Kelimeler arşivi içinde; sonunda "somut" olan, toplam 1 adet kelime bulunmaktadır. Sonu somut ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında somut olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde somut olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
SOMUT
SOMUT
Varlığı duyularla algılanabilen, müşahhas, konkre, soyut karşıtı. Somut olan şey.
Bu bölümde tanımı içerisinde SOMUT geçen kelimeler listesi verilmiştir.
SOMUTLANMA
Somutlanmak durumu.
SOMUTLAŞTIRMAK
Somut duruma getirmek.
SOMUTLAŞTIRMA
Somutlaştırmak işi.
SOMUTLANMAK
Somut duruma gelmek.
SOMUTLUK
Somut olma durumu, müşahhaslık.
SOYUTÇULUK
Soyutlamalara, somut gerçeklerinkine eşit değer verme, amaç olarak soyutu alan tutum, abstraksiyonizm.
AKILSAL
Düşünceyi ve gerçeği somut değerlerle birbirine bağlayan, hakikati içine alan.
SİMGE
Duyularla ifade edilemeyen bir şeyi belirten somut nesne veya işaret, alem, remiz, rumuz, timsal, sembol.
BİREY
Kendine özgü nitelikleri yitirmeden bölünemeyen tek varlık, fert. Bir türün kapsamı içine giren somut varlık. Doğa bilgisinde türü oluşturan tek varlıklardan her biri. Toplumları oluşturan ve düşünsel, duygusal, iradeyle ilgili nitelikleri toplum içinde belirlenen insanların her biri, fert. İnsan topluluklarını oluşturan, insanların benzer yanlarını kendinde taşımakla birlikte, kendine özgü ayırıcı özellikleri de bulunan tek can, fert.
YAPI
Barınmak veya başka amaçlarla kullanılmak için yapılmış her türlü mimarlık eseri, bina. Yapma, oluşturma, ortaya konulma, meydana getirme. Bütünün bir araya getirilişinde uyulan dizge, strüktür. Ögeleriyle somut bağımlılığı olan bütün. Parçaları ve ögeleri arasında yasaya uygunluk, durağan bağlar ve karşılıklı ilişkiler bulunan dizge veya bütün, strüktür. Yapılmakta olan konut, yol, köprü vb. inşaat, konstrüksiyon. Canlı bir varlığın ruh veya beden özelliklerinin tümü, bünye, strüktür. Bir hücrede, bir dokuda, karmaşık oluşumlu bir organizmada elemanların düzeni.
SOYUT
Varlığı duyularla algılanamayan, mücerret, somut karşıtı, abstre. Anlaşılması, kavranılması güç.
DÜZEN
Belli yöntem, ilke veya yasalara göre kurulmuş olan durum, uyum, nizam, sistem. Topluca ve gizlice yürütülen herhangi bir plan, dolap, komplo. Dolap, hile. Soyut ve somut nesnelerin bir sıraya, bir hedefe, bir amaca göre sıralanması, konsept. Bez dokuma tezgâhı. Toplumsal bir yapı içinde ögelerin bütüne, bütünün ögelere ve ögelerin birbirlerine göre ilişkileri. Yerleştirme, tertip. Bir devletin belli başlı ilkeleri bakımından yönetimde tuttuğu yol, yönetim biçimi, rejim. Müzik aletlerinde ses ayarı, akort. Bir kimseye, bir kuruluşa karşı toplu olarak alınan gizli karar, dolap, komplo. Alet edevat takımı.
SOMUTLAŞMA
Somutlaşmak durumu.
MÜCESSEM
Cisim durumunda olan. Soyut kavramlar için somut bir varlıkta tam olarak belirmiş olan.
DIŞ
Herhangi bir cisim veya alanın sınırları içinde bulunmayan yer, hariç, iç karşıtı. Görülen, içte bulunmayan yüzey. Bazı top oyunlarında karşı takım oyuncularının vuruşuyla topun kalenin bulunduğu taraftan dışarı çıkması, aut. Yabancı ülkelerle ilgili. Bireyin ötesinde bir varlığı olan. Açık havada geçen sahneleri içine alan çekim. Bir kimsenin görünüşü, durum ve davranışları. Somut kavramlarda iki veya ikiden çok şeyde merkeze daha uzak olan. Bir konunun kapsamına girmeyen şey.
DÜZDEĞİŞMECE
Benzetme ilgisi bulunmaksızın, neden-sonuç gibi türlü ilişkilerle bir sözcüğün başka bir sözcük yerinde kullanılması sanatı, bk. değişmece. Birçok türleri vardır: a. Kabı, içindekinin yerinde kullanma. Ör. Sobayı yaktım. b. Sonucu, nedenin yerine kullanma. Ör. Bereket yağıyor. c. Bütünü parçanın yerine kullanma. Ör. Tırnağımı kestim. ç. Geneli, özelin yerine kullanmak: At yerine hayvan demek gibi. Ör. Hayvanı eyerlemek. d. Aracın, yaptığı iş yerine kullanılması. Ör. Türk dili e. Somut adı soyut kavram yerine kullanmak. Ör. Onun kolu uzundur.
SOMUTLAŞMAK
Somut duruma gelmek.
MÜŞAHHAS
Somut.
İÇ
Herhangi bir durumun, cismin veya alanın sınırları arasında bulunan bir yer, dâhil, dış karşıtı. Muhteva. Bir ülke, şehir, topluluk vb.nde olan veya yapılan. Kabuğu olan veya dışı kabuk durumunda bulunan yiyeceklerde kabuğun sardığı bölüm. Değişik yemeklerde kullanılmak üzere et ile sebzelerin ince kıyımının karıştırılması ve yoğrulmasıyla meydana getirilen karışım. Cisimlerin yüzeyleri arasında kalan her nokta. Mide, bağırsak, karın. Ten ile dış giysiler arası. Oyuk şeylerin boşluğu. Akıl, gönül, irade gibi insanın manevi varlığını oluşturan şeylerden herhangi biri. Nesnelerin veya kimselerin arasında bulunan nesne veya kimse, ara. Pirinç, soğan ve baharatla hazırlanan, dolmalarda kullanılan karışım. İnsanın manevi varlığıyla ilgili olan. Somut kavramlarda iki veya ikiden çok şeyde merkeze daha yakın olan.
BÜYÜK
Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), makro, küçük karşıtı. Büyük abdest. Yetişkin, belli bir yaşa gelmiş. Önemli. Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram). Makam, rütbe, derece bakımından daha üst olan kimse. Üstün niteliği olan. Niceliği çok olan.