BIRAKI ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "bırakı" olan, toplam 18 adet kelime bulunmaktadır. bırakı ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu bırakı ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde bırakı olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

14 harfli kelimeler

BIRAKILABİLMEK, BIRAKILIVERMEK

13 harfli kelimeler

BIRAKILABİLME, BIRAKILIVERME

12 harfli kelimeler

BIRAKIVERMEK

11 harfli kelimeler

BIRAKIVERME

10 harfli kelimeler

BIRAKILMAK, BIRAKILMIŞ, BIRAKIŞMAK

9 harfli kelimeler

BIRAKILIŞ, BIRAKILMA, BIRAKIMAK, BIRAKINTI, BIRAKIŞMA

7 harfli kelimeler

BIRAKIM, BIRAKIŞ, BIRAKIT

6 harfli kelimeler

BIRAKI

Bazı kelimelerin anlamları

BIRAKI

Bırakılmış, terkedilmiş, eskimiş, beğenilmeyip atılmış, artık.

BIRAKIVERMEK

Ansızın ve çabucak bırakmak.

BIRAKILIVERME

Bırakılıvermek işi.

BIRAKINTI

Deniz ve kara sularının, kıyılarda bıraktığı birikinti. Piç. Bırakılmış kadın. Hediye, geline gelen hediye. Ekilmeden bırakılan tarla. Doğal suya, örneğin deniz suyuna değen bir metal yüzeyine bitki ve hayvanların birikip çökmeleri. Bırakım işlemi sonucu, örtülen ya da kaplanan yüzey üzerine bırakılan özdek.

BIRAKILIVERMEK

Ansızın ve çabucak bırakılmak.

BIRAKILIŞ

Bırakılma işi.

BIRAKILABİLME

Bırakılabilmek işi.

BIRAKIŞMAK

Savaşma, çarpışma vb. durumları karşılıklı bırakmak, ateşkes yapmak, mütareke yapmak.

BIRAKILMAK

Bırakma işine konu olmak, terk edilmek.

BIRAKILMA

Bırakılmak işi.

BIRAKIM

Bırakma işi.

BIRAKIŞMA

Ateşkes.

BIRAKIVERME

Bırakıvermek işi.

BIRAKIMAK

Yavrusunu vakitsiz doğurmak, düşürmek (hayvanlar hakkında).

BIRAKILMIŞ

Artık kullanılmıyan (kelime). (BIRAKILMIŞLIK, Obsoletisme).

BIRAKILABİLMEK

Bırakılma imkânı veya olasılığı bulunmak.

  -   -   -  

Anlamında BIRAKI bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde BIRAKI geçen kelimeler listesi verilmiştir.

ARTÇI

Geçmiş bir sanat veya edebiyat çığırını sürdüren sanatçı veya hareket. Yürüyüş durumunda bulunan bir askerî birliğin güvenliğini sağlamak için arkadan gelmek üzere bırakılan kıta, dümdar, öncü karşıtı. Arkadan gelen, sonra olan, öncü karşıtı.

AŞK

Aşk hakkında çok fazla tanımlama yapılmıştır. Burada hepsinden bahsedersek, sayfalar dolusu metinler yazmamız gerekir. O yüzden, bu sayfada, diğer sayfalardaki tanımlamalardan farklı olarak, sadece aşk ve aşka benzer kelimelerin tanımını vererek, esas anlamını size bırakıyoruz.

CARİYE

Yabancı ülkelerden kaçırılıp özgürlükten yoksun bırakılan, alınıp satılabilen, her konuda efendisinin isteklerine bağlı bulunan genç kadın, halayık.

ÇAMURLAMA

Çamurlamak işi. Yanmaya elverişli cevherin bir bölümünün eski üretim alanında bırakılması sonucunda çıkması muhtemel yangının önlenmesi işi.

BİRİKİM

Birikme, bir yerde toplanıp yığılma. Biriktirilen mal ya da para. Gözlemler, deneyler sonucu elde edilmiş şeylerin bütünü, deneyim. Bilim veya sanat alanında sahip olunan bilgi, repertuvar. Herhangi bir aşınma sürecinde veya taşıma işi yapılırken alüvyonlu maddelerin bırakılması. Toplumların kültürel varlıklarının gelişip genişlemesi ve uygarlık düzeyinin yükselmesi süreci.

AÇIT

Bir duvarda kapı, pencere, kemerleme vb. bölümler için bırakılmış açıklık.

DEĞİŞTİRMEK

Başka bir biçime sokmak, değişikliğe uğratmak. Başka bir duruma, başka bir görünüme getirmek. Bir şey verip yerine başka bir şey almak. Anlatıma yeni bir içerik vermek. Bir şeyi veya bir kimseyi bulunduğu yerden başka bir yere götürmek. Birini bırakıp başkasını kullanmak.

BAKIMSIZLIK

Bakımsız olma, terk edilme, yüzüstü bırakılma durumu.

