Kelimeler arşivi içinde; sonunda "unluk" olan, toplam 51 adet kelime bulunmaktadır. Sonu unluk ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında unluk olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde unluk olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
BUKALEMUNLUK
BONALGUNLUK
FİRAVUNLUK
SUSKUNLUK, ZORKUNLUK, ŞAŞGUNLUK, KUZGUNLUK, GIZGUNLUK, DUTKUNLUK, YORGUNLUK, YOKSUNLUK, VURGUNLUK, TUTKUNLUK, SOLGUNLUK, MEMNUNLUK, MEFTUNLUK, DOLGUNLUK, BOZGUNLUK, BUNGUNLUK, COŞKUNLUK, MAYMUNLUK, DOYGUNLUK, DURGUNLUK, DUYGUNLUK, MAHZUNLUK
AHBUNLUK, UMSUNLUK, TOSUNLUK, MACUNLUK, KAVUNLUK, BURUNLUK, ÇOĞUNLUK, AZGUNLUK, AHPUNLUK, KULUNLUK, ZORUNLUK, ZEBUNLUK, OLGUNLUK, ONGUNLUK, YOĞUNLUK, UYGUNLUK, SABUNLUK, BOYUNLUK
ABUNLUK, ALUNLUK, ODUNLUK, OYUNLUK, UZUNLUK
BUNLUK, YUNLUK
UNLUK
UNLUK
Değirmende unun biriktiği yer. Un yapılmaya elverişli, temizlenmiş (buğday). Ekmek fırınlarında unların bulunduğu bölüm, un deposu.
SUSKUNLUK
Suskun olma durumu, sükûtilik.
TUTKUNLUK
Tutkun olma durumu, meftuniyet, meftunluk.
YORGUNLUK
Çalışma vb. sebeplerle bireyin ruh ve beden etkinlikleri açısından verimlilik düzeyinin azalması, bitaplık.
BUKALEMUNLUK
Bukalemun olma durumu.
VURGUNLUK
Vurgun olma, gönül kaptırma durumu.
ŞAŞGUNLUK
Şaşkınlık.
BONALGUNLUK
Eziyet, darlık.
DUTKUNLUK
Bağlılık.
YOKSUNLUK
Yoksun olma durumu, mahrumluk, mahrumiyet.
ZORKUNLUK
Fidanlık.
GIZGUNLUK
Ev damı: Rüzgar bizim gızgunluktaki kiremitleri oynattı.
KUZGUNLUK
Dama açılan pencere.
MEMNUNLUK
Kıvanma, kıvanç.
SOLGUNLUK
Solgun olma durumu.
FİRAVUNLUK
Firavun olma durumu. Kibirli, suratsız ve kötü yürekli kimse olma durumu. Firavunun görevi.
Bu bölümde tanımı içerisinde UNLUK geçen kelimeler listesi verilmiştir.
BALIKÇILLAR
Çoğunlukla uzun bacaklı, uzun gagalı balıkçıl cinsinden kuşlar alt takımı.
BAYILMAK
Baygın duruma girmek, uyur gibi olmak, kendinden geçmek, kendini kaybetmek. Vermek, ödemek. Sıcak, açlık, susuzluk, yorgunluk vb. etkenlerle dayanma gücünü yitirmek. Çok hoşlanmak, çok sevmek.
BEREKET
Bolluk, gürlük, ongunluk, feyiz, feyezan. İyi ki, neyse ki, iyi bir rastlantı sonucunda. Yağmur.
BALE
Belli hafif figürlere, adım atışlara, çoğunlukla sahne düzenine ve müziğe dayalı gösteri türü.
AGREMAN
Uygunluk.
ANDIRIŞ
İki şey arasında bazı noktalardaki uygunluk, benzerlik durumu, temsil.
AZINLIK
Bir toplulukta kendine özgü nitelikler bakımından ayrı ve ötekilerden sayıca az olanlar, azlık, ekalliyet, çoğunluk karşıtı. Bir ülkede ayrı soydan veya inançtan olan ve sayıca az bulunan topluluk, ekalliyet. Bir oylama sırasında sayıca az olma durumu.
BIKMAK
Tekrarlanması, sürüp gitmesi yüzünden bir şeyden doygunluk veya yorgunluk duyarak onu istemez duruma gelmek, usanmak. Dayanamaz duruma gelmek.
BENZEŞİM
Bazı ortak yönleri olan iki şey arasındaki benzeşme, analoji. İki şeklin kenarlarının uzunlukları arasındaki oran değişmemekle birlikte, karşılıklı açılarının eşit bulunması durumu, benzer.
AMBAR
Genellikle tahıl saklanan yer. Kum, çakıl vb. yapı malzemesini ölçmekte kullanılan ve her yanı çoğunlukla 75 santimetre olan küp ölçek. Genellikle tahılın çok üretildiği yer, bölge. Geminin yük koymaya ayrılmış yeri. Yiyecek ve bazı eşyanın saklandığı yer. Eşya taşıma işleri yapan kurum veya ortaklık.
AMİGO
Çoğunlukla spor yarışmalarında seyircileri coşturan kimse.
BEZGİNLİK
Bezgin olma durumu, usanç, yorgunluk.
ADALET
Yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının sağlanması, türe. Herkese kendine uygun düşeni, kendi hakkı olanı verme, doğruluk. Bu işi uygulayan, yerine getiren devlet kuruluşları. Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme.
ATEŞ
Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla beliren ısı ve ışık, od, nâr. Isıtmak, pişirmek için kullanılan yer veya araç. Tutuşmuş olan cisim. Genellikle hastalık etkisiyle artan vücut sıcaklığı, kızdırma. Öfke, hırs, hınç. Tehlike, felaket. Coşkunluk. Büyük üzüntü, acı. Patlayıcı silahların atılması.
APIŞMAK
Hayvan yorgunluktan bacaklarını birbirinden ayırarak çöküvermek. Ne yapacağını kestirememek, şaşırmak. Oturmak, bacakları ayırarak çömelmek.
BAKALORYA
Üniversitelere girebilmek için lise öğreniminden sonra verilen olgunluk sınavı.
BANK
Çoğunlukla parklarda ve bahçelerde oturulacak sıra.
BAKRAÇ
Çoğunlukla bakırdan yapılmış olan küçük kova. Bu kovanın alabildiği miktarda olan.
ANTİMON
Atom numarası 51, atom ağırlığı 121,76 olan, 630 °C'de eriyen, haddede veya çekiç altında işlenemeyen, çoğunlukla basım harfleri alaşımında kullanılan, mavimtırak beyaz renkte bir element (simgesi Sb).
BAYRAK
Bir milletin, belli bir topluluğun veya bir kuruluşun simgesi olarak kullanılan, renk ve biçimle özelleştirilmiş, genellikle dikdörtgen biçiminde kumaş, sancak. Atletizmdeki bayrak yarışında dört sporcunun elden ele geçirdiği kısa, yuvarlak sopa. Simge, sembol. Öncü. Baklagilllerde diğerlerinden daha üstte bulunan, daha büyük olan ve çoğunlukla başka bir renkte ve yuvarlakça olan taç yaprağı. Gerektiğinde indirilip kaldırılan, açılıp kapatılan kol.