Kelimeler arşivi içinde; başında "taf" olan, toplam 28 adet kelime bulunmaktadır. taf ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu taf ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde taf olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
TAFTAŞTIRMAK
TAFSİLATLI, TAFRACILIK
TAFLANCIK, TAFŞIRMAK
TAFSİLAT, TAFRANDA, TAFTALLI, TAFTAMAK
TAFRACI, TAFARİK, TAFATIR, TAFUŞAN
TAFLAN, TAFSİL, TAFANA, TAFRAN, TAFSIZ, TAFTAK
TAFRA, TAFTA, TAFAK, TAFAL, TAFİL
TAFD, TAFE, TAFT
TAF
TAF
Bul, ara.
TAFARİK
Karanfil kokusu veren bir esans. (Çarıksaray Şarkikaraağaç Isparta).
TAFRACI
Böbürlenen, yüksekten atan kimse.
TAFSİL
Bir şeyi ayrıntılarıyla anlatma, açıklama.
TAFTAŞTIRMAK
Düzeltmek : Biz gidelimde şu evi taftaştırıver.
TAFUŞAN
Tavşan.
TAFRANDA
Yeni, taze, turfanda.
TAFRACILIK
Tafracı olma durumu.
TAFATIR
Çok iyi, çok yararlı, çok güzel.
TAFTALLI
Tahta perde : Bizim taftallı yıkıldı.
TAFTAMAK
Dinlenmek, rahatlamak, serinlemek. Dövmek, birinin başına vurmak.
TAFLANCIK
Giresun ilinde, Espiye ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi. Giresun şehrinde, Keşap ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri. Ordu şehri, Ünye ilçesi, merkez bucağına bağlı bir bölge. Trabzon kenti, Hayrat ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri.
TAFSİLAT
Ayrıntı. Ayrıntılı açıklama.
TAFSİLATLI
Ayrıntılı.
TAFŞIRMAK
Ismarlamak; emanet etmek.
TAFLAN
Gülgillerden, 2-6 metre yüksekliğinde, kışın yapraklarını dökmeyen, çiçekleri salkım durumunda, beyaz veya yeşil olan, süs bitkisi olarak bahçelerde yetiştirilen küçük bir ağaç, karayemiş ağacı, karayemiş (Prunus laurocerasus).
Bu bölümde tanımı içerisinde TAF geçen kelimeler listesi verilmiştir.
LÜKS
Giyimde, eşyada, harcamada aşırı gitme, gösteriş, şatafat. Aydınlatma ölçü birimi. Aşırı, fazla. Hava basınçlı bir tür petrol lambası, lüks lambası. Gösterişli, şatafatlı. Gereksinim dışı olan.
ŞİRPENÇE
Deri altı hücre dokusunun ve yağ bezlerinin iltihaplanmasından oluşan, genişlediğinde çok tehlikeli olabilen, stafilokokların sebep olduğu bir kan çıbanı, kızılyara, aslanpençesi.
HOŞLUK
Hoş olma durumu, letafet.
CAFCAFLI
Gösterişli, fazla şık, şatafatlı. Karışık, gürültülü patırtılı, tehlikeli.
ÇALIM
Karşıdakini etkilemek amacıyla yapılmış olan abartılı davranış, kurum, caka, afra tafra, afur tafur, zambır. Geminin su kesiminden aşağı bölümünün baş ve kıç bodoslamasına doğru darlaşması. Bir oyuncunun topu elinden veya ayağından kaçırmadan karşısındaki oyuncuları kıvrak hareketlerle geçmesi. Biraz benzeme, andırma. Menzil, erim. Kılıcın keskin yanı.
KARAYEMİŞ
Taflan.
MECAZ
Bir ilgi veya benzetme sonucu gerçek anlamından başka anlamda kullanılan söz. Bir kelimeyi veya kavramı kabul edilenin dışında başka anlamlara gelecek biçimde kullanma, metafor.
METAFİZİKÇİLİK
Metafizikçinin işi veya mesleği.
MUTANTAN
Görkemli, şatafatlı.
AYRINTI
Bir bütünün önemce ikinci derecede olan ögelerinden her biri, teferruat, tafsilat, detay. Edebiyat veya sanat eserlerinde bir bütünün ögelerinden her biri, teferruat, tafsilat. Bir tiyatro eserinde ana düşünceye yardımcı olan kelime, cümle veya eşya.
AĞAÇÇIK
Taflan gibi dalları dibinden başlayarak çatallanan küçük ağaç.
BUTAFORCULUK
Butaforcunun yaptığı iş.
ÇALIMLI
Gösterişli, kurumlu, afralı tafralı. Başı yüksek, yapısı dar gemi.
GÖRKEMLİ
Büyüklüğü, görünüşü ve güzelliğiyle görenleri etkileyen, gösterişli, debdebeli, haşmetli, ihtişamlı, muhteşem, şaşaalı, şatafatlı, tantanalı, anıtsal. İri yapılı, iyice serpilmiş.
DOĞAÖTESİ
Duyularımızla algılayamadığımız varlıkların sebeplerini ve temellerini araştıran felsefe, fizikötesi, metafizik. Akıl ve sezgiyle elde edilen ilk ilkeleri veya mutlak bilgiyi konu alan felsefe, fizikötesi, metafizik. Bu felsefeyle ilgili olan.
GÖRKEM
Göz alıcı ve gösterişli olma durumu, gösteriş, debdebe, ihtişam, tantana, haşmet, şatafat, şaşaa. Büyüklük.
ABRAZONLU
Gösterişli, şatafatlı, oynak: Fatma çok abrazonludur.
CAFCAF
Gösteriş, şatafat. Ağız kalabalığı ile bir şeyi elde eden, şirret.
AYRINTILI
Ayrıntısı olan, teferruatlı, tafsilatlı, detaylı, mufassal, ince, uzun. Ayrıntılara girerek.
METAFİZİKÇİ
Metafizik ile uğraşan kimse.
Kaynak: Türk Dil Kurumu (TDK) Büyük Türkçe Sözlük