PAĞ ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "pağ" olan, toplam 19 adet kelime bulunmaktadır. pağ ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu pağ ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde pağ olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

12 harfli kelimeler

PAĞİRTDURMAK

8 harfli kelimeler

PAĞLAMPA, PAĞLAMAK, PAĞİRMAK

7 harfli kelimeler

PAĞLAVA

6 harfli kelimeler

PAĞAÇA, PAĞALA, PAĞARÇ

5 harfli kelimeler

PAĞAŞ, PAĞNA, PAĞLİ, PAĞLA, PAĞIL, PAĞAS, PAĞAM, PAĞAH, PAĞAÇ

4 harfli kelimeler

PAĞA

3 harfli kelimeler

PAĞ

Bazı kelimelerin anlamları

PAĞ

Yıkılmış ev ve yeri. Ev kadınlarının kullandıkları iş önlüğü. Ev yapmak için kazılan temel. Başörtüsü.

PAĞLAMAK

Rabtetmek, bağlamak// el pağlamak: muti olmak, buyruk beklemek.

PAĞLAVA

Arapça kökenli baklawa: Baklava.

PAĞAM

Teyel.

PAĞAÇA

Yağlı hamur pişirilip doğrandıktan sonra üstüne sarmısaklı yoğurt ve yağ dökülerek yapılan bir çeşit yemek.

PAĞİRMAK

(bağırmak). Seslenmek, bağırmak. Sözlü olarak ilan etmek.

PAĞAŞ

Poğaça; bir çeşit toparlak ekmek.

PAĞALA

Fasulye.

PAĞNA

Ahırdaki yemlik.

PAĞIL

Cimri. Kıskanç.

PAĞARÇ

Yağlı hamur pişirilip doğrandıktan sonra üstüne sarmısaklı yoğurt ve yağ dökülerek yapılan bir çeşit yemek.

PAĞLA

Bakla. Fasulye.

PAĞLAMPA

Yağmurlu ve karlı havalarda çukur yerlere çöken sis, pus.

PAĞİRTDURMAK

Sözlü olarak ilan ettirmek.

PAĞLİ

Bağlanmış hâlde.

PAĞAS

Yağlı hamur pişirilip doğrandıktan sonra üstüne sarmısaklı yoğurt ve yağ dökülerek yapılan bir çeşit yemek.

  -   -   -  

Anlamında PAĞ bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde PAĞ geçen kelimeler listesi verilmiştir.

GÖMLEK

Vücudun üst kısmına giyilen kollu veya yarım kollu, yakalı giysi. Göbek, batın. Kitap kapağına geçirilen kap, kılıf. Basamak, kat, derece. Kadınların giydikleri ince kumaştan yapılmış kolsuz, yakasız iç çamaşırı, kombinezon. Dosya kartonu. Vücudun üst kısmına giyilen iç çamaşırı. Memeli hayvanlarda bağırsakları dıştan saran yağlı zar. Beyaz ışık sağlamak için lambanın üzerine geçirilen amyanttan kılıf.

AYNA

Işığı yansıtan, varlıkların görüntüsünü veren, cilalı ve sırlı cam, gözgü, mirat. Gemilerde işaretçi erlerin kullandığı dürbün. Atların diz kapağı. İyi bir durumda, yolunda. Doğramacılık ve yapıcılıkta çerçeve içine geçirilen tahta veya taş levha. Küreğin yassı uç bölümü. Karagöz oyununda perde. Bir olayı, bir durumu yansıtan, göz önünde canlandıran olay, durum, şey. Akıntı ve anaforun birleştiği yerde oluşan su burgacı.

ÇAPAKSIZ

Çapağı olmayan.

İSKARTO

Yapağı kırıntısı.

ARPACIK

Göz kapağının kenarında çıkan küçük çıban, it dirseği. Tüfek, tabanca vb. ateşli silahlarda namlunun en ileri bölümünde bulunan ve nişan alırken gezle birlikte göz ile hedef arasında aynı çizgi üzerine getirilen küçük çıkıntı.

