Kelimeler arşivi içinde; sonunda "asıl" olan, toplam 22 adet kelime bulunmaktadır. Sonu asıl ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında asıl olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde asıl olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
SARIFASIL, KARAFASIL
VAYVASIL, MUNFASIL, MUTTASIL, HAMHASIL, VELHASIL
DURASIL, VELASIL, MİYASIL, KARASIL, MAYASIL, ELHASIL
ANASIL, OLASIL
GASIL, VASIL, NASIL, KASIL, HASIL, FASIL
ASIL
ASIL
Bir şeyin kendisi, örnek, kopya karşıtı. Gerçek, esas. Aranılan nitelikleri en çok kendinde toplamış olan. Bir şeyin temelini oluşturan, ana. Bir görevde sürekli bulunan, yedek karşıtı. Kök, köken, kaynak. Gerçeklik. Soy, nesep. (a'sıl) Gerçekten, gerçek olarak.
ANASIL
Kökten, asıl olarak, esaslı bir biçimde.
MUTTASIL
Bitişik, yan yana olan. Aralık vermeden, aralıksız, durmadan, biteviye.
KARAFASIL
Kastamonu kenti, Pınarbaşı ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi.
MUNFASIL
Ayrı duran, ayrılmış, ayrık, ayrılı.
DURASIL
Manisa kenti, Akhisar belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yer.
VAYVASIL
İşi abartma. Kavga, gürültü çıkarma.
SARIFASIL
Bartın kenti, Ulus belediyesi, merkez bucağına bağlı bir bölge.
KARASIL
Bursa ilinde, Yenişehir ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi.
MİYASIL
Bir çeşit üzüm. Bir deri hastalığı, mayasıl. Basur.
MAYASIL
Tende kızartı, kaşınma, sulanma, kabuk bağlama vb. doku bozukluklarıyla kendini gösteren ve bulaşıcı olmayan bir deri hastalığı, egzama. Basur.
ELHASIL
Kısacası.
VELASIL
Velhasıl.
HAMHASIL
Ham meyve.
OLASIL
ihtimâli.
VELHASIL
Kısacası.
Bu bölümde tanımı içerisinde ASIL geçen kelimeler listesi verilmiştir.
AKSIRMAK
Burun zarlarının gıcıklanması ile solunum kaslarının birdenbire kasılması üzerine, ağız ve burundan hızlı, gürültülü soluk boşaltmak, hapşırmak.
ASKI
Üzerine herhangi bir şey asmaya yarar nesne. Elbise, gömlek, tişört, ceket gibi elbiselerin kırışmadan düzgün bir biçimde elbise dolabına asılması için insan omzu biçiminde tasarlanmış, bazılarının altında pantolon asmak için düz bir çıta, bazılarının her iki kenarında etek asmak için çengel bulunan alet, elbise askısı. Saz şairleri arasında yapılmış olan deyiş yarışında üstün gelene verilmek için duvara asılan kumaş, tabanca vb. ödül. İpek böceğinin kozasını sarması için yanına konulan çalı çırpı. Düğünlerde geline yakınları tarafından takılan hediye. Artırma, eksiltme vb. resmî iş ilanlarının ilgili daire duvarında belli bir zaman süresince asılı durması. Kadınların kullandığı altın dizisi veya zincirli mücevherat. Hastanelerde kırık kol veya bacakların asılarak tutturulduğu araç. Gelinin odasına asılan süs. Yeni yapılmış olan yapıların çatısına, ev sahibi tarafından usta için veya düğün arabalarına düğün sahibi tarafından arabacı için armağan olarak asılan kumaş. Pantolon veya giysilerin düşmesini önlemek için omuzdan aşırılan bağ. Çay, kahve taşımaya yarar kahveci tepsisi, fener. Saklanmak için tavana asılmış dizi veya hevenk.
ASALETEN
Bir görevde temelli olarak, asıl olarak, vekâleten karşıtı. Kendi adına hareket ederek.
ARDILMAK
Birisinin sırtına asılmak. Sataşmak, çatmak. Musallat olmak, asılmak, takılmak.
ALBÜM
Fotoğraf, pul vb.ni dizip saklamaya yarayan bir defter türü. Herhangi bir konu ile ilgili kısa açıklamalar verilerek resimler basılmış olan kitap. Uzunçalar.
ARA
İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, aralık, boşluk, mesafe. İki olguyu, iki olayı birbirinden ayıran zaman, fasıla. Kişilerin veya toplulukların birbirine karşı olan durumu veya ilgisi. Toplu jimnastik dizilmelerinde, sıradakilerin birbirlerinden yanlamasına olan uzaklıkları. Spor karşılaşmalarında oyuncuların dinlenmek ve taktik almak için kullandıkları süre. İç. Bir oyunda, bir filmde izleme sırasında dinlenmek üzere verilen kısa süre, antrakt.
ASILSIZLIK
Asılsız olma durumu.
ASILI
Asılmış olan, asma, asık, muallak. Asılmış bir biçimde.
ASILMIŞADAM
Salepgillerden, çiçekleri asılmış bir insana benzeyen ve köklerinden salep çıkarılan bir bitki.
ANA
Anne. Temel, asıl, esas. Alacağın veya borcun, faizin dışında olan bölümü. Yaşlı kadınlara saygılı bir seslenme sözü. Yavrusu olan dişi hayvan. Çizgilerden herhangi birini anlatan kelimeye sıfat olarak geldiğinde o çizginin, belirli bir kural altında hareket ederek bir yüzey oluşturmaya yaradığını anlatan bir söz. Velinimet. Dinî bakımdan aziz tanınan bazı kadınlara verilen saygı unvanı.
ASIK
Somurtkan. Asılı.
ASILANMA
Asılanmak işi, intifa.
ARALIKLI
Birbirine bitişik olmayan, aralarında açıklık bulunan, aralı, fasılalı. Dizgide kelimeler, harfler veya satırlar arasında açıklık olan, espaslı. Kesik kesik.
AKSIRIK
Herhangi bir sebeple burun zarının gıcıklanması sonucu solunum kaslarının birdenbire kasılmasıyla ağız ve burundan hızlı, gürültülü soluk boşalması olayı, aksırma, hapşırma, hapşırık.
ASKILIK
Avcıların sırtlarına taktıkları askı takımı. Asılıp saklanacak sebze, meyve. Vestiyer.
ANAYASA
Bir devletin yönetim biçimini belirten, yasama, yürütme, yargılama güçlerinin nasıl kullanılacağını gösteren, yurttaşların kamu haklarını bildiren temel yasa, kanunuesasi. Temel, esas.
ASILMA
Asılmak işi.
ASAL
Esasla ilgili, asıl ve temel olanla ilgili, esasi.
ALBAY
Rütbesi yarbay ile tuğgeneral arasında bulunan ve asıl görevi alay komutanlığı olan üstsubay, miralay.
ASILIŞ
Asılma işi.