Kelimeler arşivi içinde; başında "yazın" olan, toplam 8 adet kelime bulunmaktadır. yazın ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu yazın ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde yazın olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
YAZINCILIK
YAZINERİ, YAZINLAR, YAZINMAK, YAZINSAL
YAZINCI, YAZINTI
YAZIN
YAZIN
Yaz mevsiminde, yaz aylarında. Edebiyat.
YAZINTI
Bitek olmayan, kurak yer. Eski anıtların duvarlarına gelip geçenler tarafından yazılan yazılar veya çizilen resimler. Bir görüşmede yanıtlayıcının yaklaşımı, görüşme ortamı ve duruma eşlik eden koşulları belirtmek üzere görüşmecinin tuttuğu kısa yazım.
YAZINERİ
Yazınla uğraşan, yazın yapıtları veren sanatçı; yazın sanatçısı.
YAZINCILIK
Edebiyatçılık.
YAZINMAK
Kendi altına sermek: Dokuduğumuz halıyı satmadık, gendimiz yazındık. Kenidisi için yazmak, istinsah etmek, kopya etmek.
YAZINCI
Yazın ile uğraşan, ilgilenen kimse, edebiyatçı.
YAZINLAR
(geniş anlamiyle) Bir bilim kolunun türlü konuları üzerine yazılmış yazı ve eserlerin hepsi.
YAZINSAL
Edebî.
Bu bölümde tanımı içerisinde YAZIN geçen kelimeler listesi verilmiştir.
MURT
Mersin ağacının yazın olgunlaşan, bezelye büyüklüğünde, morumsu siyah, çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılan meyvesi.
HAMİŞ
Yazının altına düşülen ek bilgi, çıkma, not.
İMBAT
Yazın, gündüz denizden karaya doğru esen mevsim rüzgârı, deniz yeli.
GİZLİ
Görünmez, belli olmaz bir durumda olan, edimsel karşıtı. Başkalarından saklanan, duyurulmayan, saklı kalan, mahrem, mestur, nihan. Niteliği anlaşılmayan, bilinmeyen. İlgili kişi veya makamlarca değerlendirilmesi amacıyla kurum içi veya kurumlar arası gönderilen yazının, belgenin, raporun ve yayınların taşıdığı gizlilik derecesini bildiren terim. Saklı olarak, saklayarak.
AÇIKLAMAK
Bir konuyla ilgili gerekli bilgileri vermek, izah etmek. Açıkça söylemek, ifşa etmek. Belirtmek, göstermek, açığa vurmak, izhar etmek. Bir sorunla ilgili aydınlatıcı bilgi vermek, tavzih etmek. Bir sözün, bir yazının ne anlatmak istediğini belirtmek, yorumlamak.
MİM
Arap alfabesinin yirmi dördüncü harfinin adı. Bu türü gerçekleştiren sanatçı. Eski Yunan ve Roma'da yaşamı, töreleri taklit amacı güden komedi türü. Bir oyuncunun herhangi bir davranış veya duyguyu yüz ve vücut hareketleriyle anlattığı oyun türü. Biten bir yazının altına konulan işaret.
BAŞLIK
Genellikle başı korumak için giyilen şapka, serpuş. Tekerlek parmaklarının çakılı olduğu kısım. Bir sütunun, bir direğin tepeliği. Kâğıt veya zarf üstüne basılmış ad ve adres, antet. Tablaların veya iş parçalarının düzgün kalmasını sağlamak amacı ile baş taraflarına takılan parça. Bir yazının, bir kitabın bölümlerinin başına konulan ve konuyu kısaca tanıtan ibare, serlevha. Başlık parası. Üst giysilerinin yakalarına takılı başlık, kapüşon. Hayvan koşumunun başa geçirilen bölümü.
KAKIM
Sansargillerden, yazın esmer kırmızı, kışın beyaz renkli kürkü değerli, etçil hayvan, as, ermin (Mustela erminea).
EĞLEK
Sürünün yazın öğle sıcağında dinlendiği gölgelik. Yolcuların geceyi geçirdikleri yer, han, konak.
KAYIT
Bir yere mal ederek deftere geçirme. Pencere çerçevesi. Bir yazının, bir hesabın tarih, numara vb.nin veya kopyasının bir yerde yazılı bulunması. Araç, eşya. Sesi veya görüntüyü manyetik bant üzerine geçirme işlemi. Önem verme. Yiyecek. Sınırlama, davranışlarını çerçeveleme. Resmî belge. Şart.
CİRO
Bir ticaret senedinin alacaklı tarafından arkasına gereken yazının yazılıp imza edilerek üçüncü bir kişiye devredilmesi. İş hacmi.
EDEBİYAT
Olay, düşünce, duygu ve hayallerin dil aracılığıyla sözlü veya yazılı olarak biçimlendirilmesi sanatı, yazın, gökçe yazın. Bir bilim kolunun türlü konuları üzerine yazılmış yazı ve eserlerin hepsi, literatür. İçten olmayan, gereksiz, yapmacık, boş sözler.
AKBAŞ
Yazın kutup bölgelerinde yaşayan, kışın ılık kıyılara göçen, kısa ve ince gagalı, siyah bacaklı bir tür yabani kuş, deniz kazı (Bemicla).
DERE
Genellikle yazın kuruyan küçük akarsu. Damlarda yağmur sularını toplayarak oluğa veren çinko veya kiremit yol. İki dağ arasındaki uzun çukur.
KAMERİYE
Bahçelerde yazın oturulmak için yapılan, kafes biçiminde, kubbeli, üstü yeşilliklerle sarılan süslü çardak.
MELTEM
Yazın karadan denize doğru esen mevsim rüzgârı.
EDEBİYATÇI
Edebiyatla uğraşan kimse, yazıncı, yazın eri. Edebiyat dersi okutan öğretmen.
KARALAMAK
Boya ya da kalemle birtakım şekiller çizerek bir yeri kirletmek. Hızlı ve acele olarak yazmak. Taslak olarak yazmak veya çizmek. Bir yazının üzerini çizerek onu geçersiz kılmak. Leke sürmek, kötülük yüklemek, iftira etmek.
GELİNCİK
Yazın kırlarda, özellikle ekin tarlalarında yetişen, kırmızı ve otsu bitki, gün gülü (Papaver rhoeas). Yılancık, arpacık, çıban vb. Mezgitgillerden, yılan balığına benzer, eti sevilen bir balık (Mustela tricirrata). Sansargillerden, ince uzun yapılı, sivri çeneli, küçük bir hayvan (Mustela nivalis).
ALAGEYİK
Geyikgillerden, Güney Avrupa ve Kuzey Afrika'da yaşayan, yazın postunda ak benekler oluşan, erkeklerinin boynuzları uca doğru kürek biçiminde genişleyen bir cins geyik, sığın (Dama dama).