek. Tedavi amacıyla şişe, vantuz, sülük vb.ni uygulamak. Bir duyguyu içinde yaşatmak. Aynısını yazmak veya çizmek. Bir yerden bir şeyi yukarı doğru almak. Öğütmek. Çizgi durumunda uzatmak. Boya, badana vb. sürmek. Döşemek. Yürütmek, sürmek. Yol, ay sürmek. Bir yerden başka bir yere taşımak. Örtmek, giymek. Protesto, poliçe, çek vb. düzenleyip yürürlüğe koymak. Bir amaçla ortadan kaldırmak. Bir cisim, belli bir yakınlıktaki başka bir cismi kendisine yaklaşmaya zorlamak, itmek karşıtı. Herhangi bir anlama almak. Taşıtı bir yere bırakmak, koymak. Bir şeyin içyüzünü anlamak amacıyla bir kimseyi sıkıştırmak. İçki içmek. Bir şeyi emip dışarıya çıkarmak.

DÖŞENMEK

Döşeme işi yapılmak. Birine kızarak kötü ve küçük düşürücü sözler söylemek. Uzun uzadıya ve yererek yazmak.

BORDÜR

Kaldırımların kenarlarında bulunan taşlar. Cilt kapağındaki kalın çizgiler. Genellikle giyim kuşam malzemesindeki kenar süsü. Banyo, tuvalet, mutfak vb. ıslak zeminlerde duvar döşemeleri arasına konan motifli bir fayans türü.

KEÇE

Yapağı veya keçi kılının dokunmadan yalnızca dövülmesiyle elde edilen kaba kumaş. Bu kumaştan yapılan. Yere serilen halı, kilim vb. yünlü döşemelik.

DAMASKO

Çoğunlukla döşemelik olarak kullanılan, keten ve ipek karışımı bir kumaş türü.

GÜMÜŞÇÜN

Püskül kuyruklulardan, eski kitap sayfalarında, döşeme aralıklarında, şekerli maddeler ve tahta kırıntıları yiyerek yaşayan, vücutları küçük pullarla örtülü, kanatsız böcek (Lepisma saccharina).

ÇATMA

Çatmak işi. Provada geçici olarak bir giysiye iliştirilmiş olan parça. Heykel yapımında çamuru ayakta tutan tel iskelet. Ahşap yapılarda ağaç iskeletin temel parçaları. Semerin ağaç kısmı. Duvarları ağaç gövdesinden birbirine takılarak ve çivisiz olarak yapılmış olan yayla evi, Yörük çadırı. Bir tür döşemelik kumaş.

KAPLAMAK

Her yanını örtmek, istila etmek. Doldurmak. Bir madeni bir başka madenle kimyasal bir yöntemle örtmek. Kaplama adı verilen ince ağaç levhaları, değişik yöntemlerle hazırlanmış yüzeylere yapıştırmak. Doldurmak. Bir kimsenin veya bir şeyin nitelikleri herkesçe bilinir olmak. Yayılıp doldurmak, etkisinde bırakmak. Bir kabın, bir kılıfın, bir örtünün içine almak. Bir yüzeyi döşemek, başka bir nesne ile örtmek. Çepeçevre sarmak, kuşatmak.