Kelimeler arşivi içinde; sonunda "var" olan, toplam 118 adet kelime bulunmaktadır. Sonu var ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında var olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde var olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
ANTİİNFLAMATUVAR
KONSERVATUVAR, YILDIRIMSAVAR
OBSERVATUVAR, MÜLKŞEHSUVAR, SUPPOZOTİVAR
LABORATUVAR, ASALAKSAVAR, DÜRRÜŞEHVAR, DÜZLEMYUVAR, KALKANDUVAR, KARACANAVAR
REPERTUVAR, SİNEKSAVAR, BÖCEKSAVAR, AŞIRIYUVAR, KOLLUTUVAR, YARIMYUVAR
FÜZESAVAR, TANKSAVAR, UÇAKSAVAR, KARADAVAR, ATEŞYUVAR, AYNADUVAR, CANARAVAR, ECİMDUVAR, HAVAYUVAR, KATIYUVAR, KILŞALVAR, KOCADUVAR, ORTAYUVAR, SEKİDUVAR, TÜLÜDAVAR, UÇUNYUVAR
KONTUVAR, TRETUVAR, BİLGİVAR, ÇAHCAVAR, ÇAKCAVAR, GÖTDUVAR, HAYHAVAR, KASGAVAR, KASKAVAR, KERDİVAR, MANTIVAR, MANTUVAR, MANTÜVAR, MENTİVAR, ŞAHSÜVAR, ŞEHSUVAR, TAŞYUVAR
AKYUVAR, ALYUVAR, CANAVAR, PENUVAR, PİSUVAR, AYHAVAR, BAĞIVAR, BARAVAR, CANIVAR, ÇANAVAR, DALAVAR, DİLAVAR, EHTİVAR, KANAVAR, MATAVAR, MUNAVAR, SAMAVAR, SEROVAR, ŞINAVAR
BULVAR, KULVAR, ŞALVAR, CEDVAR, DALVAR, DÜŞVAR, GÜNVAR, HAYVAR, MİDVAR, SALVAR, ŞAHVAR, TALVAR, ÜNÜVAR
CİVAR, DAVAR, DUVAR, EDVAR, LİVAR, YUVAR, ALVAR, BUVAR, CIVAR, CUVAR, DİVAR, DOVAR, EMVAR, GAVAR, GEVAR, GOVAR, HAVAR, KAVAR, KOVAR, KUVAR, LUVAR, NAVAR, POVAR, PUVAR, SUVAR, ŞAVAR, TAVAR, TUVAR, YAVAR, ZAVAR, Devamını Oku »»
AVAR, OVAR
VAR
VAR
Mevcut, evrende veya düşüncede yer alan, yok karşıtı. Sahiplik bildiren olumlu ad cümleleri kuran bir söz. Elde bulunan her şey. Varlıklı: Var evi kerem evi yok evi verem evi. Çekil, yıkıl, savul: Var, git gözümün önünden!. Kale. Mevcut, var// var mal: mal mülk// var yoh: bütün mülk. Varlığı, mevcudiyeti. Hepsi, olancası, mevcudu. Olanca, hep. Servet, mal, varlık. Haydi, durma. (Olumlu fiillerle birlikte gelince teşvik pekitmesi oluyor.). Sakın! (Olumsuz fiillerle birlikte gelince sakındırma pekitmesi oluyor.).
YILDIRIMSAVAR
Yıldırımların zararını önlemekte kullanılan, ucunda bakır veya platin bulunan, 5-10 metre uzunluğunda demir çubuk ve bununla toprak veya kuyu arasında çekilen bakır telden oluşan koruma aracı, siperisaika, yıldırımkıran, yıldırımlık, yıldırım siperi, paratoner.
LABORATUVAR
Ayrıştırma, birleştirme yoluyla bir sonuca ulaşmak veya teşhis koymak için çeşitli araçlar kullanılarak tıp, eczacılık, fizik, kimya gibi bilim dallarıyla ilgili araştırmaların, deneylerin yapıldığı özel donanımlı yer. Dil laboratuvarı.
DÜZLEMYUVAR
Yeryuvarlağı üzerindeki biçimleri tümüyle bir düzlem üzerinde göstermek amacıyla, çeşitli haritacılık yöntemlerine başvurularak hazırlanmış harita.
KARACANAVAR
Domuz.
SİNEKSAVAR
Sinekleri savıp öldürmekte kullanılan ve ilaç püskürten sprey.
MÜLKŞEHSUVAR
Kocaeli şehrinde, Kaymaz bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi.
DÜRRÜŞEHVAR
Padişahlara yaraşır değerde inci.
KONSERVATUVAR
Müzik, tiyatro ve bale öğretiminin yapıldığı okul.
ANTİİNFLAMATUVAR
Yangı oluşumunu önleyici.
ASALAKSAVAR
Bir canlıda sürekli veya geçici yaşayarak ona zarar veren başka canlıyı yok eden, antiparazit.
BÖCEKSAVAR
Evdeki zararlı böcekleri savıp öldürmekte kullanılan ve ilaç püskürten araç.