GÜVE

Kurtçuğu yapağı, yünlü kumaş ve dokuma yiyen pul kanatlılardan bir böcek (Tine pellionella).

AVARYA

Bir deniz yolculuğunda geminin veya yükünün gördüğü zarar. Çeşitli sebeplerle dayanıklılığını ve esnekliğini kaybetmiş yapağı ve yün.

ÇAPAKLI

Çapağı olan.

DUVAK

Gelinin başını, bazen de yüzünü örten dantel veya tülden örtü. Küp, tandır, baca vb.nin taş veya topraktan yapılmış kapağı. Yeni doğan bazı bebeklerin doğduğu zaman başlarını çevreleyen zar.

BEZELEMEK

Hamur topağı yapmak.

AÇACAK

Şişelenmiş bazı içeceklerin kapaklarını açmaya yarayan araç. Anahtar. Teneke kutu içinde korunmuş yiyeceklerin kapağını açmaya yarayan araç.

İMROZ

Vücudu beyaz, baş ve ayaklarda siyah lekeler bulunan, küçük cüsseli, uzun ve ince kuyruklu, kaba karışık ve uzun yapağılı, Gökçeada ve kısmen Çanakkale ilinde yetiştirilen bir tür koyun.

ANAHTAR

Kilidi açıp kapamak için kullanılan araç, açar, açkı, miftah, dil. Kurgu. Şifre yazmak ve çözmek için kararlaştırılmış olan yol. Konserve kutularının kapağını keserek açmaya yarayan alet, açacak. Herhangi bir olayda belirleyici olan. İstenilen yere veya aygıta, isteğe göre elektrik akımının geçmesini sağlamak için kullanılan düzen, çevirici, çevirgeç, şalter, komütatör. Somunları veya vidaları çevirerek sıkıştırıp gevşetmek için kullanılan çelik saplı araç. Notaların müzik merdivenindeki yükseklik derecelerini göstermek ve buna göre okunmasını sağlamak için portenin başına konulan işaret. Vesile, araç, vasıta.

AKKARAMAN

Orta ve Doğu Anadolu'nun batı kesimlerinde yaygın olarak yetiştirilen, vücudu beyaz, ağız, burun, göz etrafı, kulak ve ayaklarında siyah lekeler bulunabilen, kaba karışık yapağılı, yerli bir tür koyun.

DUDU

Kadınlara verilen bir unvan, hanım. Papağan. Yaşlı Ermeni kadını.

BEZE

Yara veya çıban sebebiyle vücudun herhangi bir yerinde oluşan şişkinlik, gudde. Hamur topağı, pazı. Yumurta akı ve pudra şekeri ile yapılmış olan bir çeşit pasta türü.

GICIK

Boğazda duyulup aksırtan, öksürten yakıcı kaşıntı. Sözleriyle, davranışlarıyla karşısındakini kızdıran, sinirlendiren, sıkan (kimse). Beyaz renkli, dağlıç koyununa benzer vücut yapısında, kuyruğu son omurlara kadar yağ kitlesi ile kaplı ve bu sebeple alt kısmı yuvarlakça görünen, kaba, karışık yapağılı bir tür koyun.

BEDİRİK

Temizlenip taranmış ve eğrilmeye hazır duruma getirilmiş yün veya pamuk topağı.

HERİK

Karadeniz'in geçit bölgelerinde yetiştirilen, beyaz renkli, kaba ve karışık yapağılı bir tür koyun.

BORDÜR

Kaldırımların kenarlarında bulunan taşlar. Cilt kapağındaki kalın çizgiler. Genellikle giyim kuşam malzemesindeki kenar süsü. Banyo, tuvalet, mutfak vb. ıslak zeminlerde duvar döşemeleri arasına konan motifli bir fayans türü.