Sonu RAKI ile biten kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; sonunda "rakı" olan, toplam 5 adet kelime bulunmaktadır. Sonu rakı ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.

Bunun yanı sıra, başında rakı olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde rakı olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.

 
 

Bazı kelimelerin anlamları

RAKI

Üzüm, incir, erik vb. meyvelerin alkolle mayalanarak damıtılmasıyla elde edilen içki, aslansütü, imamsuyu.

BAZRAKI

Salyangoz.

ARAKI

İçki, rakı. Arapça kökenli arak / araki: Rakı, üzüm suyundan yapılan içki.

IRAKI

Rakı.

BIRAKI

Bırakılmış, terkedilmiş, eskimiş, beğenilmeyip atılmış, artık.

  -   -   -  

Anlamında RAKI bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde RAKI geçen kelimeler listesi verilmiştir.

ARAK

Ter. Çalma. Pirinç ve şeker kamışından elde edilen bir rakı türü.

ANASON

Maydanozgillerden, kokulu tohumu hamur işlerinde ve rakı yapımında kullanılan bir bitki (Pimpinella anisum).

CİN

Dinî inanışa göre duyularla kavranamayan, insanlar gibi irade ve anlama yeteneğine sahip, ilahi emirlere uymakla yükümlü tutulan yaratık. Masallarda göze görünmeyen, türlü biçimlere girebilen, iyilik de kötülük de yapabilen yaratık. Akıllı, zeki, uyanık kimse. Buğday, arpa, yulaf vb.nden elde edilen ve ardıçla kokulandırılan bir alkollü içki türü, ardıç rakısı. Pamuklu, kalın kumaştan giysi veya pantolon.

ARTÇI

Geçmiş bir sanat veya edebiyat çığırını sürdüren sanatçı veya hareket. Yürüyüş durumunda bulunan bir askerî birliğin güvenliğini sağlamak için arkadan gelmek üzere bırakılan kıta, dümdar, öncü karşıtı. Arkadan gelen, sonra olan, öncü karşıtı.

BABA

Çocuğu olan erkek, peder. Kazılarda çıkarılan toprağın miktarını hesaplayabilmek için yer yer bırakılan toprak dikme. Çok kaliteli, üstün nitelikli. Tarikatların bazısında tekke büyüğü. Çocuğun dünyaya gelmesinde etken olan erkek. Koruyucu, babalık duyguları ile dolu kimse. Çatı merteği. Bir ülkeye veya bir topluluğa yararlı olmuş kimse. Gemi veya iskelede halatın takıldığı yuvarlak başlı iri demir, ağaç veya beton dikme. Anlayışlı, iyi huylu erkek. Silah kaçakçılığı, kara para aklama ve uyuşturucu madde ticareti vb. kirli ve gizli işler yapan çetenin başı. Ata. Bir merdivende, tırabzanın sahanlıkla birleştiği yerde bulunan dikey öge. Bu gibi kimselere verilen unvan.

AŞK

Aşk hakkında çok fazla tanımlama yapılmıştır. Burada hepsinden bahsedersek, sayfalar dolusu metinler yazmamız gerekir. O yüzden, bu sayfada, diğer sayfalardaki tanımlamalardan farklı olarak, sadece aşk ve aşka benzer kelimelerin tanımını vererek, esas anlamını size bırakıyoruz.

AGANTA

Yısa veya laçka edilmekte olan bir halatın ve zincirin kısa bir süre elde tutulup bırakılmaması için verilen emir.

BİRİKİM

Birikme, bir yerde toplanıp yığılma. Biriktirilen mal ya da para. Gözlemler, deneyler sonucu elde edilmiş şeylerin bütünü, deneyim. Bilim veya sanat alanında sahip olunan bilgi, repertuvar. Herhangi bir aşınma sürecinde veya taşıma işi yapılırken alüvyonlu maddelerin bırakılması. Toplumların kültürel varlıklarının gelişip genişlemesi ve uygarlık düzeyinin yükselmesi süreci.

AYAZLANMAK

Ayazda bırakılıp soğumak.

BAKIMSIZLIK

Bakımsız olma, terk edilme, yüzüstü bırakılma durumu.

BİTTER

Bir tür acı bira. Bir tür ardıç rakısı. Acı çikolata.

BATAKHANE

Gidenlerin dolandırıldığı veya kötü bir durumda bırakıldığı yer. İşlerin zamanında ve gereğince yapılmadığı yer.

ARİYET

Ödünçleme. Belli bir taşınır malın kullanımının geri verilmek şartıyla bedelsiz olarak bir kimseye bırakılması.

CARİYE

Yabancı ülkelerden kaçırılıp özgürlükten yoksun bırakılan, alınıp satılabilen, her konuda efendisinin isteklerine bağlı bulunan genç kadın, halayık.

ÇAMURLAMA

Çamurlamak işi. Yanmaya elverişli cevherin bir bölümünün eski üretim alanında bırakılması sonucunda çıkması muhtemel yangının önlenmesi işi.

BAŞIBOŞ

Bir şeye veya kimseye bağlı olmayan. (başı'boş) Kendi isteğine göre, hiçbir etki altında kalmadan. (başı'boş) Yönetimsiz, baskısız, denetimsiz bir biçimde. Bağlanmamış, serbest bırakılmış.

BIRAKILMA

Bırakılmak işi.

ATEŞKES

Savaşan iki kuvvetin karşılıklı olarak savaşı durdurması, bırakışma, mütareke.

AÇIT

Bir duvarda kapı, pencere, kemerleme vb. bölümler için bırakılmış açıklık.

AZAT

Serbest bırakma. Serbest bırakılmış olan. Okullarda paydos.