Kelimeler arşivi içinde; sonunda "övmek" olan, toplam 4 adet kelime bulunmaktadır. Sonu övmek ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında övmek olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde övmek olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
ÖVMEK
Birinin veya bir şeyin iyiliklerini, üstünlüklerini söyleyerek değerini yüceltmek, methetmek, sena etmek, yermek karşıtı.
DÖVMEK
Tokat, yumruk, tekme vurarak canını acıtmak. Çarpmak, sertçe dokunmak. Çamaşır, halı vb.ni tokaç, sopa gibi şeylerle vurarak temizlemek. Topa tutmak. Bir şeyi toz durumuna getirmek için ezmek. Davul vb. çalmak, vurmak. Ateşte ısıtılarak yumuşatılmış bir madeni, vurarak istenilen biçime getirmek. Ezmek. Çırpmak.
GÖVMEK
Acele etmemek.
SÖVMEK
Onur kırıcı, çoğu basmakalıp kaba sözler söylemek, küfretmek.
Bu bölümde tanımı içerisinde ÖVMEK geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ÇEKİÇLEMEK
Çekiçle dövmek.
DİNK
Pirinci kabuğundan ayırmak veya bulgur dövmek için kullanılan dibek. Şayak, aba vb.ni dövmek için kullanılan araç.
İLAHİ
"Bu ne hâl, ne tuhaf" gibi şaşma, sitem bildiren bir söz. Tanrı ile ilgili olan, Tanrı'ya özgü olan, tanrısal, lahuti. Çok güzel, mükemmel. Tanrı'yı övmek, ona dua etmek için yazılıp makamla okunan nazım.
KOLTUKLAMAK
Koltuğu altına almak. Kıvanç verecek biçimde övmek, koltuklarını kabartacak sözler söylemek, pohpohlamak. Koltuğa girmek.
KASİDE
On beş beyitten az olmayan, bütün beyitlerin ikinci dizeleri en baştaki beyit ile uyaklı olan ve çoğu kez büyükleri övmek için yazılan divan edebiyatı şiir türü.
GİRİŞMEK
Bir işi ele almak. Kalkışmak. Başlamak. Birbirine karışmak. Dövmek. Kavgaya tutuşmak.
KÜFRETMEK
Sövmek.
DONATMAK
Birinin giyimini sağlamak. Süslemek. Sövmek. Azarlamak. Bir şeyin iş görebilmesi için gereken nesneleri, gereçleri katmak, teçhiz etmek.
METHETMEK
Övmek.
BENZETMEK
Benzer duruma getirmek. Bir şeyde başka şeye benzeyen yönler bulmak. Dövmek. Kötü bir duruma getirmek, bozmak.
DÖVME
Dövmek işi. Dövülerek kabuğu çıkarılmış buğday, yarma. Dövülerek yapılan. Kızgın durumdayken dövülerek biçim verilmiş (metal eşya). Vücut derisi üzerine iğne vb. sivri bir araçla çizilmek ve içine renk veren maddeler konulmak yoluyla yapılmış olan yazı veya resim.
HIRPALAMAK
Örselemek. Dövmek. İtip kakmak, azarlamak veya yıpratmak.
COPLAMAK
Copla vurmak, copla dövmek.
DÖVÜNMEK
Aşırı üzüntü, çaresizlik, pişmanlık duyarak çırpınmak, kendi kendini dövmek. Çok üzülmek.
DÖVÜŞMEK
Karşılıklı birbirini dövmek, vuruşmak. İki silahlı kuvvet çatışmak. Boks yapmak.
KALAYLAMAK
Oksitlenmeden korumak için bir metal parçasını veya kabı kalay tabakası ile kaplamak. Sövmek. Eksiklikleri, kusurları görünüşte gizlemeye çalışmak.
BALYOZLAMAK
Balyozla vurmak, balyozla dövmek.
MARİZLEMEK
Dövmek, dayak atmak.
BALLANDIRMAK
İmrendirecek bir biçimde övmek.
KÜFÜR
Sövme, sövmek için söylenen söz, sövgü. Tanrı'nın varlığı ve birliği gibi dinin temellerinden sayılan inançları inkâr etme.