Kelimeler arşivi içinde; başında "çalgı" olan, toplam 15 adet kelime bulunmaktadır. çalgı ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu çalgı ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde çalgı olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
ÇALGILIİŞLİK
ÇALGICILIK, ÇALGILAMAK
ÇALGIHANE, ÇALGINLIK, ÇALGIRBAÇ
ÇALGISAL, ÇALGISIZ
ÇALGICI, ÇALGILI, ÇALGILİ
ÇALGIÇ, ÇALGIN, ÇALGIR
ÇALGI
ÇALGI
Müzik aleti, çalgı aleti, enstrüman. Müzik topluluğu. Çalgı çalma, müzik.
ÇALGINLIK
Yağmur etkisiyle buğday ve meyvalarda olan hastalık.
ÇALGILIİŞLİK
Erkek gömleği. (Yenikent Aksaray Niğde).
ÇALGIN
Sıcak veya soğuktan gelişemeyerek cılız kalan ekin. Uzun zaman bakır kapta kalan tadı bozulmuş yemek, çalık. Kötürüm, inmeli, sakat.
ÇALGICI
Çalgı çalmayı kendine meslek edinmiş kimse.
ÇALGIHANE
Müzik evi, çalgılı lokanta veya eğlence yeri.
ÇALGIÇ
Mızrap. Bahçe süpürgesi, çalkı.
ÇALGISAL
Sözsüz.
ÇALGILİ
Çalgılı, müzikli.
ÇALGISIZ
Çalgısı olmayan.
ÇALGILI
İçinde çalgı çalınan. Çalgı çalınarak yapılan.
ÇALGICILIK
Çalgıcının yaptığı iş.
ÇALGIRBAÇ
Hepsi, tamamı.
ÇALGILAMAK
Tohumun toprağa karışması için toprak üzerinde bir dal parçası dolaştırmak.
ÇALGIR
Gelinlerin başlarına bağlanıp arkadan ucu aşağıya sarkıtılan örtü.
Bu bölümde tanımı içerisinde ÇALGI geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ÇALIK
Çarpık. Yüzünde çıban veya yara yeri olan. Yan yan giden. Koyunlarda çiçek hastalığı. Çalgın. Verev kesilmiş. Adı defterden silinmiş. Doğal olmaktan uzaklaşmış, kendi renginden olmayan. Çıban yeri.
BASSO
En kalın erkek sesi. En kalın sesli orkestra çalgısı.
ARP
Dik tutularak parmakla çalınan, üç köşeli, telli çalgı.
BOMBARDON
Bandoda en kalın sesi veren, pistonlu, nefesli çalgı.
BATERİST
Orkestrada vurmalı çalgı takımını kullanan, davulcu.
AKORDİYON
Üstündeki düğmelere veya tuşlara basarak metal dilcikleri titretme yolu ile çalınan körüklü, elde taşınabilir bir çalgı, akordeon, armonika. Kumaşlarda makine ile yapılmış kırma.
BATERİ
Orkestrada vurmalı çalgı takımı, davul.
ÇALKI
Çalgıç. Tırpan.
ÇEKME
Çekmek işi. Yüksekteki ince dalları çekip kesmeye yarar, ay biçiminde, uzun saplı, ağzı tırtıklı bıçak. Çekmece. İş yaparken giyilen bir şalvar türü. Düzgün biçimli. Parmak ya da mızrapla çalınan çalgı. Vücut bölümlerinin bükücü kas gücü ile bir direnci kendisine yaklaştırması. Ağacın yapısındaki nem oranının azalması sonucu boyutlarının küçülmesi. Çekilerek giyilen veya kullanılan.
BANDO
Türlü üflemeli ve vurgulu çalgılardan oluşan ve genel olarak geçit törenlerinde kullanılan mızıkacılar topluluğu veya takımı, mızıka. Takım, topluluk.
BENDİR
Alaturka müzikte vurmalı çalgı aleti.
ÇENGİ
Çalgı eşliğinde oynamayı meslek edinmiş kadın.
BARİTON
Tenor ve bas arasındaki erkek sesi. Basso ile alto arasında ses veren, pistonlu bir ağız çalgısı türü.
ARMONİKA
Yan yana sıralanmış deliklerden her biri üflendiğinde ayrı notada sesler çıkaran küçük ağız çalgısı, mızıka, armonik. Akordiyon.
AKORT
Bir çalgıda doğru ses vermesi için yapılmış olan ayar, düzen. Armoniyi sağlayan seslerin birleşmesi. Uyum, uyumluluk.
BALALAYKA
Üç köşeli, üç teli olan Rus çalgısı.
AĞIZLIK
Bir ucuna sigara takılan, öbür ucundan nefes çekilen çubuk biçimindeki araç. Hayvanın ısırmasına, zararlı bir şey yemesine engel olmak için ağzına takılan tel, deri vb. kafes. Nefesli çalgılarda ağza gelen yer. Kuyu bileziği. Su tesisatında su alıp vermeye yarayan vanalı uç. Yemiş küfelerinin üzerine yapraklı dallarla yapılmış olan kapak. Telefon vb. cihazlarda ağza yaklaştırılan bölüm. Huni. Bir şeyin başladığı yer. Dokumacılıkta çözgünün açılıp kapandığı ve içinde mekiğin geçtiği yer.
BORAZAN
Üfleyerek çalınan, perdesiz çalgı, boru. Bu boruyu çalan kimse.
BUZUKİ
Bağlamaya benzer, bozuk düzen çalınan bir Yunan çalgısı.
BAS
En kalın erkek sesi. En kalın sesli orkestra çalgısı. Sesi böyle olan sanatçı.