Sonu ÖĞEN ile biten kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; sonunda "öğen" olan, toplam 10 adet kelime bulunmaktadır. Sonu öğen ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.

Bunun yanı sıra, başında öğen olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde öğen olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.

 
 

11 harfli kelimeler

HARMANDÖĞEN

9 harfli kelimeler

DANADÖĞEN

8 harfli kelimeler

TAŞDÖĞEN

5 harfli kelimeler

BÖĞEN, CÖĞEN, ÇÖĞEN, DÖĞEN, GÖĞEN, SÖĞEN

4 harfli kelimeler

ÖĞEN

Bazı kelimelerin anlamları

ÖĞEN

Evin önündeki geniş yer, avlu. Akciğer.

DÖĞEN

Eskiden kullanılan, demir sapa bağlı uzunca bir zincirin ucuna bitişik, yuvarlak, üstü çivili bir savaş aracı.

SÖĞEN

1.Bağ, bahçe çitlerinde kullanılan uzun kazıklar. 2.Sopa, sırık, ince ağaç. Kalınca düz sopa, değnek, kazık.

GÖĞEN

Hayvanlara zarar veren gök renkli bir çeşit sinek ya da böcek. Bir çeşit mantar. İçinde su ısıtılan büyükçe ibrik. Yeni yapılan ekmek tandırının iç yüzeyini parlatmak için kullanılan yuvarlak pürüzsüz taş. Yeşillik. Yazın hayvanlara musallat olan gök renkli bir sinek. Bir tür mantar.

DANADÖĞEN

Haylaz delikanlı, genç erkek.

HARMANDÖĞEN

Iğdır şehri, merkez ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.

TAŞDÖĞEN

Gece bekçisi : Bu sene taşdöğen hakkı 80 kile ekin imiş. Değirmen taşı.

CÖĞEN

Köpük helvası yapımında kullanılan, sıcak su ile karıştırıldığı zaman köpük olan, ağaç köküne benzer, açık veya koyu kahve renkli bir madde. Ucu eğri baston.

ÇÖĞEN

Ucu eğri baston. Su tenekelerini taşımaya yarayan omuzluk. Yüksek dalları veya otluktan ot çekmeğe yarayan çengelli ağaç. Özellikle Çerkezlerin pasta yapmakta kullandıkları dökme, dibi yuvarlak tencere. Çevgân.

BÖĞEN

Koyun, keçinin bol yeşil ot yediği gün bırakraktığı iri yumuşak pislik, koyunlarda görülen ishal. İçine yağ konulan işkembe. Çocuğun ve hayvan yavrusunun ilk pisliği. Suyun önüne çekilen set, bent.

  -   -   -  

Anlamında ÖĞEN bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde ÖĞEN geçen kelimeler listesi verilmiştir.

EKEVÜL

Döğen.

DÖĞENEK

Nasır. Yatağı içinde çalkanarak akan su: Çayın suyu döğenek olur da iyi yemek yedirir. Çok geçilerek çiğnenmiş, yol edilmiş yer.

AYRIBİÇİM

Bir öğenin, bir bileşiğin atom ya da moleküllerinin ayrı düzenlenmeleriyle oluşan değişik biçimlerin her biri.

CUNEK

Öğendirenin ucundaki demir sıyırgı.

