PİŞME ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "pişme" olan, toplam 2 adet kelime bulunmaktadır. pişme ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu pişme ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde pişme olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

Bazı kelimelerin anlamları

PİŞME

Pişmek işi.

PİŞMEK

Ateşte, fırında, kaynar suda veya yağda ısı etkisiyle yenilebilir duruma gelmek. Meyve olgun duruma gelmek. Bunalacak kadar sıcaklık duymak. İşe alışıp beceri ve ustalık kazanmak, zorlukları göğüslemek. Pişik oluşmak. Bir konuyu iyice öğrenmek. Herhangi bir iş için konuşup hazırlanmak. Isıtma sonucu belirli bir kullanıma uygun duruma gelmek.

  -   -   -  

Anlamında PİŞME bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde PİŞME geçen kelimeler listesi verilmiştir.

BİŞMEK

Olgunlaşmak (meyve). Yanmak. Çözülmek, yoluna konmak: Aramızdaki o mesele artık bişti. Pişmek. Eski türkçe biçmek: biçmek. Eski türkçe bışmek: pişmek. Biçmek. Pişmek pişirilmek.

ALATAVLI

Yarı yaş, yarı kuru toprak, az tavlı yer. İyice pişmemiş yemek.

PİŞİM

Pişme işi. Pişirim.

DİRİ

Yaşamakta olan, yaşayan, canlı, ölü karşıtı. Gereği kadar pişmemiş. Solmamış, pörsümemiş. Güçlü, zinde.

BIZLAMAK

Sıkılmak, sıkışmak, bunalmak. İşemek. Doğurmak (İnek hakkında). Ateşte pişmek (et hakkında). Bir şeyi bırakmak, terketmek.

KIZARMAK

Kırmızı veya ona yakın bir renk almak. Yiyecekler tavada kızgın yağ içinde veya ateşte kırmızılaşarak pişmek. Utanç, öfke vb. duyguların etkisiyle, kanın yüze hücumu sonucu yüz kırmızı bir renk almak. Bazı sebze ve meyveler olgunlaşmaya başlamak, olgunlaşmak.

ÇIĞLAMA

Altına lahana yaprağı konularak pişirilen mısır ekmeği. Pişmemiş sütten yapılan peynir. Nemlenme.

BAVRIMAK

Bir işde veya daha çok o işin hile ve fesat taraflarında pişmek.

TEPİŞME

Tepişmek işi.

KABUK

Bir şeyin üstünü kaplayan ve onu dış etkilere karşı koruyan, kendiliğinden oluşmuş sertçe bölüm, kışır. Deri üzerinde bir yaranın veya sivilcenin kurumasıyla oluşan sertçe bölüm. Bir sıvı veya gazı dıştan saran, sert katman. Ekmeğin pişme sırasında içinden daha çok sertleşen dış bölümü. Bir hayvanı dıştan örten kitinli, kalkerli, silisli, kemiksi veya boynuzsu örtü, kavkı.

HAMUR

Unun su veya başka sıvılarla yoğrulmuş durumu. Ağrı iline bağlı ilçelerden biri. İyi pişmemiş (ekmek ve hamur işleri). Kâğıtta tür, nitelik. Öz, asıl, maya.

ALATATAVU

İyice pişmemiş yemek.

DİNLENMEK

Güç kazanmak için çalışmaya ara vermek, yorgunluğunu gidermek, soluklanmak, istirahat etmek. Dinleme işine konu olmak. Bazı yiyecek ve içecekleri, tadını arttırma, kolay pişmesini sağlama vb. sebeplerle bir süre bekletmek. Önemsenmek, öğüdü yerine getirilmek.

TATARI

Tam pişmemiş.

BÜRKÜM

Havanın bunaltıcı sıcak zamanı. Küldeki sıcaklık: Mangalın bürkümünde kahve pişmez.

BIŞMAK

Biçmek. Pişmek.

CERP

Tahsildarın evleri dolaşması. Et, pişmeye başladığı zaman çıkan köpük. Et suyunun üstündeki yağ tabakası.

KAYNAMAK

Bir sıvı, sıcaklığı belli bir dereceyi bulduğunda buhar durumuna geçerek fokurdamak. Mide ekşimek. Kırık, çatlak kemik veya metal parçalar eski durumunu almak, birbirine yapışmak. Yerden çıkmak. Mayalı bir şey kabarıp köpürmek. Çok miktarda bulunmak. Yiyecek, içecek pişmek, haşlanmak. Arada kaybolmak. Gerektiği gibi yapılamamak. Gizli bir iş çevirmek, için için hazırlanmak. Bir yerde huzursuzluk, tedirginlik olmak. Artmak, çoğalmak, yoğunlaşmak. Coşmak, heyecanlanmak. Çalkantı durumunda olmak, dalgalanmak. Yara kapanmak, iyileşmek.

ALASULU

Yeni olmaya başlamış meyva. İyi pişmemiş, yarı sulu yemek. Uluorta, yersiz söz söyliyen.

CIĞ

Dokuma tezgâhında kullanılan yassı tahta veya saçdan makara. Genç, küçük ağaç dalları. Kendir ve haşhaş sapı. Ağaca yapılan kalem aşısının uç kısmı. Kuzular için tahtadan yapılmış küçük ağıl. Ahırların üst döşemesi. Sınır. Pişmemiş. Kar üzerindeki ayak izi. Sürü, katar: Serçenin cığı olmaz. Kanı kaynama, sevme. Çığ. Donup buz haline gelmiş kar. Nemli havadan meydana gelen su damlacığı. Gelinlerin ve genç kızların düğünlerde başlarına süs olarak taktıkları parlak renkli tel veya tüy.