Kelimeler arşivi içinde; başında "sına" olan, toplam 45 adet kelime bulunmaktadır. sına ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu sına ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde sına olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
SINAYABİLMEK, SINANABİLMEK
SINAYABİLME, SINARLANMAK, SINAŞTIRMAK, SINANABİLME
SINANGULLU, SINARLAMAK
SINANGULU, SINANGILI, SINAMAMIŞ, SINANĞILI
SINAŞMAK, SINANMIŞ, SINAKALI, SINATMAK, SINANGIN, SINANĞIN, SINARDAŞ, SINANGUL, SINANMAK
SINAŞIK, SINANĞI, SINATMA, SINAVUÇ, SINAYIŞ, SINANMA, SINANGU, SINAMAH, SINANGİ, SINANGI, SINANAN, SINAMAK
SINAAT, SINAKA, SINAMA, SINARI
SINAT, SINAR, SINAP, SINAV, SINAK, SINAİ, SINAH
SINA
SINA
Araba tekerleğinin çemberi. Yaşıt, akran.
SINAYABİLME
Sınayabilmek işi.
SINAKALI
Deneyi yapılmış, denenmiş.
SINANĞILI
Denenmiş, denemeden geçmiş.
SINAŞTIRMAK
Alıştırmak.
SINANGULLU
Denemiş, bilgili, tecrübeli.
SINAŞMAK
1.Alışmak : Çocuk mektebe sınaştı. 2.Kullanmak. 3.Tanışmak, dost olmak. Karşılıklı kuvvet denemek. Birbirini denemek, karşılaşmak. Birbirini sınamak.
SINANGILI
1.Denenmiş, denemeden geçmiş 2.Denemiş, bilgili, tecrübeli. Deneyi yapılmış, denenmiş.
SINAYABİLMEK
Sınama imkânı veya olasılığı bulunmak.
SINANABİLMEK
Sınanma imkânı veya olasılığı bulunmak.
SINANABİLME
Sınanabilmek işi.
SINANMIŞ
Yaşlı, büyük: Sınanmış ağaç kesmek günahtır.
SINARLANMAK
Barınmak. Saklanmak, sığınmak.
SINAMAMIŞ
Tecrübesiz.
SINARLAMAK
Horlamak.
SINANGULU
Denenmiş, denemeden geçmiş.
Bu bölümde tanımı içerisinde SINA geçen kelimeler listesi verilmiştir.
AÇIMLAMAK
Bir sorunu veya konuyu ele alıp en ince noktasına kadar gözden geçirerek anlatmak, şerh etmek, teşrih etmek.
ADAMCA
İnsana yaraşır bir biçimde, adamcasına. İnsan sayısı bakımından.
AĞRITMAK
Ağrımasına yol açmak.
ACIMASIZCA
Acımasız olarak, acımasız bir biçimde, acımasızcasına, zalimce, zalimcesine, zalimane.
AFFETMEK
Bağışlamak. Hoşgörü ile karşılamak, mazur görmek. Birinin sorumluluğundaki bir görevden veya işten çıkmasına izin vermek.
AĞIZLIK
Bir ucuna sigara takılan, öbür ucundan nefes çekilen çubuk biçimindeki araç. Hayvanın ısırmasına, zararlı bir şey yemesine engel olmak için ağzına takılan tel, deri vb. kafes. Nefesli çalgılarda ağza gelen yer. Kuyu bileziği. Su tesisatında su alıp vermeye yarayan vanalı uç. Yemiş küfelerinin üzerine yapraklı dallarla yapılmış olan kapak. Telefon vb. cihazlarda ağza yaklaştırılan bölüm. Huni. Bir şeyin başladığı yer. Dokumacılıkta çözgünün açılıp kapandığı ve içinde mekiğin geçtiği yer.
ACIKTIRMAK
Açlık duymasına sebep olmak. Aç bırakmak.
ABARTMAK
Bir nesneyi veya durumu olduğundan daha önemli, daha büyük veya daha çok göstermek, mübalağa etmek. Bir iş, bir davranış vb.nde gereğinden fazlasına kaçmak, aşırıya kaçmak.
AĞLATMAK
Ağlamasına yol açmak.
AĞ
İplik, sicim, tel vb. ince şeylerden kafes biçiminde yapılmış örgü. Ulaşım ve iletişim gibi alanlarda ülkenin her yerine yaygınlaştırılmış şebeke. Örümcek vb. hayvanların salgılarıyla oluşturdukları örgü. Çaprazlama örgü ile yapılmış olan ve kale direkleri arkasına gerilen örgü, file. Pantolon veya külotun apış arasına gelen yeri, apışlık. Tuzak. Oyun alanını ortadan ikiye bölen iple yapılmış örgü, file.
ACITMAK
Acılık vermek. Ağrı, sızı duyulmasına sebep olmak.
ACEM
Klasik Türk müziğinde mi notasına yakın bir perde. İran ülkesi. İranlı.
AĞIZLAMAK
Bir boğazın veya bir limanın ağzını ortalamak. Bir işi kolaylamak. Bir parçayı yuvasına geçirmek için önce yuvanın ağzını ayarlamak.
AKÇÖPLEME
Zambakgillerden, yapraklarının uzun, geniş olması, çiçeklerinin güzelliği dolayısıyla bahçe çiçekleri arasına giren zehirli bir bitki cinsi (Veratrum album).
AKILLICA
Akla yakın, doğru, makul. (akıllı'ca) Akla yakın, doğru bir biçimde, akıllıcasına, akilane.
AHLAKSIZCA
Ahlaksız bir biçimde veya tarzda, ahlaksızcasına.
AĞIRLAŞTIRMAK
Bir şeyin ağırlaşmasına yol açmak.
AĞIZOTU
Topları ateşlemek için falyaya konulan ve barutun patlamasına sebep olan madde.
ACINDIRMAK
Birinin acımasına yol açmak, birini merhamete getirmek.
AĞDIRMAK
Ağmasına sebep olmak. Aşağı inmek, yük veya terazide denge bozularak bir yanı ağır gelmek.