ÇÖZÜMLEME

Çözümlemek işi. Bir cümledeki kelimelerin hangi kelime türünden olduklarını veya özne, tümleç, yüklem görevlerinden hangisinde bulunduklarını belirtme, tahlil. Kelimenin kökünü bulup eklerini gösterme. Bir metni belirli yöntemlere bağlı kalarak gözden geçirme, tahlil. Herhangi bir konunun, bir nesnenin düşüncede veya gerçeklikte kurucu parçalarına ayrılmak yoluyla yapısının, işleyişinin ve gelişim yasalarının ortaya konması işlemi. Bir maddenin birleşimindeki yalın cisimlerin niteliğini veya niceliğini anlamak için yapılan işlem, tahlil, analiz. 7. mat. Bir sayıyı onluk ve birliklerine ayırıp yazma. Bir dizgeyi, onu oluşturan altdizgelere ayırıp bunlar arasındaki işlevsel ilişkileri araştırarak inceleme, bu yolla dizgeyi tanımaya çalışma yöntemi, bk. dizge çözümleme. Bir söylemi meydana getiren kelimelerin çeşidini ve cümledeki rollerini belirtme işi. Çözümleme ya gramerin verdiği değerlere göre (GRAMATİKAL ÇÖZÜMLEME, An. grammatical), ya kelimelerin karşılıklı ilgi ve durumlarına göre (SÖZDİZIMCE ÇÖZÜMLEME, An. syntaxique) veya mantıkça çıkarılan hükümlere göre (MANTIKÇA ÇÖZÜMLEME, An. logique) olur. Bir bütünü oluşturan parçaları bilimsel bir amaçla birbirinden ayırma işi. Öğretimde bir konunun ya da birimin (ünite) bölümleri üzerinde ayrı ayrı durarak çalışma. Bir sorunu bir dizi daha ilkel soruna indirgeme. Bir özdeğin kimyasal bileşimini bulma. Karmaşık bir bütünü, yapısını anlamak amacıyla parçalarına, öğelerine, birleşenlerine ayırma. inceleme, irdeleme. Bir özdeğin kimyasal bileşimini nitel ve nicel olarak belirleme. Erey ve yakınsama olgularını dört işleme katarak işlev, türev, tümlev, dizi ve derneyleri inceleyen uzbilim dalı. Anlamdaş. uzbilimsel çözümleme. Bir yapının, bir dizge bileşenlerinin, niteliğini ya da niceliğini anlamak için yapılan işlem. (Yapısal ruhbilim) Anlık süreçlerini oluşturan temel öğeleri içebakış yolu ile ana öğelerine ayırma. Tahlil etime, inceleme. Herhangi bir konunun, bir nesnenin düşüncede ya da gerçeklikte kurucu parçalarına ayrılması yoluyla yapısının, işleyişinin ve gelişim yasalarının ortaya konması işlemi. Gözlem sonuçları ya da verileri uygun bir biçimde düzenleyerek yine uygun işlemler aracılığıyla anlamlandırma ve onlardan sonuçlar çıkarma. 2 Bireşik bir öğenin bileşenlerine ayrılması, bk. bireşim. Öykü, roman ve öbür türlerde, insan duygularını inceden inceye belirtme. Bir tümceyi, bir dizeyi, anlaşılması güç bir sözü birimlerine ayırarak açıklama.

BADASTAN

Döğende sürülmüş ekin.

CERCER

Döven. Döğen (harman sürme âleti).

BELLENİM

Makine komutları temel mikrokomutlardan oluşan mikroizlencelenir bir .bilgisayar donanımının, genellikle salt okunur belleğe işlenmiş bir mikroizlenceyi zincirleme yürütmesiyle sağlanan ve bilgisayar donanım ve yazılım öğeleri karşıtlığında kullanılan öğelerin tümü. Bellenim ne tümüyle donanım ne de tümüyle yazılım özelliği gösteren, bu iki öğenin özelliklerini birlikte taşıyan öğedir.

ÇEVKEL

Öğendirenin alt ucundaki demir sıyırgı. Çekişerek pazarlık eden kişi. Kolay ayıklanamayan ceviz: Geçen hafta aldığım ceviz çok çevkelmiş.

CÖMEK

Öğendirenin ucundaki demir sıyırgı.

EFSELEMEK

Döğen ya da sopa ile inceltilen ekin ve benzerleri şeylerin iri kısımlarını üste getirip almak için el ve yaba ile karıştırmak. Bir şeyin irisini üste çıkarmak. Karıştırmak, altını üstüne getirmek. Tahılın içindeki yabancı cisimleri evsecek denilen kap içinde savurarak temizlemek. Toprağı inceltmek. Tahıl ve benzerleri nesneleri toz ve kepeğini ayırmak için kap içinde savurmak.

CENREK

Öğendirenin ucundaki demir sıyırgı.

ÇERKELLİ

Öğendirenin alt ucundaki demir sıyırgı.

ÇEÇLEMEK

Ekini, döğenlemek üzere harmana dökmek, yaymak.

ÇEKGEL

Öğendirenin alt ucundaki demir sıyırgı. Pislikleri, çamurları temizlemekte kullanılan övendirenin arka ucundaki küçük, üçgen demir.

ÇEMEK

Öğendirenin ucundaki demir sıyırgı. Yer odalarındaki camsız pencere. Çok konuşan, geveze. Zıpkın. Çekmek.

ÇERKEL

Öğendirenin alt ucundaki demir sıyırgı.

ÇİKEL

Öğendirenin alt ucundaki demir sıyırgı.

CARCAR

Geveze, yaygaracı. Çingene. Geveze, dedikoducu. Döven. Un ve bulgur çekilen makine. Kışın avlanan boz renkli Bir kuş. Tekerlekli döğen.

ALTDAMGA

Bir terimin ya da öğenin sağ altına vurulan damga. Örnek. deki i damgası.