UÇ ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "" olan, toplam 142 adet kelime bulunmaktadır. uç ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu uç ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde uç olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

14 harfli kelimeler

UÇARMAKİGİLLER

12 harfli kelimeler

UÇUKLAŞTIRIM, UÇURUMLAŞMAK

11 harfli kelimeler

UÇLANDIRMAK, UÇURABİLMEK, UÇURUMLAŞMA, UÇURUMOLOĞU, UÇURUVERMEK, UÇUŞÇEMBERİ

10 harfli kelimeler

UÇUKLANMAK, UÇUKLAŞMAK, UÇURABİLME, UÇURUVERME, UÇUŞTURMAK

9 harfli kelimeler

UÇABİLMEK, UÇAGELMEK, UÇAKSAVAR, UÇANBALIK, UÇANTEKİN, UÇARKÖPEK, UÇBEYLİĞİ, UÇKURBAŞI, UÇKURUTAN, UÇMAKDERE, UÇUKLAMAK, UÇUKLAŞMA, UÇUNLAŞIM, UÇUNYUVAR, UÇURULMAK, UÇUŞTURMA, UÇUVERMEK

8 harfli kelimeler

UÇABİLME, UÇANKALE, UÇANTÜRK, UÇARILIK, UÇARKAYA, UÇDELİĞİ, UÇDEMİRİ, UÇGUNMAK, UÇKARTIN, UÇKUNMAK, UÇKURLUK, UÇKURMAK, UÇKURSUZ, UÇKURUSU, UÇLANMAH, UÇLANMAK, UÇTUUÇTU, UÇUCULUK, UÇUKLAMA, UÇURTMAK, UÇURULMA, UÇURUMLU, UÇUVERME

7 harfli kelimeler

UÇAKSIZ, UÇANKUŞ, UÇANTOP, UÇARAVI, UÇARICA, UÇARLIK, UÇÇUĞAZ, UÇDEĞER, UÇHİSAR, UÇKULAK, UÇKUMAK, UÇKURLU, UÇLAMAK, UÇLANMA, UÇUKLUK, UÇUKMAK, UÇUNMAK, UÇURGAÇ, UÇURGAN, UÇURGEÇ, UÇURĞAN, UÇURMAK, UÇURTMA, UÇUŞMAK

6 harfli kelimeler

UÇAĞAN, UÇAKLI, UÇANAY, UÇANOK, UÇARDA, UÇARER, UÇARLI, UÇARSU, UÇAYAK, UÇBEYİ, UÇİNCİ, UÇKARA, UÇUHLU, UÇUKLU, UÇULUK, UÇUNMA, UÇUNUM, UÇURAK, UÇURMA, UÇURUM, UÇUŞMA, UÇUTMA

5 harfli kelimeler

UÇARA, UÇARI, UÇARİ, UÇAYU, UÇBAY, UÇDAN, UÇGAN, UÇGUN, UÇGUR, UÇGÜL, UÇHAN, UÇHUR, UÇKAÇ, UÇKAN, UÇKUN, UÇKUR, UÇLUK, UÇMAK, UÇMAN, UÇMUŞ, UÇRUM, UÇSUZ, UÇTAN, UÇTUM, UÇUCU, UÇULU

4 harfli kelimeler

UÇAH, UÇAK, UÇAN, UÇAR, UÇAY, UÇÇA, UÇLU, UÇMA, UÇTU, UÇUK, UÇUN, UÇUR, UÇUŞ, UÇUT

3 harfli kelimeler

UÇU

2 harfli kelimeler

Bazı kelimelerin anlamları

Genellikle uzun bir nesnenin incelerek biten son ve sivri noktası. Dış kenar, periferi. Bir şeyin kenarı. Kurşun kalemlerde yazmayı sağlayan kömürden yapılmış olan madde. Bir şeye gereğinden çok fazla bağlanan, önem veren, ekstrem. Bir şeyin başı, tepesi. Türk devletlerinde genellikle sınır boylarındaki eyalet ve sancak. Bir uzaklığın son noktası. Bir şeyin baş veya son noktası.

UÇURUVERMEK

Çabucak uçurmak. Bir sözü hemen başkasına iletmek.

UÇURUVERME

Uçuruvermek işi.

UÇUKLAŞTIRIM

Bir sıvının ya da katının uçuk evreye geçirilmesi.

UÇARMAKİGİLLER

(Galeopithecidae), Omurgalı hayvanlardan memeliler (Mammalia) sınıfının abalı-memeliler (Dermoptera) takımına giren bir familyası. Ayakları 5 parmaklıdır. İyi tırmanırlar. Dilleri uzundur. Vücutları boyunca gerili deriden bir saçakları vardır. Uçar-maki (Galeopithecus volans) iyi bilinen türüdür.

UÇURABİLMEK

Uçurma imkânı veya olasılığı bulunmak.

UÇLANDIRMAK

Bir şeyi başkasının yararlanmasına sunmak.

UÇURUMOLOĞU

Basınçlı suyun değirmene ulaştığı kısım. (Köprü Şarkikaraağaç Isparta).

UÇUKLAŞMAK

Rengi soluklaşmak.

UÇURUMLAŞMA

Uçurumlaşmak durumu.

UÇABİLMEK

Uçma imkânı veya olasılığı bulunmak.

UÇUŞTURMAK

Uçuşma işini yaptırmak.

UÇURUMLAŞMAK

Uçurum durumuna gelmek.

UÇURABİLME

Uçurabilmek işi.

UÇUKLANMAK

Kuşkulanmak, ürkmek: O haberi, seni uçuklanır diye söylemedim. Sevinmek, coşmak.

