Sonu IRIP ile biten kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; sonunda "ırıp" olan, toplam 8 adet kelime bulunmaktadır. Sonu ırıp ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.

Bunun yanı sıra, başında ırıp olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde ırıp olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.

 
 

7 harfli kelimeler

HATIRIP, IĞDIRIP, MIDIRIP, MIGIRIP, MITIRIP

5 harfli kelimeler

SIRIP, TIRIP

4 harfli kelimeler

IRIP

Bazı kelimelerin anlamları

IRIP

Iğrıp.

MIGIRIP

Çabuk kızan.

SIRIP

İnce çubuk.

MITIRIP

Cimri. Çingene. Bir kimseyi kızdıracak şeyler : Mıtırıbım olan şeyleri yapar. Kavgacı.

HATIRIP

Saban okunu, boyunduruğa bağlayan ağaç çivi.

TIRIP

1.Çok, bol. 2.Düzgün. Keyfi yerinde olma. Çok, bol, dolu.

IĞDIRIP

Bir şeye düşkün, alışkın.

MIDIRIP

Cimri.

  -   -   -  

Anlamında IRIP bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde IRIP geçen kelimeler listesi verilmiştir.

ALIKOYMAK

Bir süre için bir yerde tutmak. Ayırıp saklamak. Mâni olmak, engel olmak. Birini, yapmakta olduğu veya yapmak istediği işten geri tutmak. Yoksun bırakmak.

BANDIRMAK

Banmak. Üzüm salkımlarını, inciri çabuk kuruması ve renginin parlak olması için küllü veya potaslı ılık suya daldırıp çıkarmak.

BANGIRDAMAK

Öfkelenerek yüksek sesle bağırıp çağırmak, bangır bangır bağırmak.

AFALLAŞMAK

Şaşkınlık içinde kalmak, şaşırıp bir şey yapamaz olmak.

AYARTMAK

Baştan çıkarmak, doğru yoldan saptırmak. Kandırmak. Birini, çalıştığı yerden ayırıp başkasının yanında çalışmaya kandırmak.

ANAHTAR

Kilidi açıp kapamak için kullanılan araç, açar, açkı, miftah, dil. Kurgu. Şifre yazmak ve çözmek için kararlaştırılmış olan yol. Konserve kutularının kapağını keserek açmaya yarayan alet, açacak. Herhangi bir olayda belirleyici olan. İstenilen yere veya aygıta, isteğe göre elektrik akımının geçmesini sağlamak için kullanılan düzen, çevirici, çevirgeç, şalter, komütatör. Somunları veya vidaları çevirerek sıkıştırıp gevşetmek için kullanılan çelik saplı araç. Notaların müzik merdivenindeki yükseklik derecelerini göstermek ve buna göre okunmasını sağlamak için portenin başına konulan işaret. Vesile, araç, vasıta.

BANMAK

Katı bir şeyi sulu veya tuz, biber vb. toz durumundaki maddelerin içine batırıp çıkarmak, bandırmak.

BELEMEK

Çocuğu kundaklamak. Beşiğe yatırıp bağlamak. Bulamak, bulaştırmak.

ÇEPELLEMEK

Çepel duruma getirmek. Karıştırıp bozmak.

ALEGORİ

Bir görüntü, bir yaşantı veya bir davranışın daha iyi kavranmasını sağlamak için göz önünde canlandırıp dile getirme, yerine koyma. Bir sanat eserindeki ögelerin gerçek hayattan bir şeyleri temsil etmesi durumu.

AYIKLAMAK

Bir şeyin içinden, işe yaramayan, gereksiz veya istenmeyen taneleri ayırıp çıkarmak, temizlemek. Bir görevde gereksiz görülenleri işinden ayırmak.

CIMBIZLAMAK

Cımbızla yolmak. Dokumacılıkta kumaş yüzlerindeki düğüm, çöp vb. maddeleri cımbızla temizlemek. Kendi çıkarına uygun düşen noktaları asıl konu içinden özellikle ayırıp ön plana çıkarmak.

BAĞIRGAN

Bağırıp çağıran, tepkisini hemen ve sert bir biçimde dışa vuran.

ÇIRPMA

Çırpmak işi. Kumaşın kenarını kıvırıp dikmek için iğne, kenara göre çapraz tutularak ve çift kattan batırılıp tek kattan çıkarılarak yapılmış olan dikiş biçimi.

ATKUYRUĞU

Atkuyruğugillerden, kök sapı ömürlü olan, genellikle nemli yerlerde yetişen ve ilaç olarak kullanılan bir bitki, zemberek otu (Equisetum arvense). Genç kızların saçlarını başlarının arkasına toplayarak uç bölümünü kaldırıp serbest bıraktıkları saç biçimi.

BASTIRMAK

Basma işini yaptırmak. Gidermek. Zararlı bir olayı önlemek. Hemen söylemek. Baskı yapmak, üzerine iyice düşmek. Durdurmak. Üstünlüğünü göstermek. Bir kumaşın kenarını kıvırıp dikmek. Birdenbire gerçekleşmek ve pek çok etki göstermek. Kümes hayvanlarını kuluçkaya yatırmak. Ansızın birinin yanına gitmek.

BAĞITÇI

Bir işi karşılıklı olarak kararlaştırıp üstlerine alan taraflardan her biri, sözleşme yapan, âkit.

BULDOZER

Önündeki geniş bıçakla toprağı sıyırıp kaldıran, tekerlekli veya paletli bir yol makinesi.

BAĞIRTKAN

Çok bağırıp çağıran (kimse).

AFALLAŞTIRMAK

Şaşkınlık içinde bırakmak, birini şaşırıp bir şey yapamaz duruma sokmak.