BATAKHANE

Gidenlerin dolandırıldığı veya kötü bir durumda bırakıldığı yer. İşlerin zamanında ve gereğince yapılmadığı yer.

ÇIKMAK

İçeriden dışarıya varmak, gitmek. Süresi dolduğunda ayrılmak. Gerçekleşmek. Yayılmak, duyulmak. Yerinden oynamak. Görünür ya da belli bir durumda bulunmak. Bir iddia ile ortalıkta görünmek. Belirmek, tanınmak. Meydana gelmek. Yayılmak. Niteliği sonradan anlaşılmak. Gelmek. Giderilmek, yok olmak. Yetkili birinin makamına iş için gitmek. Bir şeyin yukarısına doğru yürümek. Artırmak, fiyatı yükseltmek. Bir konu yetkililerce karara bağlanmak. Mal olmak. Bir durumla ilgili niteliklerini yitirmek, bir durumdan başka bir duruma geçmek. Büyük abdest bozmak. Karaya ayak basmak. Oyunda herhangi bir rolü oynamak. Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek. Yükselmek, artmak. Herhangi bir durumda olduğu anlaşılmak. Yetişecek ölçüde olmak. Harcamak zorunda kalmak. Eksilmek. Ay veya mevsim geçmek. Bir inceleme, bir araştırma sonucu bulmak. Binaya kat eklemek. Erişmek, görmek. Bulunduğu yerden fırlamak, kopmak. Sıyrılmak, ayrılmak. Olmak, bulunmak, var olmak. Bulunduğu yeri bırakıp başka yere geçmek, taşınmak, ayrılmak, ilgisini kesmek. Yapılmak, yürümek. Bitmek, büyümek, sürmek. Karşı gelebilmek, boy ölçüşmek. Bir yere ulaşmak, varmak. Bir sebeple bulunulan yerden ayrılmak. Talihine veya payına düşmek, isabet etmek, vurmak. Piyasaya sürülmek. Oluşmak, olmak. Sesini yükseltmek. Bir şeyin düzeni bozulmak, eskisinden daha değişik, kötü bir duruma girmek. Bulaşmak. Ay, Güneş görünmek. Bir meslek veya bilim kurumunda okuyup yetişmek, mezun olmak. Verilmek. Vermeye katlanmak. Flört etmek. Davranışta herhangi bir niteliği bulunmak. Unutmak. Yayımlanmak. Yeni yetişip satışa sunulmak.

ARİYET

Ödünçleme. Belli bir taşınır malın kullanımının geri verilmek şartıyla bedelsiz olarak bir kimseye bırakılması.

AZAT

Serbest bırakma. Serbest bırakılmış olan. Okullarda paydos.

BABA

Çocuğu olan erkek, peder. Kazılarda çıkarılan toprağın miktarını hesaplayabilmek için yer yer bırakılan toprak dikme. Çok kaliteli, üstün nitelikli. Tarikatların bazısında tekke büyüğü. Çocuğun dünyaya gelmesinde etken olan erkek. Koruyucu, babalık duyguları ile dolu kimse. Çatı merteği. Bir ülkeye veya bir topluluğa yararlı olmuş kimse. Gemi veya iskelede halatın takıldığı yuvarlak başlı iri demir, ağaç veya beton dikme. Anlayışlı, iyi huylu erkek. Silah kaçakçılığı, kara para aklama ve uyuşturucu madde ticareti vb. kirli ve gizli işler yapan çetenin başı. Ata. Bir merdivende, tırabzanın sahanlıkla birleştiği yerde bulunan dikey öge. Bu gibi kimselere verilen unvan.

AGANTA

Yısa veya laçka edilmekte olan bir halatın ve zincirin kısa bir süre elde tutulup bırakılmaması için verilen emir.

DİSKALİFİYE

Yarış dışı bırakılmış.

DÖKÜLMEK

Dökme işi yapılmak ya da dökme işine konu olmak. Düşmek. Salınmak, serbest bırakılmak. Çok yorgun, hasta olmak. Bir işi, bir konuyu ele alış biçiminde değişiklik olmak. Çok eskimiş olmak, değerini ve güzelliğini yitirmek. Kır, sokak vb. yerlerde insanlar çokça birikmek. Kumaş dökümlü olmak. Akarsular, göl veya denize akmak. Çıkmak, ortaya konulmak. Kaplamak, yayılmak.

AYAZLANMAK

Ayazda bırakılıp soğumak.

ATEŞKES

Savaşan iki kuvvetin karşılıklı olarak savaşı durdurması, bırakışma, mütareke.

BAŞIBOŞ

Bir şeye veya kimseye bağlı olmayan. (başı'boş) Kendi isteğine göre, hiçbir etki altında kalmadan. (başı'boş) Yönetimsiz, baskısız, denetimsiz bir biçimde. Bağlanmamış, serbest bırakılmış.

ÇÜRÜKLÜK

Çürük olma durumu. Sakıncalı, şüpheli, belirsiz durum. İşe yaramayan maddelerin bırakıldığı yer.