UÇUŞÇEMBERİ

Ağaçişleri makinelerinde dönen bıçak ucunun çizdiği çember.

  -   -   -  

Anlamında UÇ bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde UÇ geçen kelimeler listesi verilmiştir.

AKRABA

Kan bağıyla birbirine bağlı olan kimseler. Oluşma yönünden aynı kaynağa dayanan şeyler. Biri, diğerinin doğurduğu sonuç veya olgular.

AKAMET

Kısırlık, verimsizlik. Başarısızlık, sonuçsuzluk.

AĞIZLIK

Bir ucuna sigara takılan, öbür ucundan nefes çekilen çubuk biçimindeki araç. Hayvanın ısırmasına, zararlı bir şey yemesine engel olmak için ağzına takılan tel, deri vb. kafes. Nefesli çalgılarda ağza gelen yer. Kuyu bileziği. Su tesisatında su alıp vermeye yarayan vanalı uç. Yemiş küfelerinin üzerine yapraklı dallarla yapılmış olan kapak. Telefon vb. cihazlarda ağza yaklaştırılan bölüm. Huni. Bir şeyin başladığı yer. Dokumacılıkta çözgünün açılıp kapandığı ve içinde mekiğin geçtiği yer.

AMAÇ

Ulaşmak istenilen sonuç, maksat. Gaye. Hedef. Bir kimseye veya bir kurula verilen özel amaçlı görev, misyon.

AKLANMAK

Ak olmak, temizlenmek. Hakkında dava açılan sanık, yargılama sonunda suçsuz bulunmak, temize çıkmak, beraat etmek. Kooperatif, şirket, dernek vb. kuruluşların faaliyetleri ve harcamaları genel kurulca uygun bulunmak.

AMAN

Yardım istenildiğini anlatan bir söz. Dikkat çekmek için kullanılan bir söz. Bir suçun bağışlanmasının istendiğini anlatan bir söz. Şaşma anlatan bir söz. Rica anlatan bir söz. Çok beğenmeyi anlatan bir söz: Aman ne güzel şey! Bu anlamda kullanıldığında buna da edatı da getirilebilir. (ama:n) Usanç ve öfke anlatan bir söz.

AKBABA

Akbabagillerden, başı ve boynu çıplak olan, dağlık yerlerde yaşayan, leşle beslenen, çok yüksekten uçarak keskin gözleriyle çok uzakları görebilen, iri ve yırtıcı bir kuş, kerkes (Vultur monachus). İhtiyar. Çıkarı için başkalarını sömüren.

AKILLANMAK

Karşılaşılan olayların sonuçlarından yararlanarak davranmak. Uslanmak.

ALDEHİT

Alkolleri oksitlendirme veya asitleri indirgeme yolu ile elde edilen uçucu bir sıvı.

AKIBET

Bir iş veya durumun sonu, sonuç. Sonunda, önünde sonunda.

ALEV

Yanan maddelerin veya gazların türlü biçimlerdeki ışıklı uzantısı, yalım, yalaz, alaz, şule. Kıvılcım. Aşk ateşi. Sıcaklık. Mızrak uçlarına takılan küçük bayrak, flama.

ANLAMAK

Bir şeyin ne demek olduğunu, neye işaret ettiğini kavramak. Sorup öğrenmek. Yarar sağlamak. Birinin duygularını, istek ve düşüncelerini sezebilmek. Yeni bilgileri eskileriyle bir araya getirerek sonuç niteliğinde başka bir bilgi edinmek. Bir şey hakkında bilgisi bulunmak. Doğru ve yerinde bulmak.

ADIMSAYAR

Yürüme sırasında gerçek sonuçlara varabilmek için geçilen yerin uzunluğunu anlayabilmek amacıyla ayağa veya bele takılan alet, pedometre.

ALKOL

Bira, şarap vb. sıvıların veya pancar, patates nişastasının şekere dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan glikoz çözeltilerin mayalaşmış özlerinin damıtılmasıyla elde edilen, kokulu, uçucu, yanıcı, renksiz sıvı, ispirto, etanol, etil alkol. Her türlü alkollü içki.

AKLAMAK

Suçsuz veya borçsuz olduğu yargısına vararak birini temize çıkarmak, tebriye etmek, ibra etmek.

AKBABAGİLLER

Gündüz yırtıcıları alt takımının, kanatları geniş ve büyük olan, iyi uçan büyük kuşları içine alan bir familyası.

AF

Bir suçu, bir kusuru veya bir hatayı bağışlama. Görevden çıkarılma.

AĞIZ

Yüzde, avurtlarla iki çene arasında bulunan, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye yarayan ve besinlerin sindirilmeye başlandığı organ. Bu boşluğun dudakları çevreleyen bölümü. Birkaç yolun birbirine kavuştuğu yer, kavşak. Koy, körfez, liman vb. yerlerin açık tarafı. Aynı dil içinde ses, şekil, söz dizimi ve anlamca farklılıklar gösterebilen, belli yerleşim bölgelerine veya sınıflara özgü olan konuşma dili. Uç, kenar. Kapların veya içi boş şeylerin açık tarafı. Bir bölge ezgilerinde görülen özelliklerin tümü. Çıkış yeri. Kesici aletlerin keskin tarafı. Bir akarsuyun denize veya göle döküldüğü yer, munsap. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü. Üslup, ifade biçimi.

AKINCI

Düşman ülkesine akın yapan savaşçı. İleri uç oyuncusu.

ALABİLDİĞİNE

Sınırsız, uçsuz bucaksız bir biçimde. Olanca hızı ile. Aşırı derecede, gereğinden çok, gırla, sıvırya.