ZARAR ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "zarar" olan, toplam 8 adet kelime bulunmaktadır. zarar ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu zarar ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde zarar olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

12 harfli kelimeler

ZARARLIKIRAN

11 harfli kelimeler

ZARARSIZLIK

10 harfli kelimeler

ZARARLILAR, ZARARSIZCA

8 harfli kelimeler

ZARARINA, ZARARSIZ

7 harfli kelimeler

ZARARLI

5 harfli kelimeler

ZARAR

Bazı kelimelerin anlamları

ZARAR

Bir şeyin, bir olayın yol açtığı çıkar kaybı veya olumsuz, kötü sonuç, dokunca, ziyan, mazarrat.

ZARARSIZLIK

Zararsız olma durumu.

ZARARINA

Zarar ederek.

ZARARSIZ

Zarar vermeyen, zararı dokunmayan, dokuncasız, ziyansız. Oldukça iyi, ziyansız.

ZARARLI

Zarar veren, zararı dokunan, dokuncalı, muzır, tahripkâr.

ZARARLIKIRAN

Bitkilerin sağlıklı biçimde gelişmelerini engelleyen böcek, kurt vb. canlıları yok eden tarım ilacı.

ZARARSIZCA

Zararsız bir biçimde.

ZARARLILAR

Bitkilerin sağlıklı biçimde gelişmelerini engelleyen böcek, kurt ve benzerleri canlılara verilen genel ad.

  -   -   -  

Anlamında ZARAR bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde ZARAR geçen kelimeler listesi verilmiştir.

BOZMAK

Bir şeyi kendisinden beklenilen işi yapamayacak duruma getirmek. Büyük parayı küçük birimlere ayırmak. Dokunmak, zarar vermek. Bir yerin, bir şeyin düzenini karıştırmak. Bağ veya bostanın son ürününü toplamak. Geçersiz bir duruma getirmek. Bırakmak, dağıtmak. Biçimini ve kullanılışını değiştirmek. Altını paraya çevirmek, bozdurmak. Bir kimseyi beklemediği bir davranış karşısında bırakarak veya sözünü yalana çıkararak küçük düşürmek. Yabancı ülke parasını Türk parasına çevirmek. Kızlığına zarar vermek. Kötü duruma getirmek. Aklını yitirecek derecede bir şeye düşkün olmak. Bozguna uğratmak, yenmek, mağlup etmek.

BALDIRSOKAN

Çift kanatlıların sinekgiller familyasından, karasineğe çok benzeyen, kan emen, hastalık bulaştıran, hayvan sağlığı yönünden zararlı bir tür sinek (Stomaxys calcitrans).

BİÇİMLENDİRMEK

Bir şeye belirli bir biçim vermek, şekillendirmek. Yazı ve simgeleri bilgisayara elverişli duruma getirmek, formatlamak. Bilgisayarda disket vb.ni kullanılabilir duruma getirmek veya disket vb.ni zararlı ögelerden temizlemek, formatlamak.

ATIK

Hastane, ev, fabrika vb. yerlerde kullanılmış, artık işlenemez veya çevre için zarar oluşturan her türlü madde. Atılmış, atılan. Üretimden tüketime kadar olan tüm aşamalarda ortaya çıkan ve kullanıcının artık işine yaramayan maddelerin tamamı.

AĞAÇKESEN

Zar kanatlılardan, kurtçukları en çok gül fidanları üzerinde yaşayarak yapraklara zarar veren, kara renkli bir böcek (Hylotoma).

AFYONLAMAK

Afyon vererek uyuşturmak, uyutmak. Birini telkin yoluyla doğru düşünmesini önleyerek zararlı bir yola sürüklemek.

ANTİTOKSİN

İçine giren toksinleri zararsız duruma getirmek için vücudun çıkardığı madde, antitoksik.

