Kelimeler arşivi içinde; başında "tiğin" olan, toplam 2 adet kelime bulunmaktadır. tiğin ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu tiğin ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde tiğin olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
TİĞİN
Sincap.
TİĞİNLİ
Manisa kenti, Gölmarmara ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.
Bu bölümde tanımı içerisinde TİĞİN geçen kelimeler listesi verilmiştir.
CADI
Geceleri dolaşarak insanlara kötülük ettiğine inanılan hortlak. Çok güzel göz. Kötülük yaparak başkalarına zarar veren kadın.
DİKEY
Başka bir doğru ile kesiştiğinde onunla birlikte dik açı oluşturan (doğru çizgi), amudi. Dik olarak.
ARİTMETİK
Matematiğin, konusu sayılar, bunların özellikleri ve işlemler olan kolu, hesap. Matematikle ilgili.
HALOJEN
Madenlerle birleştiğinde tuz verebilen flor, klor, brom ve iyot elementleri.
ANLAMAK
Bir şeyin ne demek olduğunu, neye işaret ettiğini kavramak. Sorup öğrenmek. Yarar sağlamak. Birinin duygularını, istek ve düşüncelerini sezebilmek. Yeni bilgileri eskileriyle bir araya getirerek sonuç niteliğinde başka bir bilgi edinmek. Bir şey hakkında bilgisi bulunmak. Doğru ve yerinde bulmak.
BARIŞ
Barışma işi. Uyum, karşılıklı anlayış ve hoşgörü ile oluşturulan ortam. Böyle bir antlaşmadan sonra insanlık tarihindeki süreç. Savaşın bittiğinin bir antlaşmayla belirtilmesinden sonraki durum, sulh, hazar.
İSTATİSTİK
Bir sonuç çıkarmak için verileri yöntemli bir biçimde toplayıp sayı olarak belirtme işi, sayımlama. İlkelerini olasılık kuramlarından alarak eldeki verileri grafik ve sayı biçiminde değerlendirmeye dayandıran matematiğin uygulamalı dalı, sayım bilimi.
EREKÇİLİK
Her şeyin bir erekle belirlendiğini, bir ereğe yöneldiğini, her şeyin bir ereklik yasasına göre olup bittiğini benimseyen görüş, finalizm.
BAYRAK
Bir milletin, belli bir topluluğun veya bir kuruluşun simgesi olarak kullanılan, renk ve biçimle özelleştirilmiş, genellikle dikdörtgen biçiminde kumaş, sancak. Atletizmdeki bayrak yarışında dört sporcunun elden ele geçirdiği kısa, yuvarlak sopa. Simge, sembol. Öncü. Baklagilllerde diğerlerinden daha üstte bulunan, daha büyük olan ve çoğunlukla başka bir renkte ve yuvarlakça olan taç yaprağı. Gerektiğinde indirilip kaldırılan, açılıp kapatılan kol.
BAZ
Temel. Bir asitle birleştiğinde bir tuz oluşturan madde.
GETİRMEK
Gelmesini sağlamak. Erişmek ya da eriştiğini sanmak. Bir makama atamak veya seçmek. Sebep olmak, ortaya çıkarmak. İleri sürmek. İletmek, bildirmek. Bir şeyi yanında veya üstünde bulundurmak. Sağlamak. Bazı kelimelerle birleşik fiil yapar.
DURAKSAMAK
Ne yapmak veya ne demek gerektiğini kestiremeyerek duraklamak, tereddüt etmek.
HAZIRCEVAP
Gerektiğinde çabuk, yerinde cevaplar bulup veren (kimse).
İHANET
Hıyanet, hainlik. Gerektiğinde yardımda bulunmama, bir kimsenin güvenini yok etme. Evlilikte, sevgide aldatma, sadakatsizlik.
ATOM
Birkaç türü birleştiğinde çeşitli molekülleri, bir tek türü ise bir kimyasal ögeyi oluşturan parçacık. Yaprakları üst üste sarılı topak marul. Eski Yunan filozoflarına göre gerçeğin son, artık bölünemez, bozulamaz diye tasarlanan temel ögeleri.
AMBERBU
Hindistan'da, İran'da yetişen, piştiğinde güzel bir koku veren, iri ve uzun taneli bir pirinç türü.
DİPLOMA
Bir kimseye herhangi bir okulu veya öğrenim programını başarıyla tamamladığını, bir derece veya unvanı kullanmaya hak kazandığını, bir iş, sanat veya meslek dalında çalışabilme yetkisi elde ettiğini belirtmek için bir öğretim kurumu tarafından düzenlenip verilen resmî belge, icazetname, şehadetname.
FİLAMAN
Elektrik ampullerinden akım geçtiğinde akkor duruma gelen ince iletken tel.
ÇEKYAT
Gerektiğinde açılıp yatak durumuna getirilebilen koltuk, kanepe.
DEPO
Korunmak, saklanmak veya gerektiğinde kullanılmak için bir şeyin konulduğu yer, ardiye. Ordu mallarının saklandığı, bakımlarının yapıldığı yer, debboy. Bir malın toptan satıldığı ve çokça bulunduğu yer.