REPERTUVAR
Bir tiyatro kurulunun oynamak için seçip hazırlamış olduğu oyunların listesi. Bir oyuncunun ezberlediği ve oynadığı rollerin listesi. Birikim. Dağarcık.
KALKANDUVAR
Ev çatısını korumak amacıyla kiremitlerin üstüne örülen basık duvar engel. (Bursa).
SUPPOZOTİVAR
Fitil.
OBSERVATUVAR
Gözlemevi.
Bu bölümde tanımı içerisinde VAR geçen kelimeler listesi verilmiştir.
AKYUVAR
Kan, lenf vb. vücut sıvılarında bulunan çekirdekli, yuvarlak hücre, lökosit.
AĞDALAŞMAK
Ağda durumuna gelmek, ağdalanmak. Sohbet tam tadına varılır durum almak, koyulaşmak.
AÇIT
Bir duvarda kapı, pencere, kemerleme vb. bölümler için bırakılmış açıklık.
AKVARYUMCU
Akvaryum işiyle uğraşan kimse, akvarist. Bilim ve sanatı kullanarak akvaryum ortamında balık vb.ni besleyen kimse, akvarist.
ALAN
Düz, açık ve geniş yer, meydan, saha. Eski Roma'da açık hava gösterisi yapılmış olan geniş yer. Yarışmaların, karşılaşmaların ve oyunların yapıldığı yer, saha. Orman içinde düz ve ağaçsız yer, düzlük, kayran. Yüz ölçümü. Bir çalışma çevresi. Bir alıcı merceğinin net bir görüntü sağlayabildiği derinlik ve genişliğin bütünü. İçinde birtakım kuvvet çizgilerinin yayılmış bulunduğu varsayılan uzay parçası.
ADCILIK
Kavramların gerçek varlıklar olduğunu kabul eden, kavram gerçekliğine karşıt olarak tümel kavramların yalnızca nesnelerin adları olduğunu ileri süren görüş, isimcilik, nominalizm.
AĞIRCANLI
Çok yavaş iş yapan, çevik olmayan. Varlığı sıkıntı veren, sevimsiz. Tembel. Gebe (kadın).
AD
Bir kimseyi, bir şeyi anlatmaya, tanımlamaya, açıklamaya, bildirmeye yarayan söz, isim, nam. Canlı ve cansız varlıkları, duygu ve düşünceleri, çeşitli durumları bildiren kelime, isim. Sayma. Sayılma. Herkesçe tanınmış veya işitilmiş olma durumu.
AKVARYUMCULUK
Akvaryumcunun yaptığı iş.
AKILCILIK
Akla dayanan, doğruluğun ölçütünü duyularda değil, düşünmede ve tümdengelimli çıkarmalarda bulan öğretilerin genel adı, usçuluk, akliye, rasyonalizm, deneycilik karşıtı. Akla ve akıl yolu ile varılan yargıya inanma, akla aykırı veya akıl dışı hiçbir şeyi tanımama davranışı ve tutumu, akliye, rasyonalizm. Bilginin evrensellik ve zorunluluğunun deneyden ve deneye dayanan genellemeden değil, yalnızca akıldan çıkartılabileceğini savunan öğreti, rasyonalizm.
AĞNAMAK
Hayvan, yere yatıp yuvarlanmak.
AKİK
Kalseduan kuvarsının bir türü olan, yüzük taşı, mühür vb. yapmakta kullanılan, türlü renklerde, yarı saydam, parlak ve değerli bir taş.
AKI
Herhangi bir kuvvet alanında, belli bir düzlemin belli bir bölümünden geçtiği varsayılan güç çizgileri, seyelan.
AĞA
Geniş toprakları olan, sözü geçen, varlıklı kimse. Halk arasında sayılan ve sözü geçen erkeklere verilen unvan. Osmanlı Devleti'nde bazı kuruluşların başında bulunanlara verilen resmî san. Ağabey. Cömert, eli açık. Okuryazar olmayan yaşlı kimselerin adlarıyla birlikte kullanılan san. Koca.
AKKOR
Işık saçacak beyazlığa varıncaya kadar ısıtılmış olan.
AĞIL
Evcil küçükbaş hayvanların barındığı çit veya duvarla çevrili yer, arkaç. Hale. Bazı görüntülerdeki çok ışıklı cisimleri çevreleyen ışıklı teker.
AKIŞKANLIK
Akışkan olma durumu. Para ve ticaretle ilgili işlemlerde kullanılabilecek durumda olan satın alma gücü, likidite. Kolaylıkla paraya çevrilebilme özelliği fazla olan varlıklar, likidite.
AKLAMAK
Suçsuz veya borçsuz olduğu yargısına vararak birini temize çıkarmak, tebriye etmek, ibra etmek.
ADIMSAYAR
Yürüme sırasında gerçek sonuçlara varabilmek için geçilen yerin uzunluğunu anlayabilmek amacıyla ayağa veya bele takılan alet, pedometre.
AĞINMAK
Hayvan yere yatıp yuvarlanmak.