İLKEL ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "ilkel" olan, toplam 16 adet kelime bulunmaktadır. ilkel ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu ilkel ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde ilkel olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

14 harfli kelimeler

İLKELLEŞTİRMEK, İLKELMEMELİLER

13 harfli kelimeler

İLKELEŞTİRMEK, İLKELLEŞTİRME

12 harfli kelimeler

İLKELEŞTİRME

11 harfli kelimeler

İLKELLEŞMEK

10 harfli kelimeler

İLKELCİLER, İLKELCİLİK, İLKELEŞMEK, İLKELLEŞME

9 harfli kelimeler

İLKELEŞME

8 harfli kelimeler

İLKELLER, İLKELLİK

7 harfli kelimeler

İLKELCE, İLKELCİ

5 harfli kelimeler

İLKEL

Bazı kelimelerin anlamları

İLKEL

İlk durumunda kalmış olan, gelişmesinin başında bulunan, iptidai, primitif. Sanatta yalın bir nitelik gösteren, yapmacıksız olan, primitif. Zaman bakımından en eski olan, iptidai, primitif. Basit, karmaşık olmayan. Eğitimsiz, kültürsüz, görgüsüz. Özellikle XIV-XV. yüzyıllarda İtalyan ressamlarına, Orta Çağ sonlarında Avrupa ressamlarına verilen ad.

İLKELLEŞME

İlkelleşmek işi.

İLKELEŞME

İlkeleşmek işi.

İLKELCE

İlkel. (ilke'lce) İlkel bir biçimde.

İLKELEŞTİRMEK

İlke durumuna getirmek.

İLKELCİ

İlkelcilik yanlısı olan (sanatçı), primitivist.

İLKELLEŞTİRME

İlkelleştirmek işi veya durumu.

İLKELLİK

İlkel olma durumu, iptidailik, primitiflik.

İLKELEŞTİRME

İlkeleştirmek işi.

İLKELEŞMEK

İlke durumuna gelmek.

İLKELCİLİK

Avrupa sanatının çağımıza kadar geçirdiği gelişmelerden habersiz görünen, ilkel ulusların sağlam, kaba, saf, yalın biçimli sanatını benimseyen görüş, primitivizm. İlkellik özlemini ileri süren düşünce akımlarının genel adı, primitivizm. 1911'de Fransa'da gelecekçiliğe (fütürizm) tepki olarak doğan ve ilkel sanata öykünen yazın çığırı.

İLKELLER

(Resim) Uyanış Çağının büyük ustalarından önce gelen 1. y.y. İtalyan sanatçılarına verilen ad.

İLKELCİLER

(Resim, Heykel) Avrupa sanatının çağımıza değin geçirdiği gelişmelerden habersiz görünen, ilkel ulusların sağlam, saf, kaba, yalın biçimli sanatını benimseyip bu anlamda çalışan sanatçılar.

İLKELLEŞTİRMEK

İlkel duruma getirmek.

İLKELMEMELİLER

(Prototheria), Bazı sınıflandırmalara göre memeliler (Mammalia) sınıfının bir alt-sınıfı. Tek delikliler (Monotremata) takımı ile soyu tükenmiş olan bazı ilkel yapılı memelileri içine alır.

İLKELLEŞMEK

İlkel bir durum almak. İlkel bir duruma gelmek.

  -   -   -  

Anlamında İLKEL bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde İLKEL geçen kelimeler listesi verilmiştir.

GERİLEME

Gerilemek işi. Gelişimin daha erken dönemlerine geri dönme. Geri çekilme, ricat. Sonuçlardan ilkelere, etkilerden sebeplere ve birleşiklerden yalınçlara doğru usa vurma işlemi. Kavrama yeteneğinin giderek zayıflaması durumu. Bir dokunun, bir organın değişim geçirmemesi veya bir yapının basitleşmesi.

KANATSIZLAR

Böcekler sınıfının kanatsız olan en ilkel biçimlerini kapsayan alt sınıfı.

İSTATİSTİK

Bir sonuç çıkarmak için verileri yöntemli bir biçimde toplayıp sayı olarak belirtme işi, sayımlama. İlkelerini olasılık kuramlarından alarak eldeki verileri grafik ve sayı biçiminde değerlendirmeye dayandıran matematiğin uygulamalı dalı, sayım bilimi.

ÇIRPMAK

Halı, kilim vb. şeyleri hızla ve kesik kesik silkelemek. Bir şeyin ucundan bir parça kesmek. Sulu yiyecekleri hızla ve sürekli olarak çatal, kaşık vb. ile karıştırmak. Güreşte rakibinin kollarını beli hizasında sımsıkı kavrayarak minderde kendi üzerinden sağa ve sola sırtüstü savurmak. İki şeyi birbirine çarpmak. Çalmak, hırsızlık etmek.