AĞIZLIK

Bir ucuna sigara takılan, öbür ucundan nefes çekilen çubuk biçimindeki araç. Hayvanın ısırmasına, zararlı bir şey yemesine engel olmak için ağzına takılan tel, deri vb. kafes. Nefesli çalgılarda ağza gelen yer. Kuyu bileziği. Su tesisatında su alıp vermeye yarayan vanalı uç. Yemiş küfelerinin üzerine yapraklı dallarla yapılmış olan kapak. Telefon vb. cihazlarda ağza yaklaştırılan bölüm. Huni. Bir şeyin başladığı yer. Dokumacılıkta çözgünün açılıp kapandığı ve içinde mekiğin geçtiği yer.

AĞBENEK

Ağ görünüşünde olan, arpa yapraklarına yerleşerek oldukça önemli zararlara yol açan, açık veya koyu kahverengi asklı mantar. Bu mantarın yol açtığı ekin hastalığı.

BANKERZEDE

Banker ile olan iş ilişkilerinde zarara uğrayan kimse.

AKKARINCA

Düz kanatlılardan, sıcak veya ılıman ülkelerde yaşayan, bitkilere çok zarar veren bir böcek cinsi, termit, divik (Termes).

AVARYA

Bir deniz yolculuğunda geminin veya yükünün gördüğü zarar. Çeşitli sebeplerle dayanıklılığını ve esnekliğini kaybetmiş yapağı ve yün.

BALTALAMAK

Balta ile kesmek. Bir işi veya durumu bilinçli ve kasıtlı olarak bozup zarara yol açan davranışta bulunmak, sabote etmek.

ALMAK

Bir şeyi elle ya da başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak. Zararlı, tehlikeli bir şeye uğramak. Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak. Motor çalışması için gerekli olan elektrik veya yakıttan yararlanır duruma gelmek. Satın almak. Erkek, kadınla evlenmek. Göreve, işe başlatmak. Örtmek, koymak. Yolmak, koparmak. Bürümek, sarmak, kaplamak. İçine sığmak. İçecek veya sigara içmek. Görevden, işten çekmek. Kazanç sağlamak. Gidermek, yok etmek. Kazanmak, elde etmek. Çalmak. Kısaltmak, eksiltmek. Vücuttaki hasta bir organı ameliyatla çıkarmak. İçeri sızmak, içine çekmek. Yol gitmek, mesafe katetmek. Kabul etmek. İçeri girmesini sağlamak. Birlikte götürmek. Soldurmak. Kendine ulaştırılmak, iletilmek. Temizlemek. Sürükleyip götürmek. Yer değiştirmek. Yutmak, kullanmak. Tat veya koku duymak. Başlamak. Ele geçirmek, fethetmek.

BELA

İçinden çıkılması güç, sakıncalı durum. Hak edilen ceza. Büyük zarar ve sıkıntıya yol açan olay veya kimse.

BEİS

Engel, uymazlık. Kötülük, zarar.

BALTALAMA

Baltalamak işi. Bilinçli ve kasıtlı olarak bir işi veya bir durumu bozarak zarara yol açan harekette bulunma, sabotaj, sabote.

ASALAK

Bir canlıda sürekli veya geçici yaşayarak ona zarar veren başka canlı, parazit. Başkalarının sırtından geçinen (kimse), abacı, ekti, otlakçı, parazit, tufeyli.

BASTIRMAK

Basma işini yaptırmak. Gidermek. Zararlı bir olayı önlemek. Hemen söylemek. Baskı yapmak, üzerine iyice düşmek. Durdurmak. Üstünlüğünü göstermek. Bir kumaşın kenarını kıvırıp dikmek. Birdenbire gerçekleşmek ve pek çok etki göstermek. Kümes hayvanlarını kuluçkaya yatırmak. Ansızın birinin yanına gitmek.

BARATARYA

Kaptanın, tayfaların, gemi sahibine, armatöre veya sigorta ortaklığına bilerek verdikleri zarar.