ANTLAŞMA

İki veya daha çok devletin saldırmazlık, savaşta iş birliği vb. konularda kararlaştırdıkları ilkelere uygun davranmayı kabul etmeleri durumu, ahit, muahede, ahitleşme, pakt. Bu durumu belirten belge.

İLKECİ

İlkelerine bağlı kimse.

ÇAKARALMAZ

Basit, ilkel çakmak. Kalitesiz. Basit, ilkel tabanca. İşe yaramayacak durumda olan, bozuk.

BİLGİ

İnsan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütünü, bili, malumat. Kurallardan yararlanarak kişinin veriye yönelttiği anlam. Genel olarak ve ilk sezi durumunda zihnin kavradığı temel düşünceler. İnsan zekâsının çalışması sonucu ortaya çıkan düşünce ürünü, malumat, vukuf. Öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile elde edilen gerçek, malumat, vukuf. Bilim.

DEMOKRATLAŞMAK

Demokrasi ilkelerini uygulamak, demokrasiye uygun yapıyı kurmak. Demokrat bir biçimde davranmak.

HOTANTO

Güneybatı Afrika'da yaşayan ilkel bir boy.

ATATÜRKÇÜLÜK

Atatürk'ün düşünce ve uygulamalarından kaynaklanan, Türk Devleti'nin bağımsızlık ve bütünlüğünü, millî egemenliğini, kişi özgürlüğünü, çağdaş olmayı amaçlayan, akla, bilime ve gerçeğe dayanan, evrensel ağırlıklı, geleceğe yönelik, birbiri ile uyumlu amaçlar, uygulamalar ve ilkeler bütünü, Kemalistlik, Kemalizm. Bu ilkeye bağlılık.

DOGMACILIK

Öne sürülen öğreti ve ilkeleri eleştirmeden doğru olarak benimseyen ve benimsediği varsayımlardan katı bir yöntemle önermeler türeten anlayış, dogmatizm.

GÜLDÜRÜ

Güldürme özelliği olan şey. İlkel, yalın güldürme ögelerinden yararlanan, bazen inanırlığın sınırını aşan, güldürmeyi amaç edinen sahne eseri, komedi, fars.

DÜZEN

Belli yöntem, ilke veya yasalara göre kurulmuş olan durum, uyum, nizam, sistem. Topluca ve gizlice yürütülen herhangi bir plan, dolap, komplo. Dolap, hile. Soyut ve somut nesnelerin bir sıraya, bir hedefe, bir amaca göre sıralanması, konsept. Bez dokuma tezgâhı. Toplumsal bir yapı içinde ögelerin bütüne, bütünün ögelere ve ögelerin birbirlerine göre ilişkileri. Yerleştirme, tertip. Bir devletin belli başlı ilkeleri bakımından yönetimde tuttuğu yol, yönetim biçimi, rejim. Müzik aletlerinde ses ayarı, akort. Bir kimseye, bir kuruluşa karşı toplu olarak alınan gizli karar, dolap, komplo. Alet edevat takımı.

İPTİDAİ

İlkel. İlkokul.

FETİŞİZM

İlkel toplumlarda doğaüstü bir güç ve etkisi olduğuna inanılan canlı veya cansız nesnelere tapınma, tapıncakçılık, putperestlik. Karşı cinsin giysi vb. şeyleriyle cinsel coşku ve doygunluk sağlama.

CANLICILIK

Olup bitenin, ruhlar alanının gizli güçleri tarafından yönetildiğine inanan ilkel anlayış, animizm. Çocukta bir düşünce biçimi olarak bütün cisimlerin canlı olduğuna inanma. Bağımsız bir ruhsal varlığın insanda ve doğa nesnelerinde yerleşik olduğuna inanan ilkel dinî görüş. Tek ve aynı ruhun fikrî ve organik hayatın ilkesi olduğunu ileri süren öğreti.

AYAKSIZLAR

Omurgalı hayvanlarda amfibyumlar sınıfının en ilkel yapılı türlerini içine alan bir takım.

DENEYÜSTÜCÜLÜK

İnsan bilgisinin niteliğini ve ilkelerini akıl yoluyla çözmek amacıyla deney alanının ötesine gitmeye çalışan anlayış, mütealiye, transandantalizm. Ahlakta belli bir gizemciliği savunan, Tanrı, doğa ve insanı kaynaştırmaya çalışan Amerikan felsefe okulu, mütealiye, transandantalizm.

FELSEFE

Varlığın ve bilginin bilimsel olarak araştırılması. Dünya görüşü. Bir konuda soyut düşünüş. Bir filozofun, bir felsefe okulunun, bir çağın öğretisi. Bir bilimin veya bilgi alanının temelini oluşturan ilkeler bütünü.